Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rusya'nın Türkiye'ye bazı sektörlerde uyguladığı sınırlamalara ilişkin, "Önümüzdeki bir iki hafta içerisinde oturacağız ve net bir eylem planı, bir yol haritası ortaya konulacak. İnanıyorum ki bütün sektörlerde bu sınırlamaların mutlaka kalkacağı bir seçenek ortaya koyacağız." dedi.

Şimşek, Türkiye Müteahhitler Birliği'nin (TMB) 32. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, müteahhitlik sektörüne önemli kaynak ayırdıklarını, sektörün geleceğinin parlak olduğunu söyledi.

Türkiye'de bazı tahminlere göre gerek deprem açısından gerekse başka özellikler açısından hala 6 milyonun üzerinde standardın altında yapılar bulunduğuna işaret eden Şimşek, bunların kentsel dönüşümle yenilenmesinin söz konusu olduğunu, bunun da büyük bir iş alanı yarattığını kaydetti. Şimşek, hükümetin altyapı yatırımlarına yönelik önceliklerinin devam ettiğini dile getirdi.

Şimşek, Türkiye'ye yurt dışından kaynak çekmek açısından ülkede konut edindirmeyi kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptıklarını hatırlatarak, bunun sektörün tamamına olumlu yansıyacağını ifade etti.

Müteahhitlerin yurt dışında aktif rol almasına büyük önem verdiklerine dikkati çeken Şimşek, cari açık sorununu aşma yolunun ihracat seferberliğinden geçtiğini, hizmet sektörü ve ihracatının da bu anlamda çok önemli olduğunu vurguladı.

Şimşek, turizm ve müteahhitlik sektörünün, Türkiye'nin hizmet ihracatının çok önemli ayakları olduğuna işaret ederek, bu anlamda müteahhitlik sektörünün faaliyetlerini çok önemsediklerini söyledi.

TMB Başkanı Mithat Yenigün'ün kendisine bölgedeki jeopolitik gerginliklerden önce yıllık yaklaşık 25-30 milyar dolarlık yeni proje üstelendiklerini, bunun şu anda 12 milyar dolar düzeyine indiğini aktardığını anlatan Şimşek, "Zor bir dönem ve hakikaten bu dönemin yansımaları ortada ama kötümser olmaya gerek yok. Bizim geleneksel yakın coğrafya en büyük pazar. İmkanlarımızı seferber ediyoruz. Eximbank'ın imkanlarını da ciddi bir şekilde artırdık." diye konuştu.

"Rusya ile net bir eylem planı ortaya konulacak"

Rusya ile ilişkilere de değinen Şimşek, Rusya'nın, Türkiye'nin önemli bir komşusu, ticari partneri olduğunu ve diyalog içerisinde bulunduklarını söyledi.

Şimşek, Rusya'nın uçak krizinden sonra Türk firmalarına, belirli sektörlerde birtakım sınırlamalar ve yasaklamalar getirildiğini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi onlara çok açık ve net olarak şu mesajı verdik, bu ilişkiler ancak iki ülkenin karşılıklı menfaatlerine dayanıyorsa sürdürülebilirdir. İnşallah önümüzdeki bir iki hafta içerisinde oturacağız ve net bir eylem planı, bir yol haritası ortaya konulacak. İnanıyorum ki bütün sektörlerde bu sınırlamaların mutlaka kalkacağı bir seçenek ortaya koyacağız. Çünkü sektörel sınırlamalar, yasaklamalar, iki ülke ilişkileri eğer normalleşiyorsa asla olmaması gereken durumlardır. İnşallah yakında o anlamdaki sınırlanmalar da kaldırılmış olur. Belki birkaç yıl sonra hep birlikte siz (müteahhitler) uluslararası ortaklarınızla Libya'yı Irak'ı, Suriye'yi, Yemen'i nasıl inşa edeceğinizi konuşacaksınız."

"BRICS ülkelerinin kurduğu bankaya üye olmayı değerlendiriyoruz"

Şimşek, özellikle hukukun iyi işlediği ülkelerde iş yapmanın daha kolay olduğunu, ancak bu ülkelerde de kar marjlarının diğer ülkeler kadar yüksek olmadığını söyledi. Bu anlamda yeni gelişen ülkelere ve Afrika'ya da odaklanacaklarına işaret eden Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz 2007 yılında Afrika Kalkınma Bankasına, Afrika Kalkınma Fonuna üyeliği neden gündeme getirdik, neden üye olduk? Sırf o kaynaklardan faydalanmak için. BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkelerinin kurduğu yeni bir kalkınma bankası var. Onların vereceği projelerden yararlanmak için üye olunması gerekiyor. Sırf onun için şu anda ciddi ciddi üye olmayı değerlendiriyoruz. Sırf sizin önünüzü açmak için. Çin'in liderliğinde geçen sene kuruluşu tamamlanan bir altyapı yatırım bankası vardı, biz ona da üye olduk. Amacımız yatırım, kalkınma bankaları, altyapı fonları tarafından finanse edilen projelerde sizin de rahat bir şekilde gidip katılabilmeniz, orada proje almanız halinde bunun finansmanının sağlanması."

Anayasa değişikliğine de değinen Şimşek, bunun önemli bir faydası olacağını, artık ülkenin sürekli seçimden seçime koşmayacağını, böylece kaynakların ve enerjinin seçimler için değil, kaynaklar ve sektörel değişim, dönüşüm için harcanacağını söyledi.

Şimşek, bundan sonraki dönemde, İş Kanunu'nun daha dengeli hale getirilmesinden, kıdem tazminatına, yargının daha da hızlandırılmasından eğitimde kaliteye, yatırım ikliminin iyileştirilmesinden vergi reformuna, bürokrasinin azaltılmasına kadar birçok alanda reformları hayata geçireceklerini vurguladı.

"AB ile ticaret hacmini çok rahat 300 milyar dolara çıkarabiliriz"

Türkiye'nin AB ile ilişkileri ve Gümrük Birliğinin güncellenmesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, müteahhitlere seslenerek, "Gümrük Birliği, içine hizmetleri, kamu alımlarını ve tarımı da alacak şekilde genişletilirse en çok size faydası olur. Çünkü o zaman bütün Avrupa'daki devletlerin yaptığı altyapı projelerine faaliyetlerine sizler doğrudan doğruya katılabileceksiniz. Müşavirlik, mühendislik, hizmetler noktasında bütün pazar açılmış olacak. Bu sağlıktan turizme kadar birçok alanı kapsıyor. " ifadelerini kullandı.

Şimşek, Türkiye'nin Avrupa ile ticaret hacminin 150 milyar dolar olduğuna işaret ederek, "Bunu çok rahat 300 milyar dolar seviyesine çıkarabiliriz. Biz rekabetten korkmuyoruz. Sizler en zor ülkelerde çok iyi işler çıkarıyorsunuz. Hele bir de hukukun iyi işlediği, net kuralların olduğu, bütün Avrupa pazarının size açıldığını hayal ederseniz, bu başlı başına çok önemli bir proje." dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, inşaat sektörünün 2002'den 2016'ya kadar reel olarak 2,8 kat büyüdüğünü belirterek, "Sektörün ekonomideki payı yüzde 4,3'ten yüzde 7,6'ya, istihdamdaki payı ise yüzde 4,5'ten yüzde 7,3'e çıkmıştır. Türkiye'de 2009 sonrasında ilave 7 milyonun üzerinde istihdam sağlandı, bunun 740 binini inşaat sektörü sağladı." dedi.

Uluslararası Para Fonunun (IMF) ilk defa büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etmediğine işaret eden Şimşek, bunun çok önemli bir sinyal olduğunu söyledi. Şimşek, ilk kez ufak da olsa yukarı yönlü bir revizyonun söz konusu olduğunu belirtti.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin geçen yıla göre çok daha iyi bir performansla yollarına devam ettiğini dile getiren Şimşek, "Büyüme geçen yıl yüzde 3 civarındaydı, bu sene yüzde 3,5 civarında olması öngörülüyor. Gelecek sene yüzde 3,8'e çıkar diye bir beklenti var, bu olumlu bir trend. Özellikle yakın coğrafyamızdaki birçok ülkenin, emtia ve petrol fiyatlarına bağlı performans gösterdiğini dikkate alırsak, son dönemde emtia ve petrol fiyatlarında sınırlı ölçüde de olsa toparlanmanın yakın çevremize de yansıyacağının, dolayısıyla Türkiye ve sektör açısından olumlu bir gelişme olduğunun altını çizmek istiyorum." diye konuştu.

Geçen yıl küresel büyümenin yarısı kadar küresel ticarette artış olduğunu ifade eden Şimşek, bu sene tekrar küresel ticaretteki büyümenin yüzde 3,8 civarında gerçekleşerek küresel büyümenin biraz üzerine çıkabileceğini söyledi. Korumacılık gibi birtakım risklerin bulunduğuna değinen Şimşek, küresel ticaretin toparlanmasının da sektör açısından olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

"Dünyada hala para bol, kaynak çok"

Şimşek, para politikasındaki sıkılaştırmanın beklenenden daha az olmasının, gelişmekte olan ülkelere fon akışını olumsuz etkileyebileceğine işaret ederek, "Bir tek risk olarak bu görülüyor ama muhtemelen bu dönemde Amerikan Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası, iyi iletişim kurarak piyasa beklentileri çerçevesinde hareket ederler diye düşünmek lazım." ifadesini kullandı.

Sektör ve dünya ekonomilerinin gelişmesi açısından, sermayenin önemli bir bileşen olduğunun altını çizen Şimşek, şöyle devam etti:

"Dünyada hala para bol, kaynak çok. Bütün mesele, o kaynağı çekebilmek. Şu anda küresel olarak şirketlerin, fonların 8 trilyon dolar nakitte duran parası var, 8,5 milyon dolar da eksi faize sahip yani negatif getirisi olan kağıtlarda yani 16,5 trilyon dolar eksi faiz veya sıfır faizde duruyor. Bir de 24 trilyon dolar çok düşük faizli devlet kağıtlarında var. Toplamda 40 trilyon doların üzerinde aslında çok hızlı şekilde yatırıma dönüşebilecek, yüksek getirisi ve güven veren sektör veya ülke olursa, paranın akabileceği ciddi bir kaynakla karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu dönemde önemli olan ülkelerin kendi evlerini düzene koyması, reform yapması ve var olan kaynakları çekmesidir."

Şimşek, Türkiye'nin çok zor bir dönemden geçtiğini, çok büyük iç ve dış şoklarla karşı karşıya kaldığını ancak bütün olanlara rağmen ülkenin ekonomide büyük bir direnç gösterdiğini, performans ortaya koyduğunu ve güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini vurguladı. Türkiye'nin, 2002-2016 yıllarında ortalama yüzde 5,7 büyüdüğünü anımsatan Şimşek, küresel kriz sonrasında küresel büyümenin ciddi şekilde yavaşladığı bir süreçte ülkenin (2010-2016 yılları arasında) yüzde 6,7 büyüdüğünü bildirdi. "Bunca şoka rağmen bu kadar güçlü bir performans yok" diyen Şimşek, şokların çok daha küçüğüyle karşılaşan Brezilya ve Rusya'nın hızlı bir şekilde resesyona girdiğini hatırlattı.

"İnşaat Türkiye için önemli bir sektör"

Bütçe vergi gelirlerinin dörtte birini eğitime harcadıklarına dikkati çeken Şimşek, eğitime erişimde Türkiye'nin bütün ülkelere örnek gösterilecek gelişme kaydettiğini vurguladı. Beşeri sermayeye bugünden yapılan yatırımların getirisinin 30-40 yılda geri döneceğine işaret eden Şimşek, eğitimde kalite sorunu olduğunu ancak bunu çözmek için çok ciddi adımlar attıklarını ve atmaya devam edeceklerini söyledi.

Şimşek, Türkiye'de 2000'li yılların başında altyapının son derece zayıf olduğunu fakat bugün gelinen noktada muazzam bir gelişme kaydedildiğini bildirdi. Kamu-özel iş birlikleri çerçevesinde çok ciddi projelerin hayata geçirildiğini ve geçirilmeye devam edildiğini belirten Şimşek, Türkiye'nin bu konuda örnek olduğunu anlattı.

Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik ekosistemi konusunda da hükümet olarak 100 lira harcayana 225 liralık destek verdiklerini bildiren Şimşek, bu konuda önemli destekler sunulduğunu anlattı.

Şimşek, inşaatın Türkiye için çok önemli bir sektör olduğunu ve hükümetleri döneminde çok büyük bir gelişme kaydettiğini söyledi. İnşaat sektörünün 2002'den 2016'ya kadar reel olarak 2,8 kat büyüdüğünü bildiren Şimşek, "Ekonomideki payı da yüzde 4,3'ten yüzde 7,6'ya çıkmıştır. İstihdamdaki payı ise yüzde 4,5'tan yüzde 7,3'e ulaşmıştır. Türkiye'de 2009 sonrasında ilave 7 milyonun üzerinde istihdam sağlandı, bunun 740 binini inşaat sektörü sağladı." dedi.

AA