Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'nin PYD/PKK'ya yönelik silah yardımı kararı konusundaki görüşlerini de ileteceği Başkan Donald Trump ile gerçekleştirmesi öngörülen görüşmeye ilişkin, "Bir sorun varsa bunu çözmenin ilk yöntemi normal yollardır, diplomatik kanallardır ve bu sonuna kadar zorlanır. Biz, bu görüşmeler neticesinde meramımızı tam olarak anlatabileceğimizi düşünüyoruz." dedi.

Canikli, TGRT Haber canlı yayınında açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

ABD'nin PYD/PKK'ya ağır silah verilmesine yönelik destek açıklamasına ilişkin bir soru üzerine Canikli, bu tür kararların ve operasyonların yeni olmadığını söyledi. Avrupa'nın başta PKK olmak üzere birçok terör örgütüne finansal destek dahil olmak üzere önemli destek sağladığını ve bunu artık açıkça yaptığını ifade eden Canikli, Türkiye'nin Almanya'daki 4 binden fazla terör örgütü mensubunun uluslararası anlaşmalar çerçevesinde iadesine yönelik taleplerinin karşılanmadığını dile getirildi.

Suriye'de etnik yapı üzerine kurulu ve daha kolay yönetilebilecek bir devletçik kurulmaya çalışıldığını vurgulayan Canikli, "Bunu görmezden gelerek bu olayın doğru değerlendirilmesi, yaşanan hadiselerin doğru analiz edilmesi mümkün değildir." şeklinde konuştu.

Söz konusu uygulamaların Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmeyeceği yönündeki taahhütlerin gerçeği yansıtmadığına dikkati çeken Canikli, "Bütün bunlara rağmen yeni yönetimin bu yanlıştan döneceğini tahmin ediyoruz, umut ediyoruz, bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden böyle bir yapıya izin vermeyeceğini vurgulayan Canikli, "Bu hükümet meselesi değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin beka mesesi. Bugün böyle bir oluşumun orada hayat bulmasına müsaade edilmesi demek, orta ve uzun vadede Türkiye'nin özgürlüğünün, bütünlüğünün büyük oranda tahrip edilmesi, ortadan kaldırılması riski demektir. Bedeli ne olursa olsun bu millet buna izin vermez. Bu topraklarda operasyon yapılmasına, adımlar atılmasına müsaade etmez. Bu en doğal haklı savunma refleksidir. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Bu tehdit değil, bu kendisini savunma refleksi." diye konuştu.

Canikli, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirilmesi beklenen görüşmeyi gerçekleştirmemesi gerektiği" yönündeki söylemlerin sorulması üzerine de "Böyle bir şey olabilir mi? Elbette gidilecek, görüşülecek. Bir sorun varsa bunu çözmenin ilk yöntemi normal yollardır, diplomatik kanallardır ve bu sonuna kadar zorlanır. Biz, bu görüşmeler neticesinde meramımızı tam olarak anlatabileceğimizi düşünüyoruz. Bugüne kadar çok büyük çaba sarf edildi. Bütün kanalların sonuna kadar kullanılması gerekiyor. Cumhurbaşkanımız elbette gidecek, anlatacak." şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti genel başkanlığına seçilmesi halinde AK Parti'de yönetim ve teşkilatlar ile Bakanlar Kurulu üyelerinde değişikliklere gidileceği" yönündeki söylemlerin hatırlatılarak değerlendirmelerine ilişkin soruya karşılık hükümet üyelerine yönelik değişiklik yapılması konusunda bir tahmin yürütülemeyeceğini, bunun takdirle gerçekleşebileceğini söyledi.

16 Nisan halk oylamasından sonra toplumda kamplaşma olduğu yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirten Canikli, "Böyle bir algı oluşmasına neden biz değiliz ama buna rağmen ortadan kaldırılmasına yönelik bize önemli görevler düşüyor. Bunu yapacağız." ifadelerini kullandı.

Özgürlüklerin kullanılması noktasında Türkiye'nin son 15 yılda hep ileriye dönük adımlar attığına işaret eden Canikli, "OHAL ortamındayız. Bu süre içerisinde anayasamız bize OHAL süresince temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına, askıya alınmasına imkan verir. Ama biz hiçbir temel hak ve hürriyetin kullanılmasında en ufak bir kısıntıya, daraltmaya gitmedik... Terör örgütleriyle mücadele için bir araç olarak kullanıyoruz." dedi.

Son dönemde iki önemli konuya odaklandıklarını anlatan Canikli, bunların "özgürlük ortamının algı olarak genişletilmesi" ile "milletin ekonomik refahının daha üst noktalara getirilmesi" olduğunu bildirdi.

Ekonomide Türkiye'nin adeta destan yazdığını dile getiren Canikli, ekonominin daha ileriye seviyelere taşınması ve milli gelir düzeyinin de aralarında bulunduğu önemli ekonomik parametrelerin yükseltilmesi gerektiğini, ekonomideki sıçramanın da AK Parti hükümetlerinin hazırladığı altyapıyla mümkün olabileceğini kaydetti. Canikli, "Son noktayı da süper teşvik modeliyle taçlandırıyoruz." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kamudan ihraç edilenler arasında üst düzey birçok bürokrat bulunduğunu belirterek, "Bu sayılara baktığınızda operasyonun çok önemli bir bölümünün, ağırlığının üst yönetime yapıldığı, üst yönetim üzerinden gidildiği çok net bir şekilde görülür." dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) nedeniyle kamudan sadece alt düzeydeki memurların ihraç edildiği, üst düzeydeki bürokratlara dokunulmadığı iddialarının sorulması üzerine Canikli, "Kamuda kriptolar dışında büyük oranda temizlenmiş durumda." diye konuştu.

FETÖ'nün bazı mensuplarını özel olarak ayırıp kripto olarak kullandığını ve bu kişilerin her kurumda olabileceğini belirten Canikli, bu örgüte finansal destek veren 4 bine yakın dernek, vakıf ve şirketin kapatıldığını, kamudan 110 bine yakın ihraç gerçekleştirildiğini ancak mücadelenin terör örgütü üyeleri tamamen temizleninceye kadar devam edeceğini vurguladı.

Yargıdan iki Anayasa Mahkemesi üyesi, 122 Yargıtay üyesi, 43 Danıştay üyesi, 5 Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi, 2 bin 306 hakim, bin 183 savcı, 474 askeri hakimin ihraç edildiğini bildiren Canikli, Türk Silahlı Kuvvetlerinde iki orgeneral, 10 korgeneral, 36 tümgeneral, açığa alınanlarla 148 tuğgeneralin görevden alındığını kaydetti.

Emniyet Genel Müdürlüğünde rütbeli ihraç sayısının 8 bin 356 olduğunu aktaran Canikli, görevden el çektirilen rütbesiz emniyet personeli sayısının ise 12 bin 114 olduğunu söyledi.

Canikli, bu kapsamda 24 vali, 101 vali yardımcısı ve 115 kaymakamın ihraç edildiğini, aralarında rektör ve dekanların da bulunduğu 712 profesör, 837 doçent, bin 356 yardımcı doçentin görevden alındığını dile getirdi.

Devlette üst düzey bürokratlardan bir müsteşar, 4 müsteşar yardımcısı, 8 genel müdür ve 188 daire başkanının da terörle mücadele kapsamında ihraç edildiği bilgisini veren Canikli, FETÖ'ye destek verdiği belirlenmiş güçlü iş adamlarının da tutuklu veya kaçak olduğunu ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Canikli, "Bu sayılara baktığınızda operasyonun çok önemli bir bölümünün, ağırlığının üst yönetime yapıldığı, üst yönetim üzerinden gidildiği çok net bir şekilde görülür." değerlendirmesinde bulundu.

Bu konuda bilgi veya belgelerin paylaşılması halinde harekete geçeceklerini vurgulayan Canikli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "bazı AK Parti'li milletvekillerinin ByLock kullandığına" ilişkin iddialarına yönelik hiçbir belge veya bilginin kendilerine ulaştırılmadığını da belirtti.

İhraçlara yönelik itirazları incelediklerini ve iadelerin olması durumunda sevindiklerini anlatan Canikli, kamuda eşinin örgüt bağlantısı nedeniyle ihraç edilen personel bulunmadığını ancak bu durumdaki kamu personelini idari ihtiyat bakımından takip ettiklerini bildirdi.

Anayasa değişikliği halk oylamasının sonuçlarının ekonomiye yansımalarına yönelik soru üzerine Canikli, "Halk oylaması öncesindeki ekonomide büyük stres vardı, o stres bütün piyasaların üzerinden kalktı." ifadesini kullandı.

Hükümetin çok önemli kararları hayata geçirdiğine işaret eden Canikli, şöyle konuştu:

"Bir ayda Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli 140 milyar liralık kredi alanı açıldı. Bunlar sonuçlananlar. Bugün itibarıyla 257 bin KOBİ'ye KOSGEB kredisi verildi. 6,4 milyar liralık faizsiz kredi kullanıldı. Bunlar uygulanmamış olsaydı bugün zincirleme binlerce on binlerce reel sektör firması batmış olurdu. Bir tanesinin bile batmasına izin vermedik."

AA