Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) yapılan referanduma ilişkin, "En az 5 bin ülkücü gönüllü, başta Kerkük olmak üzere, Türkmenlerin yaşadığı Türk kentlerindeki varlık, birlik ve dirlik mücadelesine katılmak üzere hazır beklemektedir. Türkmenler sahipsiz ve yalnız değildir, acı verici etnik soykırıma, vatansızlığa da asla terk edilmeyeceklerdir. Kararımız kesin, duruşumuz net, sözümüz senettir." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Irak'ın kuzeyinde, tüm tepki ve itirazlara rağmen 25 Eylül'de yapılan referandumun bölgesel dinamiklerin seyrini kaosa sabitlediğini belirtti.

Irak'ın toprak bütünlüğünün, Türkmeneli'nin tarihsel hak ve hayati çıkarlarının daha da zedelenip, zayıfladığını bildiren Bahçeli, "Barzani ve çetesinin referandum kanalıyla bağımsızlık yolunda attıkları kirli ve karanlık adım felaket ve sıcak çatışma ihtimalini fazlasıyla gün yüzüne çıkarmıştır. Bundan sonra hiçbir şey 25 Eylül öncesi gibi olamayacaktır. Tartışmalı alanlar da dahil olmak üzere, Irak topraklarının yüzde 34'ünü ambargo altına alan ve dört ayaklı Kürdistan için bahane ve basamak görülen 25 Eylül komplosu Türkiye'nin milli güvenliğine de büyük bir tehdit, hatta darbedir." ifadelerini kullandı.

Barzani'nin ısrarla ateşle oynayarak, yanmayı göze aldığını vurgulayan Bahçeli, "Tek taraflı, hukuksuz, gayrimeşru ve yok hükmündeki" gayrimeşru referandumun vahim sonuçlarının yakında görüleceğine işaret etti.

Yaptığı değerlendirmenin bir "vehmin ürünü" olmadığını aktaran Devlet Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Irak'ın kuzeyinde ilan edilecek bağımsız terör devlet yapılanması ülkemiz ve bölgemizin dengelerini tamamen bozma riski taşımaktadır. İsrail dışında hemen hemen tüm ülkelerin karşı çıktığı referandumun düşük katılım ve şaibeli bir şekilde gerçekleşmiş olması vahşi bir kurguya, vandal bir emele işaret etmektedir. Irak'ın kuzeyinde küresel güçler 'tavşana kaç, tazıya tut' politikası izlemiştir. Göstermelik, sanal ve sahte diklenmeler doğal olarak bir işe yaramamış, Barzani'yi durduramamıştır. Karşımızdaki tablo her yönüyle düşündürücü ve kaygı vericidir."

Türkiye'nin askeri, ekonomik, siyasi ve diplomatik caydırıcılık vasıflarını kullanma ihtimal ve ilanının dikkate alınmamasının bir diğer ağır sorun teşkil ettiğini belirten Bahçeli, bu konuda devlet yönetiminden yapılan açıklamaları eleştirdi.

Bahçeli, "Ekonomik yaptırımlardan askeri müdahale seçeneklerine kadar her ihtimalin masada olduğunun söylenmesi şu ana kadar somut bir mücadele şuuruna maalesef dönüşmemiştir. Halbuki komşumuz Irak'ın bölünüp parçalanmasına yol açacak 25 Eylül hıyaneti Türkiye'nin bekasını, bin yıllık kardeşlik hukukunu olumsuz yönde etkileyecektir. Üstelik jeopolitik riskler önü alınamaz seviyelere ulaşmıştır." değerlendirmesini yaptı.

"Bundan böyle namlunun ucunda Türkiye vardır"

Referanduma en çok sevinen, emsal ve umut olarak kabullenenlerin PKK ve diğer bölücü terör örgütleri olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Evet kampanyası yürütülürken Türkiye'yi bölünmüş haritalar eşliğinde gösteren, şer ve şirret propagandayı bu şekilde ilerleten peşmerge çürümüşlüğünün ve yanında saf tutanların önümüzdeki hedefi çok açıktır. Kısaca ifade etmek gerekirse, bundan böyle namlunun ucunda Türkiye vardır. Asırları aşıp gelen Türksüz millet, Türksüz vatan, Türksüz devlet fitnesi ve fesadı çok önemli bir mevzi elde etmiştir."

Türkmenlerin sesini ve çığlıklarını duyan hiç kimsenin olmamasının da meselenin bir başka yanı olduğuna işaret eden Bahçeli, Kerkük'ün oldu bittiye getirilip, peşmergenin hakimiyetine silah zoruyla ölüm ve yıkım tehditleriyle alınmak istendiğini aktardı.

"Hiç kuşku yoktur ki, Türkmenler yok sayılarak, Kerkük'ün statüsü ve gerçek sahipleri göz ardı edilerek hiçbir amaca ulaşılamayacaktır." değerlendirmesinde bulunan Devlet Bahçeli, Erbil'deki Türkmenlerin gelişmeler karşısında söyleyecek sözleri olduğunu, bunun da yakın bir zamanda herkes tarafından duyulacağını belirtti.

Irak Türkmen Cephesi'nin ve başkanı Erşat Salihi'nin direniş ve haklı çağrılarını kimse duymasa da Türk milletinin karşılıksız bırakmayacağını, partisinin de tepkisiz ve hareketsiz kalmayıp, yanlarında olacağını vurgulayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye'deki Barzaniseverler, ihanet ve melanete hizmet eden bölünme hizmetkarları boşuna heveslenmemeli, boşuna çırpınmamalıdır. Soydaşlarımız namusumuza emanettir. Can, mal ve vatan güvenliklerine destek vermek boynumuzun borcudur. Bu kapsamda en az 5 bin ülkücü gönüllü başta Kerkük olmak üzere, Türkmenlerin yaşadığı Türk kentlerindeki varlık, birlik ve dirlik mücadelesine katılmak üzere hazır beklemektedir. Türkmenler sahipsiz ve yalnız değildir, acı verici etnik soykırıma, vatansızlığa da asla terk edilmeyeceklerdir. Kararımız kesin, duruşumuz net, sözümüz senettir.

Türklüğün yaşaması, bekasının güvenceye alınması, Türkmen yurtlarının üzerindeki kabus bulutunun dağıtılması hususunda her mihneti, her meşakkati, her çileyi göze aldığımız bilinmeli, herkes hesabını buna göre yapmalıdır. Kerkük, haydut inlerinden çıkan, terör kovuğundan fırlayan, zalim ve hain yuvalarında beslenip silahlanan insan müsveddelerine bırakılmayacaktır. Kerkük Türk kalacak, Türkmeneli huzura kavuşacaktır. Başka çıkar yol kalmamıştır. Tarihin uyanışıyla, coğrafyanın uyarısıyla, uluslararası antlaşmalardan doğan haklarımız doğrultusunda gerçek hayat alanımız olan Misak-ı Milli derin uykusundan kalkacak, zincirlerden kurtulacak, kadim emanet Türk milletine inşallah geçecektir."