Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Arşimet’in ‘Bana uzun bir kaldıraç ve dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım’ sözüne atıfta bulunarak “Şu anda bankanın öyle bir iştahı ve iş yapma gücü var ki... Bize sermaye versinler, sektörü yerinden oynatalım” dedi.

İş Bankası’nın 352 milyon dolar ve 656 milyon Euro olmak üzere iki dilimden oluşan sendikasyon kredisi nedeniyle Londra’da yapılan imza töreninin ardından gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Adnan Bali, “İş Bankası, şu anda arzu ettiği kadar iş yapmaya, arzu ettiği pazar payına erişmeye muktedir. Ama yeni bankacılık sermaye kısıtları ile yapılıyor. Gazfren- debriyaj dengesinde gidiyoruz. Son yıllarda habire gaz-fren arasında debriyajda gidiyoruz. Gözümüzü devamlı yakıt göstergesinde tutuyoruz” diye konuştu.

Eski paradigmada bankacılık sektörünün çalışma biçimini “Yakıt sorununun olmadığı, sermaye yeterlilik rasyolarının yüksek, havanın güneşli, yolların geniş, yolcuyu rahatsız etmeden, olabilecek en kısa zamanda olmak istediği yere varmayı hedefleyen bir bankacılık sektörü vardı” ifadeleriyle tarif eden Bali şöyle devam etti: “Şimdi aynı yakıtla en fazla mesafeyi almaya çalışıyoruz. Artık yakıt kullanımını optimize etmeye çalışıyoruz. Bu da aracın hızını artırmayı kısıtlıyor. Yakıt desteği olsa basar gideriz. Daha çok kredi verelim, daha çok iş yapalım daha çok istihdam ve katma değer yaratalım” diye konuştu.

“Yakıtın yani sermayenin kaynağı ne?” diye sorduğumuzda ise Adnan Bali şöyle devam etti: “Bankacılıkta sermaye 2 yolla birikir. Ya patron gelecek cazip bulacak ve sermaye koyacak ya da senin işinin yarattığı değerler özkaynağını büyütecek. Onun için de yakıtı, özkaynağı besleyecek performanslardan şikayet etmemek lazım. Bizim kârımız, Türkiye’nin kârınadır. Çünkü biz bu kârları buharlaştırmıyoruz. Biz kârlarımızı özkaynaklarımıza ekleyip tekrar kredi kapasitesi yaratıyoruz.”

Bali şu değerlendirmeyi yaptı: “Bizim mevduat faizimiz, kredi faizimizden yukarda olursa devam edebilir miyiz. Aynı durum bizden kaynak kullananlar için de geçerlidir. Oyun büyüyorsa herkes kazanabilir. Mesela geçen sene ISO-500’ün özkaynak kârlılığı bankacılık sektörünün üzerine çıktı. Bu hiç şikâyetçi olunmayacak mükemmel bir şeydir. Demek ki benden kaynak kullananlar doğru işler yapmış. Kimse kimsenin kazancını kıskanmamalı. Ben sanayici değilim ki sanayicinin kârlarına göz dikeyim.”

‘SİYASİ ETKİYE NE OLURSA OLSUN EN UZAK KURUM İŞ’TİR’

Gazete Habertürk Ekonomi Müdürü Yavuz Barlas'ın haberine göre Bali, CHP’nin yönetim kurulundaki temsiline ilişkin “Şu anda Atatürk’ün paylarını temsilen hisse yapımızda bir politik partinin varlığı söz konusu. Politik partinin konumu da tamamen temsili, bir ekonomik fayda temini de söz konusu değil. Ben geçenlerde şunu ifade ettim: Siyasi etkiye açık olmak için illa sizin yönetim kurulunuzda veya ortaklık yapınızda temsilen bile olsa bir politik partinin olması şart değil. Sermayesi itibarıyla bakıldığında hiç böyle bir yapısı olmayan, ama politik etkiye de açık olan kurumlar, kuruluşlar olabilir. Bu kurumun genel müdürü olarak çok açık, çok net şunu söyleyebilirim; politik etkiye açık olmayan, siyasi etkiye ne olursa olsun en uzak kurum İş Bankası’dır. Bunun altını özellikle çizmek isterim. İşimizin kıstasları neyse ona bakarız” dedi.

‘KGF ÇOK BAŞARILI, ZAMANINDA VE TAM TEKNOKRATÇA KULLANILDI’

Hükümetin, ekonomik canlanmayı sağlamak için aldığı kararları ‘çok başarılı ve tam teknokratça’ sözleriyle değerlendiren Adnan Bali, KGF kredilerinin amacına uygun kullanılmadığı yorumlarına yönelik ise “Hem hükümet hem de otorite kredilerle büyüme arasındaki sağlam korelasyonu görüyor. Sıkışıklığa girmiş kesimlerin rahatlatılması, bu dönemlerin kazanılarak yönetilmesi ihtiyacı vardı. Özel kesimin yatırımlarının büyümesi, büyümeye ihracatın net katkı sağlaması ve tahsili gecikmiş alacak oranının yüzde 3.4’te kalmasını gördükten sonra KGF kredilerinin nereye gittiğini afaki rakamlarla tartışmam” dedi. Bali, “Mali disiplinin yarattığı alanı zaten bu konjonktürler için saklıyorsunuz. 2008 krizi nedeniyle çift hane daralma yaşanan dönemde de kullandık. Avrupa kriz sırasında hibe verdi. Kamuya mal etti. Biz problemli bir firmada çarkın dönmesini sağladık.”

KREDİLER (2017 Haziran): 223 MİLYAR TL

Kredi/Aktifler: %65.7

Kredi/Mevduat: %116.9

‘EN ÇOK KREDİ BİZDE’

KGF kredilerinde net resmin asıl 2018 ortasından itibaren görüleceğini anlatan Bali, “Biz bu işletmeleri her zaman nasıl kredilendirirsek öyle yaptık. Kısmı kefalet olabilir ama bu sizin riskinizi ortadan tamamen kaldırmıyor. Bunun içinde bütün birimler imece usulü karınca gibi çalıştı. 18.5 milyar TL kredi kullandırdık. En çok KGF kredisini belki de biz verdik. Yüzde 86-87’si de yeni kredi” dedi.

‘ERBİL’DE KÂR DEĞİL, İTİBAR BİRİKTİREREK İŞ YAPIYORUZ’

Adnan Bali, Kuzey Irak’taki Erbil şubesi ile ilgili olarak “IŞİD sonrası frene bastık. Ama temkinli duruşumuzu da hâlâ koruyoruz. İş Bankası fırsat kârları için bir yere gitmez. Biz çeyrek kârlara bakmayız. Biz sadece kâr değil itibarda biriktirerek karşılıklı iş yapma güvenirliliği elde ediyoruz” dedi.

‘BU KREDİ TÜRKİYE’YE GÜVENİN GÖSTERGESİ’

İlk sendikasyon kredisini 1986 yılında alan İş Bankası’nın, toplamı 1.1 milyar dolarlık 46. sendikasyon kredisinin imza töreninde Bali, “Krediye olan yoğun ilgi yatırımcıların Türkiye ekonomisine ve bankacılık sektörüne duydukları güveni gösteriyor. Bu yeni işlem ile İş Bankası 2017 yılında 22 ülkeden 53 farklı bankanın katılımıyla toplam 2.5 milyar dolar sendikasyon kredisi sağlamış ve 2016 yılında alınan sendikasyon kredilerini yüzde 104 oranında yenilemiş oldu. Yatırımcıların Türkiye ekonomisine ve bankacılık sektörüne duydukları güvenin başka bir göstergesini daha sizlerle paylaşmak istiyorum” dedi.

‘BU DÖNEMİN, MÜŞTERİ HAFIZASINDA YERİ OLACAK’

İş Bankası olarak 15 Temmuz sonrası dönemde çok proaktif davrandıklarını, daha KGF yokken esnafa dönük bir kredi kampanyası yaptıklarını belirten Bali, “İş Bankası kendi kârını maksimize etmeyi değil, Türkiye’nin optimalini arar. Bu fedakârlıkların da insanların hafızasında yeri olacak. Bu iş modelinde bir çeyrekte çok para kazanamayabilirsin... 2001 sonrasında Anadolu’da bir müşterimizi ziyarete gittik. Müşterimiz, ‘Müdür bey kendinizi yormayın’ dedi. Çekmecesinden 3 faks çıkardı. 3 kredi faizi gösterdi. Bir banka yüzde 800, bir başka banka yüzde 1000 bizim teklifimiz ise yüzde 180. Müşterimiz dedi ki; ‘Dikkatinizi çekerim müdürüm sizinki yüzde 200 ya da yüzde 300 değil. Sizinkinin bir hesabı var. O dönemi müşteri hafızasında biriktirdi” dedi.

Haberturk.com