Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, İdlib'deki operasyona ilişkin, "İdlib'deki operasyon büyük oranda neticelendi, önümüzde Afrin konumuz var. Daha önce ne dedik? Bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz" diye konuştu.

"Hala obez bir devlet yönetimine sahibiz" diyen Erdoğan, " Devletin büyük olması, güçlü olması farklıdır; obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Obezlikten devletimizi kurtarmanın şart olduğunu belirtmemiz gerek" çağrısında bulundu.

Müftülere nikah yetkisi veren tasarıya ilişkin tartışmayı değerlendiren Erdoğan, CHP'ye tepki göstererek, "Bu Meclis'e müftü olarak değil, tapu kadastro olarak gelse bir şey demezlerdi" diye konuştu.

ABD konsolosluk çalışanının tutuklanmasının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendiren Erdoğan, "FETÖ ile irtibatı sebebiyle birisini gözaltına alıyorsunuz. Diplomatik dokunulmazlığı var diye telefonuna sahip çıkıyorlar. Böyle bir şey yok. Belki yutarlar diye buradan giriyorlar. Kime, neyi yutturuyorsunuz? Başkonsolosluktan çıkanla STK mensubu dedikleri Türkiye'nin Soros'u dedikleri kişinin bağlantıları çıkıyor ortaya" dedi.

ERKEN SEÇİM İDDİALARI

Erdoğan, TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'nın ardından aralarında Habertürk TV'den Çimen Çetin'in de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin erken seçim iddialarını hatırlatması üzerine Erdoğan, "İddiayı kim ileri sürüyorsa ispatla mükelleftir. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Yok böyle bir şey. Bizden böyle bir şey duydunuz mu?" değerlendirmesini yaptı.

ANKARA'NIN YENİ BELEDİYE BAŞKANI KİM OLACAK?

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı için sürdürdükleri istişare toplantısının Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı için yapılıp yapılmayacağı sorusuna da Erdoğan, "Her zaman yaptığımız gibi." yanıtını verdi.

İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARINDA DEĞİŞİM İDDİASI

Referandumda 'Hayır' oyunun çıktığı ilçe belediye başkanlıklarında bir değişim olup olmayacağı sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gelişmelere göre atılacak adımlar ve kararlar vardır. Şu anda öyle bir şey yok ama olmaz diye bir şey de yok. Bütün mesele başarıya kilitlenme. Başarı için ne gerekiyorsa yaparız." diye konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Çalışmalarınızda verimli bir hafta temenni ediyorum.

Geçtiğimiz hafta MGK ve Bakanlar Kurulumuz ile başladık. İç ve dış güvenlik konularının yanı sıra OHAL'in 5. kez uzatılması kararını aldık. Meclis'teki gensoru oylaması sebebiyle biraz erken bitirmek zorunda kaldık. Geçtiğimiz hafta Ukrayna ve Sırbistan'a yaptığımız ziyaretler bambaşka özellikler arz eden duygu dolu bir ziyaretti. Polonya programımız da başarılı geçti.

Çarşamba günü 40. kez muhtarlarımızla bir araya geldik. Cuma günü İstanbul'da D-8 Zirvesi'ne ev sahipliği yaptık. D-8 oluşumu 20 yıllık sürede maalesef arzu ettiğimiz güce ve etkinliğe ulaşamadı.

Pazar günü gençlik şurasına katılarak 7 bin gencin katıldığı toplantıyı gerçekleştirdik. Dün de anısına yapılan 6 bölümlük bir televizyon programının tanıtım toplantısı vesilesiyle Aliya İzzetbegoviç'i rahmetle yadettik.

Ülkemiz ve milletmiz için her günümüzü, her saatimizi, her dakikamızı verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz.

Türkiye'nin terör örgütleri ile mücadele ettiği dönemde asıl hedeflerimizden de asla taviz vermememiz gerekiyor. Ekonomi bunların başında geliyor.

İstihdamda 29 milyona yaklaştık. Gençlerimiz ve kadınlarımız arasında çok daha hızlı şekilde gözlenen istihdama katılım sebebinin yüksekliği sebebiyle henüz tek haneli rakamlara ulaşamadı. Hedefleri turizmde de yakalayacağımıza kesinlikle inanıyorum.

Bankalarımızla ilgili çalışmalarımızda, bugün inşallah bunlarla ilgili çalışmalarımızı da olgunlaştıracağız. Geniş bir teşvik paketi ile bu rahatlamayı sağladık. Merkez Bankası'ndaki rezervimiz de 117 milyar dolar seviyesine çıkmış bulunuyor. En kısa sürede 135 milyar doların üzerine çıkartacağız.

Ülkemizi hedeflerine ulaştırana kadar bize durmak, dinlenmek yok. 2019 hazırlıkları çerçevesinde üzerinde dikkatle durmamız gereken hususlardan birisi de reform sürecini kesintisiz devam ettirmek. 2019 Kasım'ında yapılacak seçim öncesinde uyum yasalarının çıkartılması gerekiyor. Yönetim sistemi değişikliğini önümüzdeki dönemde yönetim reformu ile taçlandırmalıyız. Eski sisteme dair ifadelerin yenisi ile değiştirilmesi olarak anlar ve uygularsak bu fırsatı heba etmiş oluruz. Köklü bir yönetim reformu haline dönüştüreceğimize inanıyorum.

"HALA OBEZ BİR DEVLET YÖNETİMİNE SAHİBİZ"

Hala obez bir devlet yönetimine sahibiz. Devletin büyük olması, güçlü olması farklıdır; obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Obezlikten devletimizi kurtarmanın şart olduğunu belirtmemiz gerek. Günü kurtarmaya yönelik hiçbir adım bizim yol haritamız olamaz.

Uyum yasaları ile ilgili çalışmaları bu yaklaşımla yürütmeliyiz. Unutmayınız; Fırsatın kazası olmaz.

AK Parti olarak ana muhalefet diye karşımıza çıkan anlayışın sığlığından şikayet ettik, ediyoruz. Bu hali bizim için ne kadar büyük bir şanssa, ülkemiz için o kadar büyük şanssızlıktır. Biz ana muhalefetle değiş, kendi kendimizle yarışıyoruz. Rehavete kapılmamak için başarı çıtasını sürekli yükseltiyoruz. Gerekirse gece gündüz çalışma pahasına ülkemize ve milletimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek mecburiyetindeyiz.

MÜFTÜLERE NİKAH YETKİSİ TARTIŞMASI

Müftülere nihak kıyma yetkisi verilmesi ile ilgili hadise... CHP'lilerin üslubu milletten, milletin değerlerinden, tarihinden ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir. Bu hususta Anasaya Mahkemesi'ne gitmeleri bizi şaşırtmadı. Kimilerinin uzmanlık alanı hizmettir, kimilerinin uzmanlık alanı da mahkeme kapılarının aşındırmaktır.

Anayasa Mahkemesi'ni olur olmaz sebepler de CHP'nin ihtisas alanına dönüştü. Haklarıdır ama bu meseleyi tartışma biçimlerine asla saygı duymadık, duymayacağız. Konuyu çocuk gelinlerden, çokeşliliğe kadar hakikete aykırı yere çekenleri milletimize teşhir etmek boynumuzun borcudur. Laiklik bizim de kabul ettiğimiz ve uygulanması gerektiğine inandığımız bir kavramdır. Olur olmaz her konuyu laiklik üzerinden eleştiren, hizaya sokmaya çalışan CHP anlayışının miadı artık dolmuştur.

Ana muhalefet partisinin milleti laiklikle böldüğü o karanlık devirler sona ermiştir. Bu kavramı AK Parti olarak yerli yerine oturttuğumuzu düşünüyorum. Ben burada tekrar müftülerin nikah kıyma yetkisini anlatacak değilim. Akıl sahibi olan herkes bu işin ne kadar doğru olduğunu gayet iyi biliyor, anlıyor. Bu Meclis'e müftü olarak değil, tapu kadastro olarak gelse bir şey demezlerdi. Bunlar ne yazık ki din ile bağlantılı bir konu olduğu zaman hop oturup hop kalkıyorlar.

"SİLAHLARIN NEREDE, NASIL STOKLANDIĞINI BİLİYORUZ"

Türkiye terör örgütleri ile mücadelesinde mesafe katettikçe bir takım mahfillerde tepkinin dozunun arttığını görüyoruz. Vize hadisesinden, köpekle aramaya bu tavır doğru yolda olduğumuzun ispatıdır. Amerika, Suriye'de terör örgütü PKK'nın düşük çocuğu olan PYD/YPG ile Rakka operasyonu yapıyor. 'PKK değil' diyorlar. Rakka'da bölücünün posterlerinin asılmasını ne ile izah edeceksin? Biz gerçeklerle konuşuyoruz. 3 bin 500'ü aşkın tır bölgeye silah taşıyor. Bunların nerede, nasıl stoklandığını biliyoruz. Bunu da iyi bil.

"İDLİB'DEKİ OPERASYON BÜYÜK ORANDA NETİCELENDİ"

İdlib'deki operasyon büyük oranda neticelendi, önümüzde Afrin konumuz var. Daha önce ne dedik? Bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz.

FETÖ ile irtibatı sebebiyle birisini gözaltına alıyorsunuz. Diplomatik dokunulmazlığı var diye telefonuna sahip çıkıyorlar. Böyle bir şey yok. Belki yutarlar diye buradan giriyorlar. Kime, neyi yutturuyorsunuz? Başkonsolosluktan çıkanla STK mensubu dedikleri Türkiye'nin Soros'u dedikleri kişinin bağlantıları çıkıyor ortaya. Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz, aynı kişi var. Belli yerlere ciddi manada kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Milletçe, beraber dik duracağız ve gereken hesabı da soracağız.

"DÜNYAYI AYAĞA KALDIRMASINI DA BİLİRİZ"

Her terörist için 1 tır silah gönderdikleri yalanına bizi inandırmaya çalışacak kadar da pişkince tavır içindeler. Terörist başı saygıdeğer bir kişi değilmiş. Lafa bak. Hani siz demokrasinin beşiğiydiniz ya? Sizin gücünüz Tayyip Erdoğan'ın 13 korumasını, ki bunlar Amerika'yı çoğu zaten görmemiş, onlar için gözaltı kararı çıkarmaya yeter. Bir bankamızın altı kere Amerika'ya girip çıkan görevlisini yedinci kez girişinde gözaltına almaya yeter. Öbür taraftan bakıyorsunuz bir başka vatandaşımızı aynı şekilde gözaltına almaya yeter. Ve ondan sonra da köşeye sıkıştırarak, 'şunları şunları söylemen halinde şu kadar, şunları şunları söylemen halinde bu kadar' demek suretiyle de itirafçı durumuna düşürmenin gayreti içine girerler. Takipçisiyiz. Bu işler bittiği zaman da biz dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunların hepsini de açıklayacağız.

Biz birbirimizle uğraştıkça ağıtlar hep Türkçe, Arapça, Kürtçe olacaktır. Suriye'nin yüzde 25'i PYD/YPG terör örgütünün kontrolünde. Böyle bir Suriye kimin işine yarar. Suriye halkına olmadığı kesin. Biz de karşımızdaki manzaradan memnun değiliz. Şu anda Deyrizor'da petrol kuyularını bölücü terör örgütü işgal etmiş durumda. Kim sayesinde?

Biz bu manzarayı değiştirmek için gayret ediyoruz.

Haberturk.com