Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Sözcü gazetesi davasının ikinci duruşmasına, tutuklu sanık Bekir Gökmen Ulu ile tutuksuz sanıklar Mediha Olgun ve Yonca Yücekaleli ile avukatlar katıldı. Burak Akbay'ın gelmediği duruşmayı, gazeteciler Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar da takip etti. Tanık Anıl Eren Yıldız, Ankara'dan SEGBİS sistemiyle katıldığı duruşmada ifade verdi. 

Sözcü Gazetesi sahibi ve 3 çalışanının yargılandığı davada, duruşma savcısı tutuklu sanık Bekir Gökmen Ulu'nun tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etmişti. Gökmen Ulu, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.

Bugünkü duruşmada, Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay ve çalışanlarına yönelik biri tutuklu 4 sanığın yargılandığı davada, tanıklar dinlenildi.

ERTUĞRUL AKBAY DİNLENDİ

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci duruşmada, sanık Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay tanık olarak dinlenildi. Kendisi ve oğlunun FETÖ ile bir ilgisi olmadığını savunan Akbay, "Bir baba olarak oğluma böyle bir iftira atılmasını kabul edemiyorum." dedi. Gazeteci-yazar Fehmi Koru'nun kendisi ile aralarında geçtiğini iddia ettiği diyaloğa da değinen Ertuğrul Akbay, Koru ile dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in bir yurt dışı gezisine katıldığını anlattı. Akbay, Koru ile yurt dışında bir mekanda oturduklarını anlatarak, aralarında oğlu Burak Akbay'la ilgili herhangi bir diyaloğun yaşanmadığını iddia etti.

Konuşması sırasında duygulandığı gözlenen Akbay, Koru'nun bu konuyu 14 yıl sonra gündeme getirerek yazmasını anlayamadığını belirterek, "Ne benim ne ailemin ne de etrafımın FETÖ ile bir ilgisi yok. Böyle bir iftirayı hakaret olarak kabul ediyorum." diye konuştu.

FUAT UĞUR, ERSOY DEDE, CEM KÜÇÜK DE TANIK OLARAK BEYANDA BULUNDU

AA'nın aktardığına göre, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan ikinci duruşmada tanık olarak beyanda bulunan gazeteci Fuat Uğur kendisiyle Sözcü gazetesi arasında zaman zaman polemiklerin yaşandığını ama "Sözcü gazetesini FETÖ çıkarıyor" diye bir kanaatinin olmadığını belirtti.

Bekir Gökmen Ulu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın nerede tatil yaptığına ilişkin haberinden dolayı tutuklu kalmasına karşı olduğunu beyan eden Uğur, "İddianamede bir delil göremedim açıkçası. İddianamenin zayıf olduğunu düşünüyorum, bu davanın bitmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben Sözcü gazetesinin FETÖ ile iltisaklı olduğu konusunda hiçbir şey bilmiyorum. Bu dava daha fazla hukuk devleti kavramına zarar vermemesi için bitmeli." şeklinde beyanda bulundu.

Gazeteci Ersoy Dede de Sözcü gazetesinin FETÖ'cü olabileceği, onlardan para alacağı iddialarının "deli saçması" olduğunu kaydetti.

Tanık Dede 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerinin haberleştirilmesinin suç olmasının yersiz olduğu düşüncesinde olduğunu ifade ederek, "Gökmen'in gazetecilik faaliyeti olan haberine karşılık benim tanık olarak kürsünün öbür tarafında olmam benim açımdan utanç verici bir durumdur." dedi.

Gazeteci Cem Küçük ise gazeteci olarak bütün medya kuruluşlarını didik didik taradığını söyledi. İddianamede sanıkların Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yardım etmesine ilişkin iddiaların yer aldığına değinen Küçük, "İddianamede adı geçen sanıkların FETÖ'ye yardım yataklık yapacak olması son derece komik. İddianameye bakarak söylüyorum, namusumla şerefimle söylüyorum, bu iddianameye bakarak 'Sözcü gazetesi FETÖ ile işbirliği yaptı' denemez." ifadelerini kullandı.

Yalova'dan SEGBİS sistemiyle katıldığı duruşmada beyanda bulunan tanık Hüseyin Gülerce de firari sanık Burak Akbay'ın FETÖ evlerinde kalıp kalmadığına ilişkin bir bilgisinin olmadığını, bu konuda sadece Fehmi Koru'nun yazısını okuduğunu söyledi.

Sözcü gazetesinin manşetlerinden bahseden Gülerce, Mahkeme Başkanı Erdoğan Şimşek tarafından iddianameye ilişkin tanıklık yapması konusunda uyarıldı.

Tutuklu sanık Bekir Gökmen Ulu da Gülerce'nin tanık beyanlarının ardından söz alarak, "Bu şahıs FETÖ'nün önde giden isimlerden biri olduğu için beyanını kabul etmiyorum" diye konuştu.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan 73 sayfalık iddianamede, sanık Burak Akbay'ın "silahlı terör örgütünü yönetme" ve "terör örgütü propagandası yapmak" iddialarından 16,5 yıldan 30 yıla kadar, Mediha Olgun, Bekir Gökmen Ulu ve Yonca Yücekaleli'nin "silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme" iddialarından 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.