Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Kudüs gündemli toplantısı Dışişleri Bakanları düzeyinde başladı. Zirveye 16'sı lider düzeyinde 48 ülkeden temsilci katılıyor. Zirvede konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanımaya çağırdı, İsrail'i "işgal ve terör devleti" olarak tanımladı

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Toplantısı, Lütfi Kırdar Kültür ve Kongre Merkezinde başladı.

Zirveye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın da aralarında bulunduğu 16'sı lider düzeyinde 48 ülkeden temsilci katılıyor.

Zirvenin ilk saatlerinde dışişleri bakanları düzeyinde toplantılar gerçekleşirken, öğleden sonra liderlerin bir araya gelmesi bekleniyor.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KONUŞUYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkılatı toplantısında konuşuyor.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Filistin'le ilgili barışa öncülük etmesini beklediğimizi ABD Başkanı, 6 Aralık'ta Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını açıklamıştır. Uzun söze göre yok, Kudüs'te birkaç dakika dolaşan herkes orasının işgal altında olacağını anlayacaktır. İşgal altındaki bir şehirle ilgili böyle bir kararın hiçbir hükmü olamaz. BM kararına göre hiçbir ülke Kudüs'te büyükelçilik bulunduramaz. Bu hukuksuz karara sadece İsrail destek vermiştir.

Sayın Papa dahil olmak üzere, Kudüs'le ilgili olarak bu kararlı duruş teyit edilmiştir. İslam ülkeleri bu kararı külliyen reddetmiştir. Bu kararın vicdan, hukuk, ahlak ve tarih önünde hükümsüz olduğunu ilan ettik. Bu karar barışı isteyen taraf olduğunu defalarca ispatlayan Filistinlilerin cezalandırılmaları anlamına geliyor.

İsrail bir işgal devletidir. İsrail aynı zamanda bir terör devletidir. Erdoğan niye böyle söylüyorsun? Nasıl söyleyeyim. 14 yaşındaki çocukları o askerler alıyor gözaltına ve demir kafesler içerisine. 14 yaşındaki çocukların gözleri bağlanıyor, dipçikleniyor. Öbür tarafta bir kız çocuğu. Annesi yavrusuna sarılıyor. Bu tabloda bakıyorsunuz, anne dipçikle dövülüp o çocuk elinden alınıyor. Bu işgalci değil de, terörist değil de nedir. Vicdan sahibi olan buralardan gereken dersleri almalı. Bunu ispat etmek için ey Trump sana daha ne anlatalım. İsrail'e bir şey anlatmamıza gerek yok. Bu kararla işgal, abluka, yasadışı yerleşimler, orantısız şiddet ve cinayet suçlarının faili İsrail, bu kararla ödüllendirilmiştir. Bu ödülü veren tek başına olsa da Trump'tır. 'Ben yaptım oldu' demekle hiçbir şey olmuyor. Dünya sizden ibaret değil. BM üyesi 196 üye var. Ben 196 dünya ülkesinin buna tavır koyacağına inanıyorum.

Siz ABD olarak güçlü bir ülke olabilirsiniz. Silahlarınız, nükleer başlıklarınız olabilir. Ama bunlar sizin güçlü olduğunuzu göstermez. Eğer haklıysanız güçlüsünüzdür. Barışı isteyenlerin değil, barışı imkansız hale getirenlerin yanında duran ABD, tüm fanatiklerin ekmeğine yağ sürmüştür. Bunu Suriye'de de gördük. Sadece Kuzey Suriye'ye 4000 tırı aşkın mühimmat nakledilmiştir. Bu silahlar acaba niçin geldi, neden getirildi? Orada bulunan terör örgütlerine bu destekler verildi.

Bölgedeki sorunlar, Filistin meselesini bize asla unutturamaz. Hukuk çiğneyen, vicdanları yaralayan bu tür adımlar uluslararası sisteme duyulan güveni dinamitliyor. Kudüs kararı medeniyetimize indirilmiş ağır bir darbedir. Ecdadımız, tüm şehir halkının refahını, emniyetini ve ibadet hakkını garanti altına almıştır.

Sayın Papa'ya, adil bir barış için gayret eden Musevilere, Kıptilere, duruşlarından taviz vermeyen herkese teşekkür ediyorum. Asırlardır namusları olarak gördükleri Kudüs için mücadele den Filistinli kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Barış her milletten, her inançtan insanların çabalarıyla sağlanacaktır. Buradan Kudus'ü işgal altındaki Filistin'in başkenti olarak tanımaya çağırıyorum. Artık daha fazla geç kalmayız. Egemen ve bağımsız Filistin talebinden asla vazgeçmeyeceğiz. İsrail'in Filistinli kardeşlerimize uyguladığı zulmü lanetliyoruz.

Buradan bir kez daha ilan ediyorum ki, Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Harem'i Şerif ebediyete kadar Müslümanlara kadar ait kalacaktır. Filistinli kardeşlerimizin de kendi aralarındaki sorunları çözerek bu imtihanlara karşı vahdet içinde hareket etmeleri şart olmuştur. Henüz Filistin devletini tanımamış ülkelerin artık bu adımı atmaları şarttır.

Avrupa'nın İsrail'in 'Filistin devletini tanımayın' söylemiyle zehirlenmekten kurtulması gerekmektedir. ABD'nin bu açıklamasından sonra barış zemini başka türlü canlı tutulamaz. Sözde iki devletli çözümü savunurken, İsrail'in bunu imkansız kalması kabul edilemez. Filistin'in uluslarası anlaşmalara katılım süreci hızlandırılmalıdır. Bugün buradan bunun çıkması gerekmektedir. Vicdan sahibi, mesuliyet sahibi herkesin Kudüs için maddi, manevi tüm imkanlarını sarf etmesini istiyoruz.

Arabuluculuk vasfını tamamen yitiren ABD'nin yerine dünya toplumu tarafından barış ve istikrar için sorumluluk almasını bekliyoruz.

AÇILIŞI ÇAVUŞOĞLU YAPTI

Toplantının açılışında Kur'an tilavetinin ardından konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bugün zulme "dur" demek için toplandıklarını vurguladı.

ABD’nin geçen hafta Kudüs’e ilişkin aldığı kararla insanlık vicdanını derinden yaraladığını ifade eden Çavuşoğlu, ABD’nin attığı bu adımın İsrail’in Kudüs’ü işgal girişimini meşrulaştırmayı hedeflediğini belirtti.

Çavuşoğlu, İslam ümmetinin bu tabloya sessiz kalmasının beklendiğini söyleyerek “Ama biz hiçbir zaman susmayacağız. Bu zorbalık barış olasılığını ve ortak yaşam zeminini yok etti. ABD’nin aldığı bu karar, bizim için yok hükmündedir.” diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, Filistin devletinin, diğer tüm ülkelerce tanınması gerektiğini dile getirerek şöyle devam etti:

“Bunun için hep birlikte çaba sarf etmeliyiz. Bir tarafta işgalci konumunda olduğu BM kararlarıyla tespit edilmiş İsrail var, diğer tarafta ise işgal altında olduğu uluslararası toplumca kabul edilen, üstelik her geçen gün daha fazla toprağı gasp edilen Filistin var. Geldiğimiz noktada Filistin devletinin tanınmasının barış sürecine atıfla geçiştirilmesi mümkün değildir, artık bu tanımanın gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Doğu Kudüs’ü, Filistin’in başkenti olarak tanıyan bizler, diğer ülkeleri, Filistin devletinin 1967 sınırları temelinde ve başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde tanımaya teşvik etmeliyiz.”

Çavuşoğlu, bu noktada Filistinlilerin birlik ve beraberliğinin sağlanmasının hayati öneme sahip olduğunu belirterek bu mücadelede hukuk çizgisinden ayrılmayacaklarını ve provokasyonlara izin vermeyeceklerini ifade etti.

 Haberturk.com