Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararının, döviz kurları ve uzun vadeli faizler için olumlu olduğunu belirtiyor.

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), bugünkü toplantısında Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faizini 75 baz puan artırarak yüzde 12,75'ten yüzde 13,50'ye yükseltti.

Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Türk Ekonomi Bankası (TEB) Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık, Merkez Bankası'nın beklentinin üzerinde bir parasal sıkılaşmaya gittiğini belirterek, "Kararla birlikte yayınlanan notta, ithalat fiyatlarındaki artışın, yani petrol ve kurların, enflasyon üzerindeki riskleri arttırdığı söylenmektedir. Ayrıca TCMB, gerekirse daha fazla parasal sıkılaşmaya gidebileceğini söylemeye devam etmektedir." ifadelerini kullandı.

Işık, kararın kurlar ve uzun vadeli faizler açısından olumlu etkisi olacağını vurguladı.

"Beklentiler karşılandı"

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek de ağırlıklı bir şekilde piyasa beklentilerinin oluştuğu 50 baz puanın hafif üzerinde bir hamle olduğu için kararın, "kısa vadeden ziyade" seçim sürecinde oluşabilecek belirsizlik kaygılarına karşı TL cinsinden varlıklar için iyimserliğe ek koruma yarattığını düşünmenin yanlış olmayacağını söyledi.

Para politikasında normalizasyon sürecinin yeniden aktifleştirilmesi için bir şans olarak gördükleri nisan ayı toplantısında GLP kanalının çalıştırılmaya devam etmesinin, beklentilerin
karşılanması olarak da okunabileceğini ifade eden Gödek, "Bir sonraki PPK toplantısı haziran ayında olacağı için kendi iç gündemimiz kadar ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası gibi küresel para politikalarına yön verici mecraların da beklentilerini fiyatlayabiliriz." dedi.

"Ortalama fonlama maliyeti yüzde 13,50'ye oturacak"

AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi ise TCMB'nin beklentilerin üzerinde bir artışa giderek TL açısından olumlu bir sürprize yol açtığını belirterek, TCMB'nin, fiyatlama davranışlarında ithalat fiyatları kaynaklı yeni risklere dikkati çektiğini, kurlar dışında petrol ve emtia fiyatlarının da enflasyonda yukarı yönlü baskı yapacağı mesajının iletildiğini söyledi.

Bürümcekçi, Merkez Bankası'nın repo ihalesi açmayarak ve tüm fonlamayı GLP'den yaparak ortalama fonlama maliyetini yüzde 13,50 seviyesine oturtacağını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Faizlerde 75 baz puanlık artış, kurların bir süre sakin seyretmesine yol açabilir ancak yukarı yönlü risklerin ağır basmaya devam etmesi beklenebilir. TL'nin kur sepetine karşı mart ayı başından bu yana değer kaybının yüzde 7,4 ve son bir yıl için yüzde 20'nin üzerinde olmasının yanı sıra son dönemde petrol fiyatlarının belirgin artması, önümüzdeki aylarda enflasyonun yükselişini sürdürerek yüzde 11 ve üzerine çıkmasını getirebilir. Bu doğrultuda Merkez Bankası'nın, sıkı duruşunu uzun süre koruması ve 30 Nisan'da yayımlanacak Enflasyon Raporu'nda yıl sonu enflasyon tahminini belirgin yukarı güncellemesi söz konusu olacaktır."

"Ek sıkılaşmaya gitmekten kaçınmayacak"

Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da Merkez Bankası'nın bekledikleri gibi GLP ile parasal sıkılaşmaya devam ettiğini belirterek, "Sadeleşme kararını, küresel normalleşmenin gelişen piyasalarda baskının daha yoğun hissedildiği ve global enflasyon baskılarının arttığı döneme bıraktığını düşünüyoruz." dedi.

Enflasyon risklerine karşı hassasiyetin devam ettiğini vurgulayan Tokalı, Merkez Bankası'nın, küresel normalleşme baskısının arttığı ya da içeride enflasyon görünümünün daha da bozulması durumunda ek sıkılaşmaya gitmekten kaçınmayacağını hissettirdiğini söyledi.

"Yetersiz tepki vereceği endişelerini boşa çıkardı"

QNB Finansbank Başekonomisti Burak Kanlı, Merkez Bankası'nın, beklenenden daha yüksek miktarda faiz artışına giderek bankanın kur ve enflasyona tepki vermekte gecikebileceği veya yetersiz bir tepki vereceğine dair endişeleri boşa çıkardığını vurguladı.

Bu hamle ile piyasanın bu konudaki endişelerinin ortadan kalkacağını düşündüğünü ifade eden Kanlı, "Bu, kurun spekülatif ataklara maruz kalmaması için önemli bir husus. Bundan sonraki süreçte TL'nin daha istikrarlı bir seyir izlemesini ve hatta diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine kıyasla bir sure daha olumlu performans göstermesini bekleyebiliriz." dedi.

Kanlı, TCMB faiz artışının, kur ve uzun vadeli faizler için olumlu bir adım olarak gördüğünü dile getirerek, "Aynı zamanda finansal değişkenlerde istikrarın sağlanması, belirsizliği azaltarak faiz artışının iktisadi faaliyet üzerindeki menfi etkisini de telafi edecek nitelikte olacaktır." ifadesini kullandı.

"Merkez Bankası gerekeni yaptı"

İş Yatırım Araştırma Bölüm Yönetmeni Muammer Kömürcüoğlu da beklentilerin üzerinde faiz artışı gelmesinin piyasaları desteklediğini ancak tepkinin sınırlı olduğunu söyledi.

Merkez Bankası'nın gerekeni yaptığını ancak küresel piyasalarda doların değer kazanmasının Türkiye'deki etkiyi sınırladığını ifade eden Kömürcüoğlu, "Karar metni öncekine benziyor. Sıkı duruşun korunacağı ve gerekirse ilave adımlar atılacağı söylemi korunuyor. Bu bağlamda küresel piyasaların seyrine bağlı olarak sıradaki toplantıda ilave faiz artışı gelebilir." diye konuştu.