Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

ATİNA(A.A) - 14.02.2011 - Yunanistan'ın başkenti Atina'da, mali kriz ve önlem reformları ile ilgili incelemelerde bulunan AB-Avrupa Merkez Bankası (AMB)-Uluslararası Para Fonu (IMF) ''Troykası'' yetkililerinin, 2015 yılına kadar 50 milyar avro tutarında özelleştirme yapılmasını öngören yeni reformlara gidilmesi taleplerine karşı tepki sürüyor.

Atina'da yayımlanan Ethnos gazetesi, AB, IMF ve AMB troykası adına incelemeleri yürüten Servaas Deroose, Poul Thomsen ve Klaus Masuch'ı ''3 önemsiz memur olarak'' nitelendirdiği haber-yorumunda, söz konusu şahısların Yunan hükümetine karşı bu kadar büyük bir ''sömürgeci kibir'' taşımalarının ''trajik'' olduğunu yazdı.

Gazete, ismi geçen şahısların Yunan hükümetine karşı kibirlerinin, Yunan hükümetiyle, 50 milyar avro karşılığında 2011-1015 yılları arasında özelleştirmeye gidilmesine dair yaptıkları anlaşmayı Yunan halkına kendileri açıklama kararı alabilecekleri kadar büyük olduğu değerlendirmesinde de bulundu.

Yunanistan Hükümet Sözcüsü Yorgos Petalotis, ''Troyka'nın, Yunanistan'a karşı olan tavrının kabul edilemez olduğunu'' söylemişti.

''Yunanistan'ın ihtiyaçları olduğunu ancak, bunun da bir sınırı bulunduğunu'' ifade eden Petalotis, ''Herkes kendi rolünün farkına varmalıdır. Kimseden iç işlerimize müdahale etmesini istemedik. Gururumuzun sınırlarını kimseyle müzakere etmeyiz. Talimatları sadece Yunan halkından alırız'' demişti.

Petalotis, hükümetin, kalkınmaya ve bütçe açığının azaltılmasına katkı olması amacıyla kamuya ait taşınmaz malların şeffaflık içerisinde değerlendirilmesinin bir ihtiyaç olduğunu defalarca dile getirdiğini ve bununla ilgili resmi açıklamaların bulunduğunu belirterek, ''Taşınmaz malların değerlendirilmesi, hiçbir şekilde devlete ait toprakların yok pahasına satılması anlamına gelmeyeceği gibi, bununla ilgili karar alma yetkisinin de sadece Yunan hükümetine ait olduğu malumdur'' diye konuşmuştu.

Troyka ise açıklamasında, ''Atina'daki troyka yetkililerinin görevinin, hükümete ekonomik önlemlerle ilgili karar alma aşamasında alternatif çözümler üreterek, tavsiye ve destek vermekten ibaret olduğunu'' ifade etmişti.

Açıklamada, ''Eğer bu konuda farklı bir izlenim oluşmuşsa, bunun üzüntü verici olduğu'' vurgulanmıştı.