Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

İSTANBUL (A.A) - 15.02.2011 - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yeni Türk Ticaret Kanunu ile Sermaye Piyasası Kurulundan (SPK) izin almaksızın, özellikle yurt dışında bir anonim şirket kurmak veya sermayeyi artırmak amacıyla halktan izinsiz para toplayanlara hapis cezası getirildiğini bildirdi.

Ergün, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen ''Yeni Türk Ticaret Kanunu: Sorumluluklarınızı Biliyor Musunuz?'' konulu seminerde yaptığı konuşmada, Yeni Kanun ile şirket kuruluşları ve faaliyetlerinde geniş değişikliklere gidildiğini kaydetti.

Yeni Ticaret Kanunu'nun, ticari hayatı düzenleyici ve kolaylaştırıcı önemli yenilikler içerdiğini dile getiren Ergün, bu yeniliklerin büyük çoğunluğunun Bakanlık sorumluluğunda hazırlanacak ikincil mevzuat çalışmalarıyla hayata geçirileceğini söyledi.

Ergün, hayata geçirilecek olan bu önemli yeniliklerden bazılarını şöyle anlattı:

''Ticaret sicili kayıtlarının elektronik ortamda merkezi bir yapıda güncel olarak tutulması ve bu kayıtlara elektronik ortamda erişim imkanı sağlanacaktır. Böylece işletmelerimizin ticaret sicil hizmetlerinde ortaya çıkan zaman kayıpları giderilecektir. Bu amaçla, 'Merkezi Sicil Kayıt Sistemi'ni oluşturduk ve pilot uygulamaya Mersin'de başladık.

Uygulamanın bu yıl sonuna kadar tüm illerimiz için yapılmasını planlıyoruz. Böylece ticaret sicil verilerinin güvenirliği artacak ve bu kayıtların politika belirlemede daha etkin kullanılmasına imkan sağlanacaktır. Kısaca MERSİS adını verdiğimiz bu sistemin uygulanmaya başlanmasıyla birlikte şirket kuruluş ve değişiklik işlemleri elektronik ortamda 5-6 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleştirilebilecektir.''

Yine bu sistem ile artık her bir işletmenin, vatandaşların kimlik numarası uygulamasında olduğu gibi ayrı bir kimlik numarası olacağını bildiren Ergün, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kişilerin, işletmelerin ''erişime açık'' olan bilgilerine bu ortak anahtar numara aracılığıyla ulaşabileceklerini söyledi.

Bakan Ergün, yeni kanunla, ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet ve ilgili odanın müteselsilen sorumlu olmasının sağlandığını dile getirerek, böylece, ticaret sicili müdürlüğünün görevini uygun olarak yapmamasından ötürü mağdur olan kişilere, zararlarının tazminini isteme hakkı getirildiğini anlattı.

Mevcut kanunda yer alan ticari defterler sisteminin tamamen kaldırıldığını, şirketlere uluslararası standartlarda defter tutma yükümlülüğü getirildiğini ifade eden Ergün, şunları söyledi:

''Tacirlere, Türkiye Muhasebe Standartlarına, bu standartlarda hüküm bulunmayan hallerde ise doğrudan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na göre, mal varlığını açıkça gösterir şekilde defter tutma şartı getirilmiştir. Şirketlerin birleşmeleri, bölünmeleri ve tür değiştirmeleri yeni esaslara bağlanmıştır.

Birleşmelerin aynı türdeki şirketler arasında olması şartı kaldırılmış, şirket birleşmeleri esnek bir yapıya kavuşturulmuştur. Şirketlere tür değiştirme serbestliği tanınmıştır. Mesela bir anonim şirket bir limited şirkete yahut bir kolektif şirket bir anonim şirkete dönüşebilecektir. Şirketler topluluğu, hukukumuzda ilk defa düzenlenerek, ana ve küçük ortaklıklar arasındaki ilişkiler şeffaflık, hesap verebilirlik ve çıkar dengesi temelinde belirli kurallara bağlanmıştır.''

Nihat Ergün, yeni kanun ile halka açık olmayan anonim şirketlerin de kayıtlı sermaye sistemini kabul etmelerine imkan tanındığını dile getirerek, yine kanunla tek kişilik anonim ve limited şirket kurulmasına imkan verildiğini, artık beş kişiyi tamamlayabilmek için dışarıdan, hatta sokaktan küçük bir pay karşılığında ortak arama döneminin son bulacağını söyledi.



-''ŞİRKET ÇAYCISINDAN YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNE SON...'



Nihat Ergün, şunları kaydetti:

''Anonim şirket kuruluşlarında, sermayenin taahhüdünde ve ödenmesinde, menfaat tahsisinde, borçlanmalarda, tasarruflarda, harcamalarda, kanunlara, sözleşmelere aykırı hareket edilip edilmediğini, yanıltma, yolsuzluk ve hile gibi işlemlerin bulunup bulunmadığını belirtmek üzere işlem denetçisi raporu düzenlemesi getirilmiştir.

31 Aralık 2010 tarihi itibariyle ülkemizde 96 bin 652 anonim şirket, 705 bin 96 limited şirket olmak üzere toplam 801 bin 748 sermaye şirketi mevcuttur. Sermaye şirketlerinin önemli bir bölümünü oluşturan Limited şirketlerin kuruluşlarında ise denetçi raporunun düzenlenmesi Bakanlığımızın takdirine bırakılmıştır. Yönetim kurulu üyesinin ortak olma şartı kaldırılmış, yönetim kurulunun en az üç üyeden oluşacağına ilişkin mevcut hüküm terk edilmiş, bir üyeli yönetim kuruluna imkan tanınmıştır. Buradaki hedefimiz, nitelikli bilgi ve deneyime sahip bir yönetim yapısı oluşturmaya yani kurumsallaşmaya imkan sağlamaktır.''

Bu kanunun en önemli düzenlemelerinden birinin bağımsız denetim olduğuna işaret eden Ergün, bağımsız denetimin güven duygusu, yönetimde kalite ve kurumsallaşmanın önünü açacağını söyledi.

Bakan Ergün, kanunla birlikte, sermaye şirketlerine, bağımsız denetimden geçme zorunluluğu getirildiğini anlatarak, ''Mevcut denetim kurulu yapısı terk edilmiş, o şirketin muhasebe müdüründen, personel müdüründen, hatta çaycısından denetim kurulu üyesi atama dönemi sona ermiştir. Kuruluşuna Bakanlığımızca izin verilen anonim şirketlerin genel kurul toplantılarında Bakanlık temsilcisi bulundurma zorunluluğu korunmuş, ancak bunun dışında kalan şirketler için Bakanlık temsilciliği isteğe bağlı hale getirilmiştir. Şirketler Bakanlık temsilcisi olmadan da genel kurul yapabilecekler. Neden bir şirket Bakanlık temsilcisi olmadan genel kurulunu yapamasın? Bu biraz eskiden kalan bir alışkanlığımız'' diye konuştu.

Yeni kanunla özellikle ortaklar arasında sorun yaşanmayan küçük aile şirketlerinin genel kurul toplantılarını, hükümet temsilcisine ihtiyaç olmadan da rahatlıkla yapılabileceğini anlatan Ergün, Sermaye Piyasası Kurulundan (SPK) izin almaksızın, özellikle yurt dışında bir anonim şirket kurmak veya sermayeyi artırmak amacıyla halktan para toplanmasına engel olmak amacıyla halktan izinsiz para toplayanlara hapis cezası gibi ağır cezalar getirildiğini söyledi.



-''HALKIMIZIN ALDATILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ''-



Ergün, ''Her konuda olduğu gibi bu konuda da halkımızın aldatılmasına izin vermeyeceğiz, sermaye piyasalarını daha güvenli hale getirerek, işletmelerimizin bu piyasadan daha iyi ve daha çok yararlanmalarını sağlayacağız. Limited şirketlerin de intifa senedi, yani ortaklık hakkı vermeyen ancak kar payı gibi belirli menfaatler sağlayan senet çıkarabilmesine imkan tanınmıştır. Her sermaye şirketine bir web sitesi açma zorunluluğu getirilmiştir. Böylece hem şirketlerde şeffaflığı sağlamak mümkün olacak, hem de ilgililer, şirketle ilgili mali, ticari ve idari bilgilere, finansal tablolara rahatlıkla ulaşacaktır. Şirketlerin yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarının elektronik ortamda yapılması imkanı getirilmiştir'' diye konuştu.

Bakan Ergün, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun, işletmelerde kurumsallaşma, iyi yönetim ilkeleri ve sağlıklı denetim gibi konularda herkesi yakından ilgilendiren birçok önemli yenilik ve değişiklikler getirdiğini kaydetti.

Bundan sonraki süreçte önemli olan, yeni kanunun getirdiği fırsat ve kolaylıkları, kanunun yaptırımlarını kamuoyuna iyi anlatmak, hayata geçirilmesinde gerekli hassasiyeti göstermek olduğuna işaret eden Ergün, Kanunun yayımlanmasından sonraki ikincil mevzuat çalışmalarına yönelik ilk toplantıyı bu hafta sonu Sapanca'da yapacaklarını bildirdi.

Ergün, ''Çalışmalarda neredeyiz, önceliklerimiz nelerdir, süreci nasıl yürüteceğiz gibi soruları tartışacak, yani bir nevi yol haritası oluşturmaya çalışacağız. Şunu çok net olarak ifade etmek istiyorum. Bakanlığımız sorumluluğundaki olan tüm ikincil mevzuatları, Kanunun yürürlüğe gireceği tarih olan 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe koymuş olacağız'' dedi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, artık yeni Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, tacirlerle ilişkiye girecek herkesin bu tacirler ile ilgili bilgilere ulaşabileceğini, yapacağı ticari işlere yönelik kararlarını bu bilgiler çerçevesinde şekillendirebileceğini bildirdi.

Ergün, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen ''Yeni Türk Ticaret Kanunu: Sorumluluklarınızı Biliyor Musunuz?'' konulu seminerde yaptığı konuşmada, 2011 yılına çok önemli yasal düzenlemelerle başladıklarını, önce ticaret ve borçlar gibi iki temel kanunu, ardından da Torba Tasarı'yı kanunlaştırdıklarını hatırlattı.

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun, dün itibariyle Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatan Ergün, ''Kötü kanunla iyi adalet olmaz, ancak iyi kanunla iyi adalet olacağı da kesin değildir'' dedi.

Ergün, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun Türkiye ticareti açısından iyi sonuçlar doğurmasının, toplum olarak kanunu iyi uygulamalarına ve kanunu destekleyecek ikincil düzenlemeleri de hayata geçirmeye bağlı olduğunu ifade ederek, bu konuda başta Bakanlıkları olmak üzere tüm kamu kurumlarıyla birlikte ellerinden gelen tüm gayreti göstereceklerini, aynı gayretin, tıpkı kanunun hazırlanma sürecinde olduğu gibi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından da gösterileceğine inandığını söyledi.

Hayatın sürekli değiştiğini ve bu değişimin zamanla eşyanın kabuğunu olduğu kadar özünü de değiştirdiğini belirten Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Eski Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1956 yılından bugüne birçok alanda önemli gelişmeler yaşanmış, serbest piyasa ve rekabet ekonomisi yaygınlık kazanmış ve teknolojik alanda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Doğal olarak aradan geçen 55 yıllık uzun zaman zarfı içerisinde Türk Ticaret Kanunu yaşanan gelişmelerin gerisinde kalmış, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun hazırlanması kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Yeni Ticaret Kanunu çalışmalarına 1999 yılında başlandığı düşünülürse kanunun daha bir ay önce kabul edilmiş olması, aslında düşünülmesi gereken bir durumdur. 'Bu kanun geçmeli, ama bu dönemde geçmemeli' şeklindeki anlayış, iş dünyamızın bu çağdaş standartlara geç kavuşmasına neden olmuştur. Sevindirici olan ise kanunun uzlaşma kültürüne açık bir örnek oluşturacak şekilde çok büyük bir toplumsal mutabakatla kanunlaşmış olmasıdır.''



-KANUNUN GETİRDİKLERİ-



Nihat Ergün, Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun, Türkiye'de yatırım ve iş yapma ortamının iyileşmesi, şirketlerde kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesi, kayıt dışılığın önlenmesi ve bilgi toplumuna uygun hizmetlerin ön plana çıkması gibi birçok alanda önemli katkı sağlayacağını kaydetti.

Kanunda Türkiye'nin mevcut bilimsel birikiminin korunduğunu, içtihatlarla sağlanan hukuki gelişimin sürdürüldüğünü, ticari işletme, şirketler, sermaye piyasası, taşıma, deniz ticareti ve sigorta hukuku gibi konuların AB müktesebatıyla uyumlu hale getirildiğini anlatan Ergün, şöyle devam etti:

''İşletmelerimizin küresel rekabet pazarlarında güçlü aktörler olarak yer almalarını sağlayacak kurum ve sistemlere kanunda yer verilmiş, işletmelere daha fazla serbest hareket edebilme imkanı sunulmuştur. Kanun çerçevesinde birçok alanda uygulamaya yön verecek olan 3 tüzük, 10 yönetmelik ve 9 tebliğlerden oluşan 22 adet ikincil mevzuatın hazırlama ve uygulama sorumluluğu da Bakanlığımıza verilmiştir. Bakanlığımız, kendi sorumluluğundaki bu ikincil mevzuat düzenleme çalışmalarına 2008 yılının şubat ayında, Yeni Türk Ticaret Kanunu henüz kanunlaşmadan önce başlamıştır. Bu çalışmaları, tamamen katılımcı ve yapıcı bir işbirliği anlayışıyla yürütüyoruz. Bu çerçevede, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin de katılımıyla 20 çalışma komisyonu oluşturduk.''

Burada önemli bir hususun altını çizmek istediğine işaret eden Ergün, Bakanlığının, ikincil mevzuat çalışmalarını hiçbir kurumsal taassup göstermeden, ilgili herkesin desteğini alarak kısa sürede tamamlayacağını ve kamuoyu ile paylaşacağını bildirdi.



-''YENİ YETKİ VE GÖREVLERİ YERİNE GETİRMEMİZ NOKTASINDA HİÇ KİMSENİN KAYGISI OLMASIN''-



Bu çalışmalar süresince kurumlar arası yetki çatışmasına meydan vermeyecek şekilde bir uzlaşma anlayışı ortaya koyacaklarını ifade eden Ergün, şu görüşleri dile getirdi:

''Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, bu kanun kapsamında şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanmasında Bakanlığımıza etkin ve ağırlıklı görevler verilmiştir. Kanunun Bakanlığımıza yüklediği yeni yetki ve görevleri yerine getirmemiz noktasında hiç kimsenin en ufak bir kaygısı bile olmasın. Bakanlığımız 80 yıla dayanan mevcut uygulama birikimi ile kendisine verilen yeni görevleri de eksiksiz bir şekilde yerine getirebilecek kabiliyet ve kapasiteye sahiptir. Ancak bu zorlu süreçte sadece kendi bilgi ve tecrübemizle hareket etmeyeceğiz, konuyla ilgili herkesin desteğini alacağız. Kanun ve ikincil mevzuatın yürürlüğe girmesini müteakip, şirketlerimizin yeni döneme uyum sürecinde bazı sorunlar yaşayacaklarını tahmin ediyoruz. Bu süreçte aksayan yönlerin tespiti ve ihtiyaç duyulacak tedbirlerin alınması, gerekli bilgilendirme ve eğitim çalışmalarının yapılması yönündeki çalışmaları yürüteceğimizi de ifade etmek isterim.''

Ergün, kanun değişikliğinin, ''doğal olarak'' sadece yeni uygulamaların başlamasını değil, bir zihniyet ve algı değişimine de işaret ettiğini vurgulayarak, artık, ticari hayatın sağlıklı ve sorunsuz yürütülebilmesi için vergi mevzuatının yanı sıra ticaret hukukunun, özellikle de şirketler hukukunun iyi bilinmesi gerektiğini söyledi.

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun getirdiği düzenlemeler ile kamu düzeninin dikkate alındığını belirten Ergün, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde şirket ortakları ile bunlarla ticari ilişkiye giren üçüncü kişilerin korunmasına geçildiğini dile getirdi.

Ergün, artık yeni kanun hükümlerine göre, tacirlerle ilişkiye girecek herkesin, bu tacirler ile ilgili bilgilere ulaşabileceğini, yapacağı ticari işlere yönelik kararlarını bu bilgiler çerçevesinde şekillendirebileceklerini de bildirdi.