Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, son dönemde açıklanan verilerin, yılın ikinci yarısında iktisadi faaliyetin büyüme hızında, kayda değer bir düşüş olacağına işaret ettiğini bildirdi.

Merkez Bankası'nın yayımladığı Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'ne göre, ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,73 oranında artarken, yıllık enflasyon yüzde 6,65;e yükseldi ve döviz kuru gelişmelerinin temel mal fiyatları üzerindeki yansımalarına bağlı olarak temel enflasyon göstergeleri de yükseliş gösterdi. Hizmet fiyatları ise ılımlı seyrini korudu.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon yüzde 6'ya gerilerken, işlenmemis gıda fiyatları, sebze ve et fiyatlarındaki artışla yükselirken, bu grupta yıllık enflasyon baz etkisi ile yüzde 2,98;e geriledi. İşlenmiş gıda grubunda ise ekmek ve tahıllar ile katı ve sıvı yağlar başta olmak üzere, alt gruplar genelinde fiyat artışları sürdü. Böylelikle grup yıllık enflasyonu, son dönemdeki artış eğilimini korudu ve yüzde 8,59;a yükseldi.

Hizmet fiyatları ağustos ayında yüzde 0,39 oranında artarken, yıllık hizmet enflasyonu yüzde 5,68'e yükseldi. Akaryakıt fiyatlarının yansımalarıyla ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki artış devam etti. İşlenmiş gıda fiyatlarındaki artışın yemek hizmetleri fiyatları üzerindeki etkisi de sürdü. Kiralar ise ılımlı eğilimini korudu.

Sonuç olarak, Döviz kurundaki gelişmelerin hizmet fiyatlarına yansımaları, bu dönemde ulaştırma hizmetleri ile sınırlı kaldı ve grup fiyatlarının ana eğiliminde belirgin bir değişim gözlendi.

Temel mal grubunda yıllık enflasyon, Türk lirasındaki değer kaybının etkileri neticesinde yüzde 6,76;ya yükseldi. Bu artışta, özellikle otomobil ve mobilya gibi dayanıklı mal fiyat gelişmeleri önemli rol oynadı. Giyim grubunda ise yıllık enflasyon artış eğilimini korudu. Tekstil ve hazır giyim ithalatında alınan koruma önlemlerine bağlı olarak yılın son çeyreğinde giyim fiyatlarında ivmelenme gözlenmesi bekleniyor.

-ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR-

İkinci çeyreğe ilişkin milli gelir verileri Temmuz Enflasyon Raporu;nda ortaya koyulan görünüme kıyasla daha olumlu gerçekleşti. İktisadi faaliyet beklendiği şekilde bir önceki çeyreğe kıyasla ivme kaybetti, ancak yurt içi talepteki yavaşlama beklenenden daha sınırlı oldu.

Öte yandan, ithalattaki hızlı düşüş neticesinde net ihracatın dönemlik büyümeye katkısı öngörüldüğü şekilde pozitif oldu. Son dönemde açıklanan veriler yılın ikinci yarısında iktisadi faaliyetin büyüme hızında kayda değer bir düşüş olacağına işaret ediyor. Mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretimi, beş ay üst üste azaldıktan sonra temmuz ayında toparlandı. Kurul, temmuz ayında gözlenen artışın küresel sorunların derinleştiği son döneme ait eğilimleri yansıtmadığını not etti. Nitekim, üretim ve siparişlere dair öncü göstergeler, ağustos ayından itibaren iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın daha belirgin hale geleceğine işaret ediyor.

Kapasite kullanım oranının temmuz-ağustos dönemi itibarıyla ikinci çeyrek ortalamasına kıyasla düşüş eğilimini sürdürmesi de imalat sanayi faaliyetindeki yavaşlamanın sürdüğünü gösterdi.

Dış talep zayıf seyrini korurken, yakın dönemde ABD ve avro bölgesine yönelik büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmesi, küresel ekonomiye dair giderek olumsuzlasan bir görünüme işaret ediyor. Kurul, dış dünya büyümesine ilişkin belirsizliklerin giderek arttığını belirterek, döviz kuru hareketlerinin sağladığı rekabet avantajına rağmen, küresel sorunların dış talebi sınırlamaya devam edeceğini ifade etti.

Yurtiçi nihai talepteki yavaşlama eğilimi sürerken, Türk lirasındaki değer kaybına paralel olarak başta araç satışları olmak üzere, dayanıklı mal grubuna yönelik talebin zayıflamaya devam etmesi bekleniyor. Tüketici Güvenindeki zayıf seyir de bu görünümü destekliyor. Düşen kapasite kullanım oranları ve artan talep belirsizliği yatırımlar üzerinde aşağı yönlü risk oluştururken, bütün bu gelişmeler, yurtiçi talepteki yavaşlamanın devam edeceği yönünde sinyal veriyor.

Mayıs döneminde istihdamdaki ivme kaybının etkisiyle artan mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranları, haziran döneminde yatay seyrederken, söz konusu dönemlerde, hizmet ve inşaat sektörlerinde istihdam artarken sanayi sektöründe beklentiler doğrultusunda geriledi. Öncü göstergeler sanayi istihdamındaki yavaşlamanın süreceğine işaret ediyor.



-PARA POLİTİKASI VE RİSKLER-



Kurul, döviz kuru hareketleri nedeniyle, kısa vadede temel (çekirdek) enflasyon göstergelerindeki yükselişin sürebileceğini hatırlatırken, döviz kurundan yurt içi fiyatlara geçiş etkisinin kısa bir süre daha özellikle temel mal grubu fiyatları üzerinde etkili olabileceği ifade edildi.

Kurul, enflasyonun Eylül ayında işlenmemiş gıda fiyatlarından kaynaklanan baz etkisiyle düşeceğine, ancak döviz kurunun gecikmeli etkilerine bağlı olarak 2011 yıl sonunda hedefin belirgin olarak üzerinde kalabileceğine dikkat çekti. Bununla birlikte, iktisadi faaliyetteki yavaşlamaya bağlı olarak döviz kurundan kaynaklanan fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalması ve enflasyondaki yükselişin geçici olması bekleniyor.

Dolayısıyla Kurul, 2012 yıl sonu için enflasyon görünümünün yüzde 5 hedefi ile uyumlu olduğu değerlendirmesinde bulundu. Gerek kredilerde ve yurt içi talepte gözlenen yavaşlama gerekse döviz kuru hareketleri iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulundu. Yılın üçüncü çeyreğine dair veriler, toplam talebin bileşenlerinin arzu edilen doğrultuda ilerlediğine işaret ediyor. İç talep ivme kaybetmeye devam etmekte, ithalatta kayda değer bir yavaşlama gözlendi.

Bu çerçevede, Kurul, önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesinde belirgin bir iyileşme olacağını tahmin ediyor. Bununla birlikte Kurul üyeleri, orta ve uzun vadede cari işlemler dengesinin kalıcı olarak makul düzeylerde tutulabilmesi için verimliliği ve tasarrufları artırıcı yapısal düzenlemelerin önemine dikkat çekti.

Son dönemde gerek küresel iktisadi faaliyete dair açıklanan verilerin giderek zayıflayan bir görünüme işaret etmesi, gerekse Avrupa;da kamu borcunun sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıların artması, risk iştahında hızlı bir bozulmayı beraberinde getirdi. Küresel ekonomiye dair belirsizlikler dikkate alındığında, gelişmelerin yakından izlenmesinin ve gerekli politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınmasının önemi arttı.

Kurul üyeleri, 4 Ağustos 2011 tarihinde yapılan ara toplantıda alınan kararlarla, küresel ekonomiden kaynaklanabilecek olası bir finansal çalkantı durumunda piyasaya ihtiyacı olan likiditenin zamanında, kontrollü ve etkili bir şekilde sağlanabilmesi için, gerekli altyapının hazırlanmış olduğunu hatırlattı.

Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde de gelişmelerin çok yakından takip edileceği ve gerekirse bir sonraki toplantı beklenmeden ilave tedbirlerin alınabileceği belirtildi.

Ayrıca Kurul, Temmuz Enflasyon Raporundaki risk senaryolarına atıfta bulunarak, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceğini tekrar vurguladı.

Para politikası, fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya ve finansal istikrarı gözetmeye devam edecek. Bu süreçte, Merkez Bankası ve diğer kurumlarca finansal istikrara yönelik alınan önlemlerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkatle değerlendirilecek. Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makro ekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyecek. Mali disiplinin devamı aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve faizlerin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecek. Yeni Orta Vadeli Program'ın bu doğrultuda hazırlanması ve Avrupa Birliği müktesebatının gerektirdiği yapısal düzenlemelerin devamı büyük önem taşıyor.