Advertisement
HSBC İLE GELİŞMEKTE OLAN PİYASALAR ABONE OL

2.1750’den geçen 50 günlük ortalamanın altına inemeyen USDTRY kurunda 2.20’ye doğru bir hareket ihtimali belirmiş durumda.

Gelişmekte olan piyasalar, dünkü işlemlerde dikkatlerin odaklandığı temel sahaydı. Bir yandan Tayland ve Ukrayna’daki eylemlerin can kayıplarına sebep olacak şekilde genişlemesi; diğer taraftan Rusya ve Brezilya gibi piyasalardaki sert satış baskısı; öte yandan Türkiye ve Macaristan’daki faiz kararları güne damgasını vurdular. Her ülkenin birbirinden farklı özellikleri olsa da birlikte ele alındığında gelişmekte olan ekonomiler hikayesini yaratmasından ötürü tek başlık altında inceleniyor. Böyle olunca da birçok raporda gelişmekte olan ekonomilere (EM) ilişkin kırılganlıkların yeniden ön plana çıkarıldığını gözlemliyoruz.

Bu kapsamda, Türk mali piyasaları dünü oldukça karışık bir seyirle tamamladı. Öncelikle, TCMB’nin Şubat ayı olağan Para Politikası Kurulu

(PPK) toplantısı öngörüldüğü şekilde herhangi bir değişiklik olmaksızın sonuçlandı. TCMB, faizleri sabit tutarken enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceğini vurguladı. TCMB’nin bu açıklaması Türk Lirası’nı bir miktar olumlu etkiledi ve karar öncesinde 2.18’li rakamlardan işlem gören USDTRY kuru 2.1750’ye doğru bir gevşeme kaydetti. Ancak, EM kaynaklı kaygılardan ötürü bu gevşeme kalıcı olamadı ve USDTRY kuru yeniden 2.18’li seviyelere yükseldi. Hazine’nin başarılı geçen borçlanma ihalesine rağmen ikincil piyasada faizler sınırlı oranda yükselmeye devam etti. Bunun temel nedeni, Hazine’nin Şubat ayı son haftası ile Mart ayının ilk haftasında düzenleyeceği toplam on ihalenin sebep olduğu arz baskısı olarak ön plana çıkıyor. Kur+faiz cephelerindeki sınırlı bozulma bir yana bırakılınsa, en keskin satış baskısının hisse senedi piyasasında olduğu net bir şekilde görülüyor. Vadeli işlemlerde başlayıp spot piyasaya yayılan satışların sonucunda BİST-100 endeksi dünü %2.3 oranında kayıplarla tamamladı. Bu hareketin arkasında kısmen aracı kuruluşların şirket değerlemelerine ilişkin aşağı yönlü güncellemeleri etkisi olsa da dünkü satışı genel EM çerçevesinde ele almak daha anlamlı olabilir. Dün Brezilya endeksinde %2.1’lik bir kayıp yaşanması da bu görüşü destekliyor.

EM kaynaklı belirsizlikler yeni değil. 2014’e başlarken de piyasaların ana yatırım teması bu belirsizlikler üzerine oturtulurken gelişmekte olan ülke finansal araçları sert bir satış baskısına maruz kalmıştı. Sonra, ABD’den gelen zayıf makro ekonomik veriler ile birlikte EM piyasalarındaki satışların fazla olduğu fikri oluşmuş ve tepki hareketi kapsamında geçici bir iyimserlik yaşanmıştı. Ancak, dün itibariyle sene başındaki temanın yeniden hakim olduğunu görüyoruz. Öncelikle, kısa vadede EM’lerin aynı sepette ele alınması doğru yaklaşım olsa da orta/uzun vadede bu görüşün tutmayacağı kanaatindeyiz. Mesela, Tayland ve Ukrayna’da yaşanan siyasi gelişmeler kesinlikle ayrı tutulmalı... Mesela, Arjantin ve Kazakistan’ın devalüasyon yönündeki adımları ayrı tutulmalı... Mesela, Rus Rublesi’ndeki keskin değer kaybının ardında Döviz rezervlerinin azalması ve Rusya’nın petrol fonu oluşturma fikri nedeniyle piyasadan döviz aldığı not düşülmeli... Mesela, Macar Forinti’ndeki değer kaybına neden olan unsurun Macar Merkez Bankası’nın ısrarlı bir şekilde faiz indirmeye devam etmesi not düşülmeli. Bu listeyi uzun uzadıya genişletmek mümkün. İlk bakışta bu ekonomilerin tamamı EM sınıfına girmesinden ötürü Türkiye de bu sınıfa dahil edilebilir. Hatta, siyasi risklerden ötürü bu strateji doğru da bulunabilir. Ancak, Türkiye’nin yukarıda sıraladığımız ülkelerden farklı olarak güçlü makro ekonomik dinamiklere sahip olduğu dikkate alınmalıdır (tıpkı Endonezya gibi). Bu kapsamda, siyasi riskler azalana kadar bu ayrım mümkün olmasa da sonrasında Türkiye ekonomisinin artılarının ön plana çıkabileceğini belirtmekte yarar var. Bundan dolayı yatırımcıların orta/uzun vadeli stratejilerinde bu hususu dikkate almalarında yarar olacağını düşünüyoruz.

Bugün iç gündemin en önemli maddesi TCMB’nin ekonomistlere yönelik olarak düzenleyeceği toplantı olacak. Bu toplantıda, TCMB’nin para politikasına ilişkin görüş ve değerlendirmeleri yakından izlenecek. TSİ10:00’da başlayacak olan toplantıdan gelecek haberler piyasalarca takip edilecek.
Bugün yurtdışı kaynaklı olarak ABD’de ÜFE enflasyonu, konut istatistikleri ve son FOMC toplantısının tutanakları takip edilecek. Sabah Asya piyasaları göreceli olarak sakin bri görünüm kaydetti. Japonya’da dünkü sert yükselişin ardından sınırlı bir oranda satışlar yaşanırken diğer bölge Borsalarında hafif artışların olduğunu görüyoruz. EM üzerindeki sis tabakası nedeniyle bugünkü işlemlerde bir miktar satışlara sahne olması olası görünüyor. USDTRY kuru 50 günlük ortalamanın altına dün de inemedi (dün itibariyle 2.1750). USDTRY kurunun son birkaç gün içerisinde düşüş eğilimini sonlandırıp yataya girmesi teknik olarak dikkat edilmesi gereken bir husus. Son günlerde, yeni bir iyimserlik dalgası olmaksızın, Türk Lirası’nda daha fazla değerlenmenin zor olacağı görüşünü ön plana çıkarıyorduk. Bu görüşü bugün de ön plana çıkarıyoruz. 2.1750’nin altına inemeyen USDTRY kurunun 2.20’ye varan bir tepki yükselişi kaydetme ihtimali zayıf olmayabilir.


Uyarı Notu:
----------------------------------------------------------------------------------
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir.

Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. HSBC bu dokümanda yer alan menkul kıymetler, finansal enstrümanlar veya benzeri bir yatırım enstrümanının kendi adına ve hesabına ticari amaçla alım/satımını yapabilir; son 36 ay içerisinde bu enstrümanları satın almayı taahhüt etmiş olabilir; veya yöneticiler ile çalışanlarla birlikte alış ya da satış yönünde bir pozisyon almış bulunabilir. Bu dokümanda yer alan menkul kıymetler veya finansal enstrümanların tamamı veya bir kısmının alış/satışından doğan komisyon veya masraflar HSBC tarafından veya onun adına görevli şahıslar tarafından alınabilir.

HSBC bu dokümanı, güvenilir olduğunu düşündüğü fakat bağımsız olarak doğrulanmamış kaynaklardan alınan bilgilere dayandırmaktadır.  İfade edilen fikirler ve tahminler istendiği anda bildirim yapılmaksızın değiştirilebilir. Sunulan göstergesel alım/satım bilgilerini, gerçekte HSBC'nin alım/satım yaptığı/yapabileceği alım/satım bilgileri olarak yorumlanmamalıdır. Sunulan tüm tablo ve grafikler halka açık kaynaklardan ya da kurumumuzca hazırlanmış tablolardan alınmıştır. Bu dokümanda yer alan rakamlar geçmiş performansla ya da modellenmiş geçmiş performansla ilişkili olabilir. Geçmiş performans gelecek performansın güvenilir bir göstergesi değildir.

Bu dokümanın tamamen veya kısmen çoğaltılması ya da içeriğinin HSBC'nin önceden izni olmaksızın ifşa edilmesi  kesinlikle yasaktır.

Bu doküman, dağıtımının hukuka ve ilgili mevzuata aykırı olan herhangi bir ülkedeki herhangi bir kişi veya kuruma dağıtılmak ya da bunlar tarafından kullanılmak amacıyla oluşturulmamıştır.Bu dokümanda atıfta bulunulan ürünler, yatırımlar ve işlemlerle ilgili bağımsız bir değerlendirmede bulunmak ya da araştırma yapmak tamamen kullanıcının sorumluluğunda olup, bu dokümandaki herhangi bir bilginin yatırım tavsiyesi teşkil ettiği düşünülmemelidir. HSBC size yasal, vergiyle ilgili ya da diğer uzman tavsiyeler sağlamaktan sorumlu değildir. HSBC ya da herhangi bir HSBC görevlisi, yöneticisi, çalışanı ya da acentesi işbu dokümanın tamamen ya da kısmen kullanılmasından doğan herhangi bir kayıp ya da zararla ilgili yükümlülük kabul etmez.