Advertisement

Sosyal güvenlikte kayıtdışılık çok yüksek ve bu bilinen bir gerçek. Kayıtdışılığı azaltacak en önemli SGK savaşçıları denetmenlerdir, ama grupları yok, dağınık bir şekilde çalışıp mükerrer işlerle uğraşmaktan kayıtdışılığa yönelemiyorlar

5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu sonrasında SGK müfettişleri, eskiden çok eleştirdikleri SSK'nın kâğıttan şövalyelerine benzemeye başladılar. En önemli zamanlarını eskiden düz memurların yaptığı eczane ve hastane denetimine ayırıyorlar. Bu denetimden de öyle ele avuca sığar sonuç alamıyorlar. SGK'nın kayıtdışı denetimini de eskiden yoklama-kontrol memuru olup sonradan hak ettikleri denetmen unvanına kavuşan SGK denetmenlerine bıraktılar. Denetmenler ise en ağır koşullarda, üstelik çokbaşlı olarak işlerini yapmaya çalışıyorlar.

ÇALIŞMA KOŞULLARI UYGUN DEĞİL
SGK denetmenleri, çalışma koşulları konusunda dertli. İl müdürlerine doğrudan bağlı olan denetmenler, büyük şehirlerde merkez müdürlüklerinde çalıştırılıyor. Aynı odada çalışan 30-40 kişi, sigortalılardan ifade alacak ve kayıt incelemesi yapacak bir mekân bile bulamıyorlar. Denetmenler inceledikleri resmi defterleri koyacak arşiv bile bulamıyor. Denetime giderken merkez müdürlüklerindeki araçları müdürlerin keyfi davranışları sonucu kullanamıyorlar, sık sık kendi ceplerinden para vererek otobüs ve dolmuşa binmek zorunda kalıyor.
Fiziki şartlar yeterli olmadığı gibi yoğun bir iş yükü altındalar. Yalnızca İstanbul'da 36 bin denetim dilekçesi (mucip) denetlenmeyi bekliyor. Oysa 15 milyonluk İstanbul'da 120 denetmen görev yapıyor. Diğer illerde de durum böyle. SGK da, mevzuatı ve hukuku uygulamak yerine her işi denetime yazıyor, vatandaşı mağdur ediyor, denetim mekanizması tıkanıyor.
SGK dışında diğer tüm kurumların denetmenleri (il eğitim, ürün, gümrük ve ticaret denetmenleri) bölge ve il düzeyinde örgütlenmiş şekilde bir arada çalışmaktadır. SGK denetmenleri ise birçok merkez müdürlüğüne dağıtılmış, fiziki şartları yöneticilerin keyfi tutumlarına bırakılmıştır. Oysa SGK denetmenleri tüm denetmenlerden, hatta birçok kurumun müfettişlerinden daha yetkilidir. İncelemelerinde on trilyonlarca ceza kesebilen denetmenlerin merkez müdürlüklerinde etki altında değil, denetim elemanına yakışır şekilde etki ve tesir altında olmayacakları kendilerine ait binalarda çalışmaları gerekir. Koordinatör il müdürlüklerinde ya da doğrudan il müdürlüklerinde "Denetim Büro Başkanlığı" oluşturulması denetimin ruhuna en uygun çözüm olacaktır.

ÖZLÜK HAKLARI DA DÜZELTİLMELİ
Buradan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Bakanı Faruk Çelik'e ve Kurum Başkanı Sayın Fatih Acar'a seslenelim: SGK denetmenlerinin özlük haklarını (eğitim denetmenlerinin ek göstergesi 3600, sosyal güvenlik denetmenlerinin ise 2200) ve çalışma koşullarını iyileştirmek, SGK'ya olduğu kadar sosyal güvenlik bütçesinin açığının kapanmasına hizmet edecek şekilde bu ülkeye de gerekli bir adımdır. Ayrıca belirtelim, sosyal güvenlik denetmenlerinin Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde il müdürlüklerine bağlı "Ek Hizmet Binası" şeklinde tek bir birimde, İstanbul'da ise biri Anadolu yakası biri ise Avrupa yakasında olmak üzere iki binada toplu halde çalışmaları denetimin etkinliğini artıracaktır ve yerelleşme olgusunu engelleyecektir. Denetim elemanlarını merkez müdürlüklerinde etki ve tesir altında bırakmak bir vebaldir, bu ülkeye hizmet etmez.