Advertisement

İsteğe bağlı sigorta 2008'de kaldırıldıktan sonra, prim için bir işyerinde çalışmaktan başka çaresi kalmayanlar, farkında olmadan sahte şirketlere yöneldi. Sahte şirketler primleri SGK'ya ödemeyince 50 bine yakın kişinin sigortası iptal edildi

SAHTECİLİK 1
'SGK yerine bize 15 bin ver yeter!'

İşverensiniz ve çalışanlarınız için SGK'ya her ay 25 bin lira prim ödüyorsunuz, sonra birileri elinde çantayla işyerinize geliyor ve diyor ki: "Biz bordro şirketiyiz, SGK'ya her ay 25 bin lira vereceğinize bize 15 bin lira verin, çalışanlarınızı biz SGK'ya gösterelim ve size de fatura edelim." Kabul ediyorsunuz ama yine şüphelisiniz; internetten de bakıyorsunuz gerçekten her ay çalışanlarınızı SGK'ya bildiriyorlar, içiniz rahatlıyor. Aradan bir yıl geçiyor, bir de bakıyorsunuz ki SGK, gönderdiği davet mektubuyla çalışanlarınızı gösterilen dönemde sigortası kalmıyor. İçlerinde emekli olanlar varsa da emeklilikleri iptal ediliyor, emekli aylıkları da faiziyle geri isteniyor.

İŞLEMLER EKSİK
Aslında işyerinizde çalıştılar ama üç-beş metrekarelik büroları olan bordro şirketinden binlerce çalışan varmış gibi gösterildiler. SGK denetim elemanları da bu gerçek olmayan çalışmaları iptal etti. Ancak devamını getirmiyor SGK denetim elemanları, "Evet bu kişiler, bordro şirketinde çalışmamışlar, A şirketinde çalıştıkları halde bordro şirketinden gösterilmişler, o halde hepsini iptal ettik” diyorlar da “Bu bildirimleri A şirketinden göstertelim de çalışanlar sigortasız kalmasın” demiyorlar.

 

SAHTECİLİK 2
250 lira vermek işinize geliyor
Geçmişte SSK’nız, Bağ-Kur’unuz veya memuriyetiniz var ama artık çalışmıyor, evde oturuyorsunuz. Emeklilik aklınıza geliyor ve sosyal güvenlik uzmanlarına gidip danışıyorsunuz. “Bir müddet SGK’nın SSK’sına (4/A) prim ödenirse emekli olacaksınız” diyorlar. Sonra araştırıyorsunuz, SGK’ya dışarıdan isteğe bağlı SSK (4/A) primi ödenmesine 2008 yılında son vermişler, dışarıdan SGK’ya ödenenler Bağ-
Kur’a (4/B) sayılıyormuş. Öyleyse sizi işyerinde çalışmış gibi gösterecek işyerleri arıyorsunuz ve buluyorsunuz. Hatta diyorlar ki: “Normalde bir kişinin SSK primi muhtasar vergi dahil (AGİ dahil) yaklaşık 448 liradır, ama bize 250 lira versen yeter.”
İşinize geliyor ve her ay 250 lira veriyorsunuz. Sonra internetten bakıyorsunuz, gerçekten her ay sizi SGK'ya SSK'lı çalışan gibi bildiriyorlar. İçiniz rahatlıyor ama aradan 6 ay geçiyor, SGK'dan ifadeye davet çağrısı alıyorsunuz. Davete gidince, SGK'nın denetim elemanı sormaya başlıyor. "Nerede çalıştınız, adresi nedir, işyerinde başka kimler vardı, ücretinizi kimden alıyordunuz, size talimatı kim veriyordu, ne iş yaptınız?" Tabii sizden bu sorulara cevap yok. O zaman denetmen bütün bu işyerinden bildirilenleri siliyor. Siz de cebinizden aylarca çıkan 250 liraların üzerine bir bardak su içiyorsunuz. Zaten sizden her ay 250 lira alıp SGK'ya bildiren işveren, SGK'ya ödemesi gereken 448 lirayı nasıl ödesin?

 

İsteğe bağlı SSK GERİ GELMELİ
SGK’ya sesleniyorum: İsteğe bağlı SSK’yı (4/A’yı) kaldırarak vatandaşları neden sahteciliğe ittiniz, neden sahte şirketlere muhatap ettiniz? ‘İsteğe bağlı SSK’yı geri getirmeliniz.

‘3 iş günü içinde sizi bekliyoruz’
Sizi SGK’lı gösterdiklerini zannederken aylar sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan davet yazısı gelebilir. Size orada “Nerede, ne kadar, kaç kişiyle çalıştınız?” gibi sorular sorulacaktır.

 

 

İŞVEREN İÇİN DENETİM 6 AY SONRA BAŞLAR
SGK'ya işçi-sigortalı bildiren ama primlerini düzenli ödemeyen veya 6 ay üst üste prim vermeyen işverenler, SGK denetim elemanları tarafından incelemeye alınır. İlk aşamada bu sahte işyerinin şifreleri kapatılır. Hemen ardından sosyal güvenlik denetmenlerince inceleme süreci başlatılır. Denetmenler yaptığı denetim ve incelemelerde işyerinin SGK'daki kaydını iptal ederek sigortalı bildirilen kişilerin sigortalılıklarını geçmişe yönelik iptal eder. Bu kişilere yapılan sağlık harcamaları ve emekli olmuş ise yersiz ödemeler, ilgili kişilerden faiziyle tahsil edilir.

 

Yazılı belge yoksa işe gitmelisiniz

Cumartesi günü Ankara'da bir şirketin çalışanları ile sosyal güvenlik ve iş hukuku konusunda bilgilendirme sohbetine gittim. Pazar günü de Ankara havası koklamak için Sakarya ve Kızılay'da dolaştım. Dün yarım saat içinde en az 30 kadar güvenlik ve temizlik taşeron işçisi tarafından çevrildim. Bakın ne diyorlar:
"Ali Bey, bizler Ankara'da Aile Bakanlığı'nda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda çalışan taşeron şirket temizlik ve güvenlik işçileriyiz. Hemen hepimiz burada 5 yıla yakındır çalışıyoruz. Geçen hafta taşeron şirket yetkilileri bize 'Artık işe gelmeyin' dediler ama herhangi bir kâğıt vermediler. Sonra duyduk ki, siz de gazetede yazdınız, kamuda çalışan 600 bin taşeron işçisi kadroya alınacakmış. Kadro hakkı bizim olduğu halde yakınlarını işe almaya başladılar. Yani, 5 yıldan beri biz taşeron işçisi olmanın çilesini çektik ama şimdi kadro sözü çıkınca bizim yerimize başkalarını kadroya almak için bize 'işe gelmeyin' diyorlar. Ne yapmamız lazım, hakkımızı nasıl alırız?”
Bu yapılanlar haksızlık, yıllardır kadro gelecek diye taşeron şirket işçiliğinin eziyetini çekenler yerine eş-dost, ahbapların kadroya alınması yanlış. Sizlere de önerim şu: “Sakın sözlü ifade edilen ‘işe gelmeyin’ ifadelerine inanmayın, yazılı olarak işten çıkarma belgesi olmadığı sürece işinize devam edin. Sizi yazılı belgeyle işten çıkarırlarsa da hemen 30 gün içinde iş mahkemesinde İŞE İADE davası açın.”

 

TAŞERONA KADRO İÇİN SON KARARI BAŞBAKAN VERECEK
Kamuda çalıştırılan yaklaşık 600 bin taşeron şirket işçisinin seçim öncesinde kadroya alınacağına ilişkin dünkü yazımıza karşın Maliye Bakanlığı yetkilileri böyle bir çalışmanın olmadığını ve izin vermeyeceklerini iletti. Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda konu karara bağlanırken, Maliye karşı çıksa da son kararı şubat ayı başına kadar Başbakan Erdoğan'ın vereceği öğrenildi.