Advertisement

Kasım ayında tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 1.73 çıkınca, son iki ayda yüzde 5.1 enflasyon yaratarak tüm yıl için hedeflenen enflasyon düzeyini neredeyse iki ayda yakalamış olduk. Böyle olacağı belliydi. Merkez Bankası birden fazla hedefin peşinden koşunca, bazı hedeflerin ıskalanması (hem de bilerek) kaçınılmazdı. Ne yazık ki, ıskalanan hedef, Merkez Bankası Yasası'nda "temel" olarak nitelenen hedef oldu.
Yılı çift haneli enflasyonla bitirmemiz kesinleşti. Aralık ayında tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 0.2 veya daha yukarı olması durumunda, 2011 yılı enflasyonu çift haneli olmuş olacak. "Bugün çıkan enflasyon yarın düşer" yaklaşımı çok doğru değil. Çift haneli enflasyon yaşandığı bir ortamda ocak ayında ücret ayarlamaları yapılacak. Hiçbir çalışan enflasyon hedefi gelecek yıl yüzde 5 gibi olacağı için ücret ayarlamalarının da yüzde 5'leri geçmemesi gerektiğine inandırılamaz. Enflasyon hedeflemesinin yol gösterici olma görevi artık daha da zayıfladı, belki de yok oldu.

PARA POLİTİKASININ YAPTIKLARI
Tahmin edildiği gibi, bütün yıl enflasyonun daha düşük çıkmasına izin veren gıda fiyatlarındaki artış eğilimi tersine döndü. Kasım ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki fiyat artışı yüzde 3.3 oldu. Yıllık olarak bakıldığında, gıda ve alkolsüz içecekler grubu ortalama enflasyonun daha düşük olmasına yardım etmeye devam ediyor. Yıllık bazda tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 9.5 olurken, gıda ve alkolsüz içecekler grubu dışındaki fiyatlardaki artış yüzde 10.4 oldu. Önümüzdeki dönemde de bu gruptaki fiyat artışları ortalama enflasyonu olumsuz etkileyebilecek.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubunu dışarıda bırakan tüketici endeksinde kasım ayı enflasyonunu etkileyen en önemli kalemler dolaylı vergi artışları ve kur nedeniyle alkollü içecekler ve tütün mamulleri grubu ile giyim ve ayakkabı grubu oldu. Bu kalemlerdeki bir aydaki fiyat artışları yüzde 3 ile yüzde 5 arasında gerçekleşti.
Enerji, alkollü içecekler ve tütün mamulleri ile vergi artışlarını dışarıda bırakan endeksteki kasım ayındaki artış yüzde 2'yi aştı. Para ve kur politikalarının oluşturduğu enflasyon olarak bu rakamı almamız gerekir. Resim hoş değil. Merkez Bankası'nın para politikasının etki alanında diye gördüğü "H" ve "I" endekslerindeki aylık artışlarda yüzde 1.2 civarında gerçekleşti. Dolayısıyla, yükselmekte olan enflasyonu para politikasının duruşunu hesaba katmadan yorumlayabilmek pek mümkün görünmüyor.

İNANDIRICILIK AZALINCA
Ocak ayında tüm ekonomide ücret ayarlamaları yapılacak. Yılda bir ücret ayarlamaları yapan ekonomik birimler açısından geçmiş enflasyon yüzde 10'un üzerinde olacak. Altı ayda bir ücret ayarlamaları yapanlar açısından son altı aydaki enflasyon yüzde 7 civarında olacak. Ama, 2012 yılın için enflasyon hedefi 5.5 denecek, ama işverenler inandırıcı olamayacaklar. Bu yıl başlarken de enflasyon hedefi yüzde 5.5 idi. Neredeyse iki katı bir düzeyde gerçekleşme oluyor. Bu şartlarda, yıllık ücret ayarlaması yapanların yüzde 5 civarında, altı ayda bir ücret ayarlaması yapanların yüzde 2.5 civarında çalışanlarına ücret zammı teklif etmeleri biraz gülünç olacak. Gelecek yıl enflasyon düşerse, üreticiler ciddi bir maliyet üstlenecekler. Maliyet artışı üretimi olumsuz etkileyebilecek. Ücret artışlarını fiyatlara yansıtabildikleri takdirde ise, enflasyonun düşme eğilimine girmesi zorlaşacak. Dolayısıyla, 2012 yılı küresel risklerin ötesinde, kendi kendimize yarattığımız risklerle zor bir yıl olacağa benziyor.
Enflasyonla mücadelenin en zor tarafı ekonomik birimleri beklentilerini geçmiş enflasyona göre değil, gelecek enflasyon hedefine göre oluşturmalarını sağlamaktır. Açık enflasyon hedeflemesine geçildiği söylendiğinden beri bu konuda daha fazla zorlanmaya başladık.