Advertisement

2011 yılına Euro Bölgesi krizi damgasını vurdu. Kriz üç yıldır devam ediyor. 2011 yılını diğer yıllardan ayıran özellik soruna kalıcı bir çözümün hâlâ bulunamayıp krizin daha da derinleşip yaygınlaşmasıydı. Euro krizi, yalnızca Euro Bölgesi'nin diğer ekonomilerini tehdit etmekle kalmadı, Euro dışındaki ekonomileri de olumsuz etkilemeye başladı.
2011 yılının bir diğer özelliği gelişmekte olan ülke ekonomilerinin küresel ekonomideki ağırlığının hissedilir bir biçimde arttığının görülmesi oldu. Genel eğilimler aynı kalmakla beraber, birçok açıdan gelişmekte olan ülkeler gelişmişlerden olumlu yönde ayrıştı.
Finansal piyasalar büyük ölçüde beraber hareket ederken, ekonomik büyüme açısından gelişmekte olan ülkeler gelişmişlere göre 3-4 kat daha iyi performans gösterdiler. Buna karşılık, gelişmiş ülkelerde hızlı parasal genişlemeye rağmen, enflasyon bir tehdit olarak ortaya çıkmamışken, gelişmekte olan ülkeler bir yandan gelişmişlerden kaynaklanan olumsuz hava ile ekonomik büyümelerini sürdürmeye gayret ederken, diğer taraftan enflasyonla da mücadele etmek zorunda kaldılar. Birçok gelişmekte olan ekonomide para politikası gevşetildi.
2009 yılında küresel krizin derinleşmesi ile birçok ülke ekonomisi reel olarak küçüldü, enflasyon (Rusya hariç) tüm dünyada düştü. 2010 yılında küresel ekonomi çıkışa geçti. Tablodan da görüldüğü gibi, 2011 yılında büyüme 2010 yılının altında kalırken, enflasyon 2010 yılının üzerine çıktı.

Euro Bölgesi ekonomileri yılın ikinci yarısından sonra hafif bir resesyon eğilimine girdi. Buna karşılık Amerikan ekonomisi yılın ikinci yarısında daha hızlı bir büyüme performansı gösterdi. İngiltere büyümede zorlandı. Doğal felaketin yarattığı olumsuzlukları 2010 yılında geride bıraktığı izlenimi verdikten sonra Japonya 2011 yılında büyümede yeniden 2009 öncesi yaşanan eğilime geri döndü.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER
Gelişmekte olan ülkelerin lideri durumundaki Çin yılın ilk yarısında yüksek enflasyon ile mücadele ederken hızlı bir büyüme performansı gösterdi. Yılın ikinci yarısında ise enflasyon bir ölçüde hız keserken, ekonomik büyüme de düşme eğilimine girdi.
Hindistan yüksek büyüme gösterirken, enflasyonla mücadelede zorlanıyor. Brezilya 2010 yılında büyümede tarihi rekorlarından birini gerçekleştirdikten sonra bu yıl yüzde 4'ün altındaki genel eğilimine geri dönmüş görünüyor. Brezilya'da da enflasyon yüksek. Rusya belli başlı gelişmekte olan ülkeler içinde büyümede zorlanan bir ülke. Buna karşılık, enflasyon da yüzde 7 civarında.
Türkiye de diğer gelişmekte olan ülkelerdeki temel eğilime paralel bir performans gösteriyor. Rusya hariç, Türkiye ekonomisi de diğerleri gibi hızlı büyüyor ve enflasyon bir sorun. 2011 yılında büyüme, Çin ve Hindistan gibi, 2010 düzeyinin çok az altında. Türkiye ekonomisinin ayrıntılarına yarın devam edeceğim.
2011 yılına toplu olarak baktığımızda Euro krizinin tüm dünyayı az ya da çok daha fazla etkilemeye başladığını görüyoruz. Küresel krizin hemen ardından yaşanan bahar havası dağılıyor. Daha düşük büyüme daha yüksek enflasyon dönemi başlıyor.