Advertisement

Küresel krizden en erken ve en hızlı çıkan ülkelerden biri Türkiye oldu. 2009 yılında yüzde 4.8 küçülen Türkiye ekonomisi 2010 yılında yüzde 9 büyüdü. Bu yılın ilk dokuz ayındaki ortalama büyüme yüzde 9.5 olduysa da, yılın tümünde yüzde 8 civarında bir büyümenin yakalanmış olması şaşırtıcı olmayacak.
2011 yılında Türkiye ekonomisi birçok açıdan olumlu gelişmeler kaydederken, bitirmekte olduğumuz yıl aynı zamanda risklerin de arttığı bir dönem oldu.
2010 yılında milli gelirin oranı olarak cari işlemler açığı yüzde 6'nın biraz üzerindeyken, bu yılın üçüncü üç ayında yıllık bazda yüzde 10 civarına geldi. Yılın sonunda da bu düzeylerde olacak gibi görünüyor.
Enflasyon artış eğilimine girdi. 2009 yılında yüzde 6.5'e kadar gerileyen enflasyon 2010 yılında geçici yükselişler gösterdikten sonra yüzde 6.4 oldu. Bu yılın kasım ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 9.5'e yükseldi. Yıl sonu enflasyonu büyük bir olasılıkla çift haneli olacak.

 

 

Yüksek büyüme ve buna bağlı olarak artan cari işlemler açığına rağmen, 2009 ve 2010 yıllarında döviz rezervlerini artırabilen Merkez Bankası yaz aylarında 94 milyar dolara kadar ulaşan döviz rezervlerini son dönemde harcayarak hem döviz kurlarını belli bir düzeyde tutabilmeye çalışıyor hem de dış kaynak girişinin durduğu bir dönemde cari işlemler açığına finansman desteği sağlıyor.
Yılın çok büyük bir bölümünde (büyük ölçüde hâlâ) para politikası gevşek tutuldu. Yılın ikinci yarısındaki döviz kurlarındaki yükseliş, yalnızca devam eden cari işlemler açığı karşısında sekteye uğrayan dış kaynak girişinden değil, aynı zamanda göreli olarak gevşek para politikasından da kaynaklandı. Döviz kurlarından enflasyona geçiş otoritelerin tahminlerinin oldukça üzerinde gerçekleşti.

OLUMLU GELİŞMELER
Risklerin arttığı bir dönemde Türkiye ekonomisinde olumlu gelişmeler de gözlendi. Küresel kriz öncesine göre, ekonomik büyüme istihdam dostuydu. Tablodan görüldüğü gibi, 2009 yılında yüzde 15'i aşan işsizlik oranı eylül ayı itibarıyla son on iki ayda yüzde 10.3, son aylarda da tek haneli oldu. Eylül ayı itibarıyla son on iki aylık işsizlik oranı ortalama yüzde 10.3'e geriledi. Dolaylı vergi oranlarındaki artışlar ve hızlı ekonomik büyüme ile vergi gelirlerindeki artış 2009 yılında 52 milyar lirayı aşan bütçe açığını düşürdü. Vergi alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla elde edilen gelirlerle kasım ayı itibarıyla bu yıl denk bütçeye ulaşıldı. Ama, faiz dışı harcamalardaki artış ortalama enflasyonun üzerinde artmaya devam ediyor.

RİSKLER ARTTI
Türkiye ekonomisi 2011 yılında başkalarına parmak ısırtacak derecede hızla büyürken, ileriye dönük riskler hem arttı hem de çeşitlendi. Avrupa'daki borç krizinin hemen geçmeyeceği, hatta daha da derinleşebileceği göz önüne alınırsa, Türkiye ekonomisi için 2012 yılı derinleşen ve çeşitlenen risklerin gölgesinde geçecek gibi görünüyor. Yeni yılda yalnızca yüksek cari işlemler açığı ile değil, aynı zamanda yüksek enflasyon, eriyen döviz rezervleri ve ekonomik büyümenin düşmesi gibi sorunlarla boğuşacağız. Yeni yılda devam edeceğim.