Advertisement

Yunanistan'ın piyasaya olan borçları iskontoya tabi tutuluyor. Buna karşılık Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) piyasadan aldığı Yunanistan bonoları bu uygulamanın dışında tutulmaya çalışılıyor. Garip değil mi? Bir ECB yetkilisi durumu şöyle açıkladı: "ECB'nin Yunanistan borçlarının iskonto dışında tutulmasının nedeni, ECB'nin bu bonoları para politikası amacıyla almış olmasından kaynaklanıyor." Açıklama, "özrü kabahatinden daha büyük" nitelikte.
Merkez bankaları ekonomik sisteme bankalar aracılığıyla para verirler. Bankalara borç verirler. Karşılığında kredi değeri çok yüksek teminatlar alırlar. Ulusal merkez bankaları açısından en yüksek kredi değerliliğine sahip teminat, o ülke hazinesinin çıkardığı borçlanma senetleridir. Dolayısıyla, ulusal merkez bankaları hazinenin borçlanma senetlerini teminat olarak kabul edip sistemdeki bankalara borç verirler.

KURALLAR DEĞİŞİNCE
ECB'de durum karışık. ECB parasal bir birliğin merkez bankası. Tek bir ulusun değil, ECB, Euro kullanan ülke sayısı kadar hazine ile karşı karşıya. Teorik olarak üye tüm ülkelerin hazinesi ECB açısından muteber olmak durumunda. Ama uygulamada, tüm üye ülkelerin hazinesi aynı kredi değerliliğine sahip değil. O nedenle, ECB'nin kuruluşunda ECB'nin teminat olarak kabul edebileceği hazine borçlanma senetlerinin kredi değerliliğine bir alt sınır kondu. "ECB ancak kredi derecesi A ve üstü olan ülkelerin borçlanma senetlerini teminata kabul edebilir ya da para politikasının yürütülmesine yönelik olarak portföyüne alabilir" dendi.
Yunanistan'ın "borç krizi" derinleşince, günü kurtarmaya yönelik olarak bu sınır önce B düzeyine indirildi. Daha sonra bu sınır da kaldırıldı. Bütün bunlar "Ülkeler batmaz, zor duruma düşebilirler" anlayışıyla yapıldı. Ülkeler borçlarının tamamını ya da bir bölümünü ödemeyebilirler olasılığı düşünülmedi. Şimdi, düşünülmeyen olasılık gerçek oldu. Günü kurtaran politikaların sonuçları görülmeye başlandı.

ÖNEMLİ BİR DERS
Para otoritesinin itibarı ve Euro'nun geleceği açısından, ECB'nin portföyündeki ve teminat deposundaki Yunanistan borçlanma senetlerinin iskontoya konu olmaması çok doğru. Ama Yunanistan bonolarının iskontoya tabi tutulmasının bu bonoları ellerinde bulunduran kurum ya da kişilere göre farklılaştırılması ticari açıdan aynı derecede yanlış ve büyük bir olasılıkla hukuka aykırı.
Yapılan iskontonun "isteğe bağlı" olması durumu kurtarmıyor. ECB iskonto istemiyor, ama ticari bankalar iskontoyu kabul ediyorlar gibi bir yaklaşım başka hukuki sorunları da beraberinde getiriyor. Yunanistan bonolarının bir bölümü de, ticari bankalarda değil, yatırım fonlarının portföyünde. Ticari bankalar, var olmalarını devlete borçlu olduklarından (çoğu küresel kriz döneminde devlet tarafından kurtarıldı), iskontoyu kabul edebilirler. Ama yatırım fonları, yatırımcısından başka hiç kimseye borçlu olmadığından ECB gibi davranabilir. O takdirde, Yunanistan'ın temerrüde düşmesi yeniden gündeme gelebilir.
ECB'nin içine düştüğü durum, merkez bankacılığı konusunda bir ders niteliğinde. Merkez bankalarının aldığı teminatların güçlü olmasının önemi daha iyi görülemezdi. Teminatları güçlü olmayan merkez bankalarının bankacılık sistemi yoluyla piyasalara verdiği likidite aslında merkez bankalarının helikopterden para atmalarından çok da farklı değil. ECB bu duruma düştü. Şimdi bu durumdan kurtarılmaya çalışılıyor.