Advertisement

2011 yılında ekonomik büyümenin yüzde 8, hatta biraz daha üzerinde olduğu yönünde bir beklenti hâkim. Yılın ilk üç ayında ekonomi yüzde 12 büyümüştü. İkinci ve üçüncü üç aylarda büyüme yüzde 8.8 ve yüzde 8.2 olarak gerçekleşti. İlk dokuz aylık ortalama büyüme yüzde 9.6 oldu. Yılın son üç ayında ekonomi yüzde 4 büyüse, yılın tümünde ortalama büyüme yüzde 8.1 olacak.
2011 yılının son üç ayında ekonominin yüzde 4 civarında büyümüş olabileceği olasılığı yüksek. Bu dönemde imalat sanayi üretimi yüzde 5.8 büyüdü. Yatırım malları ve dayanıklı tüketim malları üretimindeki büyüme yüzde 13 civarındaydı. Toplam ithalat büyümesi yılın son üç ayında yüzde 7'ye kadar gerilemişti. Yatırım ve tüketim malları ithalatında talep gerilemişti. Geçmiş üç aylara göre büyüme göstergeleri yılın son üç ayında oldukça hızlı geriledi.

ARALIK AYI KÖTÜYDÜ
Özellikle aralık ayı ekonomik büyüme açısından son yılların en kötü aylarından biri oldu. 2011 yılının aralık ayında imalat sanayi üretimindeki büyüme yüzde 2.7'ye kadar geriledi. Ara malları ve dayanıksız tüketim malları üretimi neredeyse sabit kaldı. Toplam ithalat bir önceki yılın aralık ayına göre fazla değişmedi. Sermaye ve tüketim malları ithalatı hatırı sayılır derecede düştü.
Cari işlemler açığı da geçen yılın aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 7.5 milyar dolardan 6.6 milyar dolara geriledi. Ama cari işlemler açığını finanse edebilecek kadar dış kaynak bulamadık. Bu dönemde döviz rezervleri 5.3 milyar dolar azaldı. Dolar kurunun aylık ortalaması 1.85'e kadar geldi. Türk Lirası'nın nominal değer kaybı sepet bazında yüzde 23'e yaklaştı.
Kısacası, ekonomik büyüme açısından kötü bir aralık ayı geride kaldı. Yine de, üç aylık bazda ekonomik büyümenin yüzde 4 civarında gerçekleşmiş olması şaşırtıcı olmayacak. Aralık ayındaki eğilim doğal olarak azalarak ocak ve şubat aylarına da yansıyabilir. Dolayısıyla, bu yılın ilk üç ayı da büyüme açısından geçen yılın son üç ayına benzeyebilir. Dış açıklarda sınırlı bir gerilemeyi bu yılın ilk üç ayında da gözleyebileceğiz.

BÜYÜME HIZLANABİLİR
İlk üç aydan sonra ekonomik büyümenin yeniden yükselişe geçmesi şaşırtıcı olmayacak. Büyüme konusunda iyimser olmak için birkaç neden var. Birincisi ve en önemlisi, yurtdışı piyasalarda son haftalarda gözlenen olumlu havanın bundan sonra da devam edebileceği yönündeki beklentilerin giderek güçleniyor olması. Yunanistan sorunu en azından belli bir süre erteleniyor. Avrupa ekonomilerinin diğer sorunları (özellikle büyüme) en azından kısa dönemde uluslararası finansman açısından Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri daha cazip kılıyor. Yüksek düzeydeki cari işlemler açığını finanse edebilecek bir ortam giderek yeşeriyor.
Büyüme konusunda iyimser olmanın bir başka nedeni yurtiçinde Merkez Bankası'nın duruşunun ekonomik büyümeyi destekler nitelikte olması. Büyümenin desteklemesinin; faizleri düşük tutmaktan çok, Türk Lirası'nın değer kazanmasına izin verilmesi yoluyla olması çok daha önemli. En azından kısa dönemde, Merkez Bankası bir yandan TL'nin değer kazanmasına izin verecek, diğer yandan döviz rezervlerini takviye edecek bir görüntü veriyor.
Bu şartlarda, Türkiye ekonomisinin büyümesinde yılın tümü için öngörülen yüzde 4 tahmini, yıl içinde görülebilecek asgari sınır gibi duruyor. Ekonominin yılın ilk üç ayından sonra hızlanan bir büyüme eğilimine girmesi için yeterli nedenler var.