Advertisement

İkinci üç aylık dönemde (nisan-mayıs-haziran) Türkiye ekonomisinin geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 2.9 büyüdüğü anlaşılıyor. Aynı bazda yılın ilk üç ayındaki büyüme (güncelleştirilmiş haliyle) yüzde 3.3 olmuştu. Beklentiler ikinci üç aydaki reel büyümenin ilk üç aya göre daha yüksek olmasıydı. Birçoğumuz yanıldık.
Reel ekonomik faaliyetlerde aşağı yöndeki eğilim devam ediyor gibi görünse de, takvim etkisinden arındırılmış reel milli gelir yılın ilk üç ayında yüzde 2.5 artarken, ikinci üç ayda yüzde 3.2 arttı. Bu veri beklentiler yönünde gerçekleşti. İlk üç aya göre, yılın ikinci üç ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış reel milli gelirin yüzde 1.8 arttığını görüyoruz. Kısacası, çıplak milli gelir verileri ekonomik büyümenin yılın ikinci üç ayında daha yavaş olduğuna işaret etse de, bu eğilimin kalıcılığı diğer veriler ışığında biraz şüpheli görünüyor. Talep şartları ilerideki büyüme performansını belirleyecek.

TALEP
Talep yönünden milli gelir büyümesindeki yavaşlamanın tümü iç talepten kaynaklanıyor. Geçen yılın aynı dönemine göre, ikinci üç ayda özel kesim tüketimi reel olarak yüzde 0.5 daralırken, özel kesim yatırım harcamalarındaki düşüş aynı bazda yüzde 7.9'a varmış. Toplamda özel kesim talebindeki reel düşüş ikinci üç ayda yüzde 3.3 olmuş. Aynı bazda, yılın ilk üç ayında özel kesim talebindeki daralma yüzde 2 olmuştu.
Kamu kesimi talebi artıyor, ama özel kesimdeki talep daralmasını telafi edebilecek boyutta değil. İkinci üç ayda toplam kamu talebindeki reel artış yüzde 2.1 oldu. İlk üç aydaki kamu kesimi talebindeki reel artış yüzde 4.7 idi.
Sonuçta, bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam reel iç talep yılın ikinci üç ayında yüzde 2.6 daralırken, ekonomik büyümeyi artı yapan toplam net dış talep oldu. Büyümeye katkı açısından iç talebin katkısı eksi 2.8 olurken, dış talebin katkısı artı 5.7 oldu. İkisinin toplamı (yuvarlama hatası dışında) yüzde 2.9'a geldi. Grafikten de görüldüğü gibi, son bir yıldır dış talebin ekonomik büyümeye katkısı pozitif. Buna karşılık, iç talebin büyümeye katkısı son altı aydır negatif. İç talepteki daralma artarak devam ettiği sürece, ekonomik büyümenin yavaşlaması, hatta negatife dönmesi de normal.

ÜRETİM
Üretim tarafından bakıldığında, büyümenin keskin bir biçimde düştüğü alan inşaat sektörü. Geçen yılın aynı dönemine göre, ilk üç ayda yüzde 2.7 artan inşaat sektörü katma değeri ikinci üç ayda yüzde 0.4 artmış. Tarım sektöründeki büyüme yüzde 5.4'ten yüzde 3.5'e gerilerken, ulaştırma ve haberleşme sektöründe yaratılan katma değer artışı yüzde 5.1'den yüzde 3.9'a düşmüş.
Buna karşılık, aynı dönemde, katma değer artışı imalat sanayiinde yüzde 2.8'den yüzde 3.4'e, ticaret sektöründe yüzde 0.7'den yüzde 1.2'ye, otel-lokanta sektöründe yüzde 2.5'ten yüzde 4.1'e gelmiş. Kısacası, büyümenin daha da yavaşlamasında sektörler bazında yeknesak bir eğilim gözlenmiyor.