Advertisement

Piyasaların baskısı gelişmiş ülke merkez bankalarını köşeye sıkıştırıyor. Beklentiler paralelinde hareket etmeseler, piyasaların çökeceğinden korkuluyor. Bu, kaş yaparken göz çıkarmak anlamına gelebilir. Beklentileri tatmin etmeye yönelik hareket etseler, piyasaların şimdi pek dikkate almadıkları riskleri yaratmış olacaklar. Bu ikilem içinde gelişmiş ülke merkez bankaları şaşkın ördek görüntüsü veriyor. Şaşkın ördek suya geri geri girermiş.
Bir önceki hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) borçlanma faizi yüksek olup yükselme eğiliminde olan ülke bonolarını bazı şartlarda alma kararı verdi. Hiçbir ülke için ortaya konan şartlar "Tamam, ben kabul ediyorum, benim bonolarımı al" diyecek kadar kabul edilebilir değil. O kadar ki, ECB, ülkelere "Hiç bu işe soyunmayın" anlamına gelen şartlar öne sürdü. Almanya bu yönde ve bu çerçevede bir parasal genişleme istemiyor. İstemediği geçenlerde Maliye Bakanı'nın demeciyle daha da belirginleşti. Bakan, şimdilik böyle bir programın tek aday ülkesi durumundaki İspanya'ya bu programa yaklaşmamasını tavsiye etti. Fransızlar ise, kriz kendilerine bulaşmasın diye İspanya'yı ECB'nin kucağına itmeye çalışıyor.

ÖRDEK ŞAŞKIN MI?
Geçen hafta Amerikan Merkez Bankası (FED) yeni bir parasal genişleme programı ilan etti. Ayda 40 milyar dolar değerinde konut kredilerine baz edilmiş tahvilleri satın alacağını açıkladı. Sıfıra yakın para politikası faizini 2015 yılına kadar devam ettireceği yönünde bir taahhütte bulundu. Elindeki kısa vadeli devlet tahvillerini satıp uzun vadeli tahviller almaya (operation twist) yıl sonuna kadar devam edeceğini ifade etti. İşgücü piyasası güçlü bir biçimde düzelmezse, bu programı genişletebileceği, başka araçlarla da parasal genişlemeyi destekleyebileceği sözünü verdi.
Görünürde ucu açık bir politika. Bu laflarla FED bilançosunu önümüzdeki dönemde iki katı artırabilir de, bilançosundaki artış yüzde 10 civarında da kalabilir. Bu kararıyla FED piyasalara "Parasal genişleme istiyorsanız, al sana parasal genişleme" diyor. Ama, aslında, parasal genişleme konusunda pek de rahat olmadığı izlenimini veriyor. Parasal genişleme kararı çıkmasaydı, piyasalar dağılabilirdi. Kör-topal bir parasal genişleme kararı çıkınca, belki piyasalar coşabilir, ama en azından çökmez. Şimdilik piyasalar coşma döneminde.
Önümüzdeki aylarda FED'in geçmişte aldığı konut kredilerine baz tahvillerin ayda yaklaşık 20 milyar dolar civarındaki bölümü itfa edecek. Dolayısıyla, FED'in net alımı 20 milyar dolar civarında kalacak. "Operation twist" şimdiye kadar ne becerdiyse, bundan sonra da belki daha azını becerebilecek. Yani, fazla bir şey beceremeyecek. Politika faizinin üç yıl daha düşük kalma taahhüdü ise FED'in işlerin kısa dönemde düzelmeyeceği yönündeki düşüncesinin itirafı olarak alınmalı. Bütün bunları bir araya koyunca, "şaşkın ördeğin suya geri geri girmesi" benzetmesi çok abartılı olmuyor.

İŞLEVSEL BAĞIMSIZLIK
Dünkü yazıda "Gelişmiş ülke merkez bankaları giderek işlevsel bağımsızlıklarını yitiriyorlar" vurgusu yapılırken, söylenmek istenen bu çeşit ortamlardı. Gelişmiş ülke merkez bankaları kendi bölgelerinin ve küresel ekonominin geldiği noktada işlevsel bağımsızlıklarını büyük ölçüde yitirmiş görünüyorlar. Amiyane tabiriyle, istemeyerek de olsa, piyasaların eline oynamak durumunda kalıyorlar. Böyle bir ortamda merkez bankalarının kendi hedefleri doğrultusunda bir para politikası oluşturmaları olanaksız hale geliyor.
Maliyet, para politikasının hedeflerinden öyle ya da böyle ödün vermektir.