Advertisement

Merkez Bankası'nın faizleri daha da aşağı çekebilecek bir girişimde bulunması bekleniyor. Bu girişim politika faizinin düşürülmesini ve/veya faiz koridorunun üst sınırının aşağı çekilerek daraltılmasını içerebilir. Piyasa önümüzdeki dönemde faizlerin ineceği beklentisiyle Hazine bonolarına ve faiz dışı getirili varlıklara saldırıyor.
Dış gelişmeler karışık. Yunanistan konusunda Avrupa çözmesi zor bir çelişki içinde. Eninde sonunda Yunanistan sorunu çözülecek. Çözülene kadar finans piyasaları belirsizlik yaşamaya devam edecek. Daha ciddi bir gelişme AB'nin önümüzdeki yılların bütçesinin tartışılmasına başlayamamış olması. Toplantılar erteleniyor. Şimdilik piyasalar bu gelişmeyi fazla önemsemiyor. Ama, AB'nin geleceği açısından en önemli konulardan biri önümüzdeki dönem bütçesinin oluşturulup uygulamaya konması.
Yurtdışındaki en olumlu gelişme Avrupa dışındaki önemli merkezlerde ekonomik performansın beklenenden daha iyi gerçekleşmesi. Şükran Günü ertesinde Amerika'da perakende satışların yüzde 10'un üzerinde artması tüketicinin yeniden piyasalara döndüğünün işareti olarak görülüyor. Çin ekonomisinin gerilediği düşünülürken yeniden çıkışa geçtiğine yönelik işaretler korkulanın gerçekleşmediği görüşünü destekliyor.

FAİZ VE PARA PİYASALARI
Noel döneminin başlamasıyla yurtdışındaki hareketlilik hacimlerin düşmesiyle artabilir. Ama, genel eğilimin alınan pozisyonların korunması ve elde edilen kârların üzerine yatılması olarak kabul edilirse, önümüzdeki birkaç aylık dönemde yurtdışından Türkiye'ye yönelik olumsuz bir şok beklemek çok gerçekçi değil. Aksine, bu dönemde Türkiye'nin kendi iç dinamikleri daha önemli.
Faiz indirimi beklentisi ve faizlerin düşme eğilimi göstermesi birkaç açıdan değerlendirilmeli. Birincisi, düşen faizlerle beraber yurtdışından fon girişinin bir ölçüde sınırlanması söz konusu. Fon akışının
sınırlanmasının kısa dönemdeki etkisi, ekonomik büyüme üzerinde olmaktan çok, Merkez Bankası'nın rezervlerinin artmasının hızını ve döviz kurlarını ilgilendiriyor. Dolayısıyla, faiz indirimi bir yandan döviz kurlarındaki düşüş eğilimini yavaşlatırken ya da döviz kurlarının artmasını özendirirken, diğer taraftan döviz rezervlerindeki artış hızını törpüleyebilir. Kısa dönemde iki gelişme de para piyasalarına yönelik olarak Merkez Bankası'nın kabul edebileceği gelişmeler.

FAİZ VE BÜYÜME
Faiz indirim beklentisinin bugünkü faizleri de hızla aşağı çekmesinin bir başka nedeni kredi talebinin oldukça düşmesi. Ekonomik büyüme hızla yavaşladı ve yavaşlamaya devam ediyor. Faiz indiriminin kredi talebini canlandırabileceği düşünülebilir. Ekonomik büyümeye bir ivme kazandırabileceği beklenebilir. Ama, bu yöndeki beklentiler çok gerçekçi değil.
Yurtiçindeki faizler yoluyla ekonomik büyümeyi etkilemek çok zor. Ekonomik büyüme daha çok yurtdışından fon girişi ve döviz kurlarıyla sıkı bir ilişki içinde. Son dönemde ekonomik büyümeyi sınırlandıran en büyük unsur, yurtdışından fon girişi olduğu halde, döviz kurlarının ekonomik birimlere güven verecek bir biçimde düşmemesiydi. Son dönemde iç talepteki gerilemenin en önemli nedeni döviz kurlarıdır.
Temmuz ayından beri Merkez Bankası ayağını frenden çekmiş olabilir. Burada söz konusu olan fren Merkez Bankası'nın piyasayı fonlamasıyla ilgili. Ekonomik büyüme açısından bu frenin pek bir önemi yok. Eğer gerçekten frenden ayak çekilecekse, yurtdışından fon girişine paralel döviz kurlarının düşmesinin önü açılmalıdır. Bu açıdan, faiz indirim beklentisinin ve faizlerin düşmesinin ekonomik büyümeye kısa dönemde ivme kazandıracak bir işlevi yok.