Advertisement

2012 yılı üç farklı riske odaklanıldığı bir yıldı. Bunları sıralarsak: Avrupa Birliği (AB) ve Euro ne olacak?; Amerika ne olacak?; Çin ne olacak? Korkulan olmadı. AB dağılmadı. Yunanistan Euro'dan çıkmadı. İtalya ve İspanya iflas etmedi. Amerikan ekonomisi büyümeye devam etti. Çin her zamanki gibi beklentileri kötü gösterdi, ama gerçekleşmelerle herkesi sevindirdi. Dünya ekonomileri açısından 2013 yılına yere çok daha sağlam basarak girdik. 2013 yılının 2012 yılından da daha iyi olabileceği yönünde işaretler oldukça fazla.

AVRUPA
AB açısından, 2013 yılı, orta vadeli reformları gündeme alıp maliye birliği yönünde atılması gereken adımların devreye sokulma zamanı. 2012 yılı yangın söndürme ile geçti. 2013'ün toparlanma ve piyasaların güvenini artırma yılı olması gerekiyor. İspanya bu yıl içinde mali yardım almak için müracaat edebilir. Ama, İspanya ile uzlaşılacak program Yunanistan ve diğerleri ile olan programlardan farklı olacaktır. İtalya 2013 yılında AB için sorun teşkil edebilir. Teknokrat hükümetin başı Monti yapılacak genel seçimlerde yeniden başbakan olmadığı takdirde İtalya ekonomisine yönelik riskler artar. Monti'nin seçimleri kaybetmesi İtalya'nın gerekli reformların yapılmasına muhalif olduğu anlamına gelecek. Piyasalar karışabilir. Şimdiden faizle artan eğilimine girdi. Monti'nin seçilmesi halinde ise, Euro Bölgesi'ne yönelik çok önemli bir risk azalır. Euro Bölgesi'nin 2013 yılında daha hızlı toparlanması kolaylaşır.
Bu gelişmelerin hiçbiri Euro Bölgesi'nin orta dönemli ekonomik büyüme eğilimine ulaşabileceği anlamına gelmiyor. Euro Bölgesi ve AB daha birkaç yıl çok düşük büyüme, hatta hafif bir küçülme ile idare etmek zorunda. Gündemdeki yapısal reformlar ekonomik büyüme yanlısı reformlar değil. Rekabetçi konumu ve üretkenliği artırmaya yönelik reformların sonuç vermesi zaman alacak.

AMERİKA VE DİĞERLERİ
Amerikan ekonomisi 2012 yılının üçüncü üç ayında bir önceki üç aya göre yıllık yüzde 3.1 büyüyerek herkesi şaşırttı. Büyümenin arkasında ihracattan gelen bir ivme var. Gelişmekte olan ekonomilerin performansı bu açıdan Amerikan ekonomisi için önemli. Noel civarındaki ekonomik faaliyetin çok parlak olmadığı söyleniyor. Buna karşılık, konut piyasasında belirgin bir düzelme gözleniyor. Konut piyasasından gelen ivme ile iç tüketimin büyüme üzerindeki etkisi olumlu olmaya başlayabilir. Mali uçurum bir biçimde çözüm yoluna girmiş gibi görünüyor. Bu yazı yazıldığı saatlerde henüz kesin sonuç alınmamıştı. Ama, senatonun kabul ettiği tasarı fazla gürültü çıkarmadan temsilciler meclisi tarafından da onaylanır. Mali uçurum riskinin ortadan kalkması Amerikan ekonomisi üzerindeki önemli bir ağırlığı da yok edeceğinden, beklentiler düzelip ekonomik büyüme daha tatminkâr düzeylere gelebilir. İşsizlik oranı düşmeye devam edebilir. Bu süreçte yeni parasal önlemlerin devreye girmesi şaşırtıcı olmaz.
Çin geçen yıl büyük bir olasılıkla yüzde 8'in biraz altında büyüdü. Geçen yılın ikinci yarısında uygulamaya giren büyümeyi uyarıcı politikalar sayesinde Çin ekonomisinde bu yıl büyüme yüzde 8'i aşabilir. Gelişmekte olan ekonomilerin genelinde ise ekonomik büyümenin geçen yıla göre çok fazla hızlanması beklenmemeli. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerdeki tüketim ve yatırım kararları ekonomilerde dengelenme sürecinin devam edeceğini gösteriyor. Küresel ekonominin tümüne baktığımızda, 2013 yılı geçen yıldan daha az oynak ve daha az riskli olmaya aday bir yıl. Küresel ekonomik büyüme geçen yılın üzerinde olacak gibi görünüyor, ama çok da fazla değil.