Advertisement

Türkiye'de istihdam oranı da, işgücüne katılım oranı da uluslararası ortalamalara göre çok düşük. İstihdam oranını istihdam edilenlerin sayısının çalışabilir nüfusa (15 yaş ve üstü nüfus) oranı olarak tanımlayalım. 2011 yılında Türkiye'de ortalama istihdam oranı yüzde 45 oldu. Yani, çalışabilir nüfusun yarısından azı istihdam ediliyor. Nüfusu göreli olarak çok genç olan Türkiye'de (ortalama yaş 30'un altında) bu rakam çok düşük. "Türkiye uzanmış yatıyor" dense abartılmamış olur.
İşgücüne katılım oranını işgücündeki nüfusun çalışabilir yaştaki nüfusa oranı olarak tanımlayalım. 2011 yılında işgücüne katılım oranı ortalama yüzde 49.9 oldu. Yani, çalışabilir yaştaki nüfusun yarısı çalışıyor ya da çalışmaya niyetli. Bu rakam da çok düşük. Bu rakamdan da çıkarılan sonuç "Türkiye uzanmış yatıyor" diye özetlenebilir.

TANIMLAR
İstihdam ve işgücüne katılım oranları düşük, ama eğilim inişli-çıkışlı da olsa doğru yönde. Türkiye'de kurumsal olmayan nüfusun artış hızı geçmişe göre oldukça yavaşladı. Ama, çalışabilir nüfustaki artış geçmişteki daha yüksek nüfus artışıyla ilişkili olduğundan hâlâ yüksek. Örneğin, Türkiye genelinde 2011 yılında kurumsal olmayan nüfustaki artış yüzde 1.5'in altındayken, çalışabilir nüfustaki artış yüzde 2 oldu.
Eğilimleri daha iyi görebilmek için 2 yeni tanım getirelim. İlkine "marjinal istihdam eğilimi" (MİE) diyelim. MİE, 2 dönem arasında istihdam edilenlerin sayısındaki değişmenin aynı dönemler arasında çalışabilir nüfustaki değişmeye bölümü olsun. Bir başka ifadeyle, MİE, 2 dönem arasında çalışma yaşındaki nüfustaki artışın kaçta kaçının istidam edilebildiğini söylüyor.
İkinci tanıma "marjinal işgücüne katılım eğilimi" (MİKE) diyelim. MİKE, 2 dönem arasındaki istihdama katılanların sayısındaki değişmenin aynı dönemler arasında çalışabilir nüfustaki değişmeye bölümü olsun. Bir başka ifade ile, MİKE, iki dönem arasında çalışma yaşındaki nüfustaki artışın kaçta kaçının işgücüne katıldığını gösteriyor.
Grafiklerde 2009 yılının başından geçen yılın kasım ayı dönemine kadar MİE ve MİKE'nin seyri gösteriliyor. Hesaplama 12 aylık ortalama çalışabilir nüfus, istihdam ve işgücüne katılım verileri kullanılarak yapıldı. Kentlere yönelik istatistiklerin daha anlamlı olduğu gerekçesiyle kentlerde erkek ve kadın ayrımı yapılarak MİE ve MİKE hesaplandı.

MİE VE MİKE
Başlarda küresel krizin Türkiye'ye yansımalarını görüyoruz. MİE hem erkeklerde hem kadınlarda 1'in altında (çalışabilir nüfustaki artıştan daha az istihdam yaratılabiliyor). Erkeklerde MİE eksiye dönüyor. Yani, çalışabilir nüfus artmaya devam ederken istihdam düşüyor. Kadınlarda MİE 1'in altında kalıyor, ama istihdam göreli olarak daha az artsa da, artmaya devam ediyor. 2010 yılından 2012 yılının ortalarına kadar MİE 1'in üzerinde kalıyor. Son dönemde 1 'in altına gelme eğilimi gözleniyor. Buna ekonomik büyümedeki yavaşlamanın sonuçları diyebiliriz.
MİKE, MİE'ye göre daha dalgalı bir seyir gösteriyor. 2010 yılının sonundan itibaren MİKE'de kararlı bir düşüş gözleniyor. 201 2 yılının başından bu yana erkeklerde MİKE 1'in altında (çalışabilir nüfus artışından daha azı işgücüne katılıyor). Kadınlarda MİKE geçen yılın ortasından sonra 1 'in altına geldi. 2010 yılı sonundan bu yana MİKE düşse de, genel görüntü kentlerdeki kadınlarda MİKE erkeklere göre daha yüksek. Geçen yılın ikinci yarısında MİKE hem erkeklerde hem de kadınlarda artış eğilimine girdi. Kadınlarda yeniden 1'e yaklaşıyor.