Advertisement

Geçenlerde Merkez Bankası Başkanı bir idealini dile getirdi. Türkiye ekonomisinde yıllık bazda enflasyonun yüzde 5, büyümenin yüzde 5 ve cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 5 olmasının en iyi seçenek olduğunu öne sürdü. Böyle bir dengeye ne zaman varılabileceğini hatırladığım kadar söylemedi.
Gazetelerde 3x5 (ya da 5x5x5) modeli olarak tanıtılan bu üç değişkenli hedef ulaşılabilir bir denge mi? Zaman açısından bir tutarsızlığı var. Türkiye 3x5'ten daha iyi bir dengeyi hedeflemeli. Aksi takdirde, uzun dönemde 3x5 de Türkiye ekonomisine arzulanan kredibilite düzeyini sağlamayabilir.

ZAMAN TUTARSIZLIĞI

Ekonometrik modelleme yoluyla ileri doğru tahmin yapmayı popüler hale getirdiği için 1980 yılında Nobel Ödülü alan Lawrence Klein "Tahmin yaparken ya tahmin noktasını ya da zamanı verin, ikisini birden değil" derdi. Yani, belli bir tarihte her şey olabilir. Sizin yaptığınız tahmin de bir gün elbette tutabilir. Hedef üç değişkeni içerdiğinde, üç değişkenin de herhangi bir zamanda tahmin doğrultusunda gerçekleşme olasılığı herhalde sıfırdır.
3x5 hedefi orta-uzun dönem için bir idealse, pek arzulanan bir denge olduğunu savunmak zor. Orta-uzun dönemde Türkiye hâlâ yıllık yüzde 5 gibi bir enflasyonu hedefliyorsa, arzuladığı kredibilite düzeyine ulaşmasını bekleyemeyiz. Orta-uzun dönemde yüzde 2 civarında bir enflasyonu hedeflemeliyiz. Aksi takdirde, bugün olduğu gibi rekabetçi konumumuzu koruyabilenin anahtarını döviz kurlarında aramaya devam ederiz. Türkiye ekonomisinin rekabetçi bir konumda tutunması ancak ticaret yaptığımız ülkelerin ortalama enflasyonuna yaklaştığımız zaman mümkün olabilir. Mutlaka baskı kuracaksak, Merkez Bankası üzerine baskıyı kurları düşürmemesi için değil enflasyonu düşürmesi için kurmalıyız.
3x5 hedefi kısa dönemde ulaşılmaya çalışılan bir denge ise bugünkü dengeler göz önüne alındığında, yıllık yüzde 5 enflasyon makul sayılabilir. Ama, ekonomik büyümenin yıllık yüzde 5 olduğu bir ortamda oluşacak cari işlemler açığının milli gelire oranının kısa dönemde yüzde 5'te kalması imkânsız. Büyüme-cari işlemler açığı ilişkisi belli şartlarda orta-uzun dönemde 5x5 dengesini tutturabilir, ama kısa dönemde değil.

2x2x5 DAHA ANLAMLI

Özetlersek, kısa dönemde yıllık bazda enflasyon ve ekonomik büyümenin yüzde 5 civarında gerçekleşmesi şaşırtıcı olmaz. Ama, o takdirde, cari işlemler açığının milli gelire oranını yüzde 5 civarında tutmak imkânsız. Orta-uzun dönemde ise Türkiye ekonomisinde radikal denebilecek bazı yapısal dönüşümler sağlandığı takdirde, büyüme ve cari işlemler açığının milli gelire oranını yüzde 5 civarında gerçekleştirmek mümkün olabilir. O zaman da cari işlemler açığının çok yüksek olduğunu düşünebiliriz. Çünkü, her yıl milli gelirin yüzde 5'i kadar dış kaynak elde etmek bir noktada dış borçların milli gelire oranını kabul edilemeyecek düzeylere getirebilir. Getirmese dahi, enflasyonda yıllık yüzde 5 gibi bir hedef çok anlamlı olmaz.
Klein'ın bakış açısıyla, 3x5 hedefi zaman vermesek dahi çok anlamlı olmuyor. Belki, daha anlamlı uzun vadeli hedef 2x2x5 olabilir: Enflasyon yüzde 2; cari işlemler açığının milli gelir oranı yüzde 2 ve büyüme yüzde 5.
Merkez Bankası'nda 1980'li yılların ikinci yarısında para piyasaları işlemleri gelişme aşamasındayken, çalışanların diline doladıkları bir söz vardı: "Zoru hemen yaparız, imkânsızı yapmak biraz zaman alır." Bu sözün hâlâ bankanın duvarlarında durup durmadığını bilmiyorum. Ama, Merkez Bankası galiba imkânsızı başarmanın çabası içinde. O nedenle biraz zaman alacak gibi görünüyor.