Advertisement

Türkiye genelinde işsizlik oranı şubat ayı dönemi (ocak-şubat-mart ortalaması) itibarıyla yüzde 10.4 oldu. Avrupa ile karşılaştırıldığında (Avrupa'da yüzde 11'in üzerinde) işsizlik oranı o denli yüksek değilmiş gibi görünüyor. Ama mutlak anlamda yüksek. İşgücüne katılımın göreli olarak düşük olan bir ülkede bu düzeydeki bir işsizlik oranı, işsizlik sorununu daha da vahim hale sokuyor. Çünkü, iş bulma olanağı olmadığı için kendini işgücü piyasasından çekenlerde aslında işsiz, ama işsizlik oranına dahil değil.
Türkiye'de işgücü piyasasında erkekler egemen. Çalışabilir nüfus, erkek ve kadınlarda yaklaşık aynı (27-28 milyon kişi). Erkeklerde işgücüne katılım yüzde 70 düzeyindeyken, bu oran kadınlarda yüzde 30'a geldi. Sonuçta, işgücü piyasasında erkek nüfus 19 milyon kişi kadarken, kadın nüfus yalnızca 8 milyon kişinin biraz üzerinde. Toplamda, işgücü piyasasının üçte birinden
daha az bir bölümü kadınlardan oluşuyor.

İSTİHDAM ARTIŞI
İşgücü piyasasındaki gelişmeleri daha gerçekçi izleyebilmek için kentlerdeki gelişmelere bakmak daha anlamlı. Kırsal kesimde çalışanlar işgücünde, çalışmayanlar işgücü dışında gibi bir durum var. O nedenle kırsal kesimdeki işsizlik Türkiye ortalamasının oldukça altında (yüzde 7). Kırsal kesimdeki kadınlarda işsizlik oranı daha da düşük (yüzde 5).
Kentlerde kadınların işgücüne katılımları artıyor. Kadınlarda işgücüne katılım oranı daha beş yıl önce yüzde 20 civarındayken, son dönemde bu oran yüzde 28'e dayandı. Kadınların işgücüne katılımı artarken, istihdamı da erkeklere göre çok daha hızlı artıyor. Kentlerde son dönemde erkeklerin istihdamındaki yıllık artış yüzde 4'ün altındayken, kadınlarda yüzde 9'a yakın.

EĞİLİMLER
Yıllık ortalamalar bazında, marjinal işgücüne katılma oranı (işgücüne katılan nüfustaki artışın çalışabilir nüfustaki artışa bölümü) kentlerdeki kadın nüfusta daha yüksek. Bu oran şubat ayı dönemi itibarıyla erkeklerde 0.9 iken, kadın nüfusta 1.25 oldu. Yani, erkeklerde artan çalışabilir nüfustan daha azı işgücüne katılırken, kadınlarda çalışabilir nüfustaki artışın yüzde 25 fazlası işgücüne katılma eğiliminde. Grafikten de görüldüğü gibi bu oran hem erkeklerde hem de kadınlarda 2011 yılının başından geçen yılın ortasına kadar düşerken, yeniden artma eğilimine girdi.
Yıllık ortalamalar bazında, kentlerdeki erkek ve kadın nüfustaki marjinal istihdam eğilimi (istihdamdaki yıllık artışın çalışabilir nüfustaki yıllık artışa bölümü) ise son dönemde birbirine çok yakın. Son dört aydır bu oran 1.1 civarında. Yani, çalışabilir nüfustaki bir yıllık artışın yüzde 10'u kadar daha fazla yeni istihdam yaratılıyor. Marjinal istihdam eğilimindeki en ilginç gelişme, erkeklerde bu oranın ekonomik büyümeyle oldukça ilişkili olması. Kadınlarda ise marjinal istihdam eğilimi çok daha istikrarlı görünüyor. Grafikten de bu gelişmeler çok iyi görünüyor.
Toplam işgücünün yaklaşık üçte biri kadınlardan, üçte ikisi erkeklerden oluştuğu halde, yıllık ortalamalar bazında, kentlerdeki kadınlarda istihdam artışı neredeyse erkeklerdeki istihdam artışı kadar. Şubat ayı döneminde birdenbire kentlerdeki erkeklerin istihdamında bir artış gözlendi. Açıklaması biraz zor.