Advertisement

Temmuz ayı aylık ortalama tüketici fiyatları enflasyonunun eksi çıktığı aylardandır. Genellikle mevsimsel ürünlerdeki ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düşüşlerle aylık enflasyon eksi çıkar. Yıllık enflasyonun yüzde 50'yi geçtiği dönemlerde dahi, temmuz ayında enflasyon eksidir. Bu yıl farklı bir temmuz ayı yaşadık. Döviz kurlarındaki fırlama ile haziran ve temmuz aylarında fiyatlandırma davranışları değişti. Aylık enflasyon artı yüzde 0.31 oldu. Yıllık enflasyon yüzde 8.9'a tırmandı.
2005 yılından bu yana enflasyonun analizi yapıldığında, şu göze çarpıyor: Döviz kurlarının fırladığı ve/veya dolaylı vergi oranlarının artırıldığı dönemlerde yıllık enflasyon orta dönemli eğiliminin üzerine çıkıyor. Yıllık yüzde 12'ye kadar fırlayabiliyor. Grafikten de görüldüğü gibi, bu etkilerin kaybolduğu dönemlerde enflasyon yüzde 5 civarına düşüyor. İç talepte durgunluk olduğu dönemlerde yüzde 5'in altına dahi inebiliyor.
Bir an için döviz kurlarındaki gelişmeleri, para politikasının bir parçası değil de, uluslararası sermaye akımları ile yönlendirilen bir değişken olarak kabul edersek, yıllık enflasyondaki dalgalanmaların neredeyse yüzde 90'ını döviz kurlarındaki değişmeler ve dolaylı vergi oranlarındaki artışlarla açıklayabiliyoruz. Kurları dışarıda bırakırsak, para arzı politikası yıllık enflasyonun yüzde 10'undan biraz fazlasını açıklayabiliyor. Böyle bir yapı enflasyon hedeflemesi politikasında para arzı politikasının çok da etkin olmadığını gösteriyor.

% 5 ZAMAN ALACAK
Bu yılın temmuz ayının diğer temmuz aylarından nedenli farklı olduğunu vurgulamak için bu ve geçen yılki temmuz aylarındaki tüketici fiyatlarının alt kalemlerindeki aylık değişmeleri yan yana göstermek yeterli. Tablodan görüldüğü gibi, geçen yılın temmuz ayında A endeksi hariç tüm enflasyon rakamları eksi iken bu yıl tümü artı oldu. Döviz kurundaki gelişmeler, Merkez Bankası'nın para politikasının doğrudan etkilediğini düşündüğü mal fiyatları da dahil olmak üzere tüm alt kalemlere yansımış görünüyor.
Döviz kurundaki dalgalanmaları, uluslararası sermaye akımlarındaki yön değişmelerinden de kaynaklansa, para politikasının bir parçası olmadığını iddia edemeyiz. Para politikasında enflasyon hedeflemesi yaptığını iddia eden bir para otoritesi döviz kurlarındaki dalgalanmalara hiçbir zaman kayıtsız kalamaz. Öyle görünüyor ki, döviz kurlarındaki fırlamalara, en azından başlarda biz daha kayıtsız davranıyoruz. Tüm gelişmekte olan ekonomilerin paraları değer yitirdi. Ama, gelişmekte olan ekonomiler arasında enflasyonun en yüksek olduğu ülkelerden biriyiz.
Bundan sonra kurlar istikrar içinde gitse dahi, döviz kurlarından enflasyona geçiş birkaç ay daha devam edebilir. İç talepte başlayan büyümenin haziran ayında oldukça yavaşladığı izlenimi alınıyor. Yavaşlama temmuz ve ağustos aylarında da devam ediyorsa, enflasyon üzerinde olumlu bir katkı yapabilir. Ne olursa olsun, yıllık enflasyonun yüzde 10'a doğru yaklaşıyor olması, hem fiyatlandırma davranışlarını hem de enflasyon beklentilerini oldukça bozdu. Eskiye dönmek biraz zaman alacak. Son Enflasyon Raporu da zaten aynı şeyi söylüyor.