Advertisement

Mayıs dönemi (nisan-mayıs-haziran ortalaması) işsizlik oranı yüzde 8.8 oldu. Bir aydan diğerine bakıldığında, işsizlik oranı düşüyor. Düşmesinin nedeni mevsimsel etkenler. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, işsizlik oranında çok hafif bir artış var. İstatistiksel karmaşadan uzak kalmak için bu yılın mayıs dönemi ile geçen yılın aynı dönemini karşılaştırmak daha doğru. İşsizlik oranı bu dönemde geçen yıl yüzde 8.3 idi, bu yıl yüzde 8.8'e geldi. Bu dönemde toplam işsiz sayısı 254 bin kişi arttı.
İşsizlikteki artışın bir bölümü ekonomik faaliyetlerdeki büyümenin yavaşlamasından kaynaklanıyor. Her ne kadar son yıllarda ekonomik büyüme istihdam dostu olmuş olsa da, büyümedeki yavaşlama istihdamdaki artışı da sınırlandırıyor. Bir diğer önemli etken işgücüne katılımın hızla artıyor olması. Aynı istihdam düzeyinde bu yılın mayıs döneminde işgücüne katılım oranının geçen yılın mayıs dönemi düzeyinde kaldığını varsayarsak, aslında işsizlik oranı bu yılın mayıs döneminde yüzde 6.7 olacaktı. İşsiz sayısı 400 bin kişi azalmış olacaktı.
Görüldüğü gibi, işsizlik oranındaki gelişmeler, ekonomik büyüme kadar, işgücüne katılımdaki gelişmelere de bağlı.

EVDE OTURANLAR ARTIK İŞGÜCÜ PİYASASINDA
İşgücüne katılımın işsizlik üzerindeki etkisi kadın nüfusta çok daha çarpıcı. Kentlerdeki istihdam durumuna baktığımızda, işsizlik oranı mayıs döneminde ortalama yüzde 10.5 oldu. Geçen yıl aynı dönemde yüzde 10.1 olmuştu. İşsizlik oranı erkeklerde geçen yıldan bu yıla yüzde 8.8'de sabit kalırken, kentlerdeki kadın nüfusta işsizlik oranı yüzde 13.8'den yüzde 15'e fırladı. Bir başka ifadeyle, ortalama işsizlik oranındaki bir yıllık artış, kadın nüfustaki işsizlik oranındaki artıştan kaynaklandı.
İşgücüne katılım erkeklerde de, kadın nüfusta da artıyor. Ama, bu artış kadın nüfusta çok daha hızlı. Kentlerdeki erkek nüfusta işgücüne katılım son bir yılda yüzde 71.2'den yüzde 72'ye gelirken, kadın nüfustaki işgücüne katılım oranı yüzde 26.3'ten yüzde 28.5'e fırladı. Aynı istihdam düzeyinde, kentlerdeki kadın nüfusta işgücüne katılım oranı geçen yılki düzeyinde kalsaydı, kadınlardaki işsizlik oranı, yüzde 15 değil, yüzde 7.7 olacaktı. Son bir yılda, kentlerdeki kadın nüfusun işgücüne katılımındaki artış işsizlik oranının iki katından fazla artmasına neden oluyor.
Yıllık ortalamalar ile söz konusu eğilim daha çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Son bir yıldaki aylık ortalamalar bazında, işgücüne katılımdaki mutlak değişmenin çalışabilir nüfustaki (15 yaş ve üstü nüfus) mutlak değişmeye oranı (marjinal işgücüne katılım oranı) geçen yıldan bu yıla kentlerdeki kadınlarda 0.99'dan 1.57'ye geldi. Yani, geçen yıl çalışabilir nüfustaki artış kadar işgücüne katılım artıyormuş. Bu yıl ise çalışabilir nüfustaki artışın yüzde 57'si kadar daha fazla kadın işgücüne katılmaya başlamış. Bir başka deyişle, çalışabilir nüfus 100 artıyorsa, işgücüne katılan kadın sayısı 157 artıyor. Geçmişte evde oturanların bir bölümü de kendini işgücü piyasasında görüyor.
Grafikten görüldüğü gibi, bu oran kentlerdeki erkeklerde de artıyor, ama kadınların oldukça gerisinde.

NOT: 18 Ağustos 2013 Pazar günkü yazımda adı geçen eski İsrail Merkez Bankası Başkanı Jeffery Frenkel değil, Jacob Frenkel olacaktı. Yanlışlık için özür dilerim.