Advertisement

Döviz kurları fırladı. Ekonomik dengeler altüst oldu. Enflasyon yeniden çift hanelere doğru ilerliyor. Zaten zayıf olan yatırım talebi bu kur düzeyinde iyice daralmış olabilir. Yıllık yüzde 2.5-3 düzeyindeki ekonomik büyüme büyük bir olasılıkla iyice yavaşladı. Zaten çok parlak olmayan makro ekonomik tablo son 2 aydır iyice karardı. Döviz kurları önümüzdeki dönemde geri gelse de, küçümsenmeyecek bir tortu bırakacak. Olumlu taraftan bakarsak, dış açıklar ve ihracat konularında iyimser olabiliriz. Ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla, hatta döviz kuru artışlarının önü alınmadığı takdirde, ekonominin küçülmesiyle dış açıklar azalabilir. İç talebin göçmesiyle ithalat talebi sınırlanabilir. Kur artışları yoluyla döviz bazında ucuzlayan ihraç mallarına yurtdışından talep artabilir. Önemli ihracat piyasalarında yaşanan durgunluk fiyatlar yoluyla aşılabilir. Ekonominin birçok kesimi olumsuzluklarla mücadele ederken, ihracatçı için parlak bir dönem başlayabilir.

VERİMSİZLİĞİN TEŞVİKİ

Kâğıt üzerinde bütün bu söylenenler doğru, ama gerçek biraz daha farklı. Tüm diğer alanlarda olduğu gibi ihracatçı için de döviz kurlarında istikrar önemli. İhracatçı hem yüksek kur hem de kurda istikrar ister. Kurlardaki istikrarsızlık ihracatçıların müşterilerine fiyat verememesine yol açar. Dün 2.05 TL’den hesap yaparak malına 5 dolar fiyat biçen bir ihracatçı, malı üretip yurtdışına satana kadar dolar kuru 1.9’a inerse ne yapar? Her birim ihracatı karşılığında 10.25 TL alacağını hesaplayan ihracatçı malı satıp parayı aldığında cebinde 9.5 TL görecektir. Kâr marjı düşükse, zarar edecektir. Döviz kurlarının fırladığını gören yurtdışındaki müşteriler bizim ihracatçılarımızın üzerine baskı yapıp döviz üzerinden fiyatlarını düşürmelerini talep edebilirler. Dolar kuru 1.80 TL iken 5 dolara ihraç edilen bir malın ithalatçısı dolar kuru 2.05’e geldiğinde, fiyatın 4.40 dolar civarına indirilmesini talep edebilir. Dolar bazında fiyat kırmak zorunda kalan ihracatçının ilerideki dönemlerde fiyatını yeniden 5 dolara çekebilme gücü azalır. Bunlar ihracatçılarımızın yaşayabileceği mikro sorunlar. Yaşanmaya başlandı bile. İhracatçılarımız “Dolar kuru 1.95 olsun, ama kurlarda istikrar olsun” demeye başladılar. Konunun bir de makro ekonomik alanda olumsuzlukları var. Aşırı değer yitirmiş bir para üretimde verimsizliği teşvik eder. Halbuki, ekonomik büyüme için verimliliğin artması önemli bir olgudur.

HERKES HIRPALANIYOR

Özetlersek, döviz kurları fırladı diye önümüzdeki dönemde ihracatın patlayacağını beklemek çok gerçekçi değil. Çeşitli analizler Türkiye’nin ihracatının fiyat elastikiyetinin zaten oldukça düşük olduğunu gösteriyor. Bu düzeydeki döviz kurlarıyla belki ihracattaki gerileme durabilir, ama ihracatın patlama yapması hayal. Fiyat istikrarı; üretimi, iç ve dış satışı teşvik eden en önemli parametrelerdendir. En geniş anlamıyla, fiyat istikrarı terimi, yalnızca düşük enflasyonu değil, ekonomideki tüm fiyatların tahmin edilebilir olmasını kapsar. Döviz kurlarında son haftalarda yaşananlar fiyatların tahmin edilebilirlik özelliğinin kaybolmasına yol açtı. “Kurlar daha artar mı?” ya da “Dolar nerede durur?” gibi sorular çok daha sık sorulmaya başlandı. Belki ihracatçıyı memnun etmek adına çıkılan yolda, ihracatçılar dahil tüm ekonomik birimleri fena halde hırpalıyoruz.