Advertisement

Son günlerde iki haber dikkat çekti. Birincisi, yabancı bir yatırım fonunun Türkiye'ye 30 milyar dolar getirmek istemesiydi. Diğeri de, paraları değer yitiren 5-6 ülkenin bir araya gelip dolara müdahale etmek üzere olduğuydu. iki haber de üzerine yorum yapmaya değer.
Gerçekten Türkiye'ye 30 milyar dolar gelecekse, dolar bolluğu Türk Lirası'nın değer kaybını durdurabilir. Hatta, paramız değer kazanır. Dolar kuru 1.90'ın altına dahi gelebilir. Sorun, böyle bir meblağın Türkiye ye gelip gelemeyeceği. Gelirse, Türkiye'nin bir maliyet üstlenip üstlenmeyeceği. Aynı şekilde, 5-6 ülke bir araya gelip dolara müdahale ederse, doların değeri düşebilir. Sorun, doların hangi paralara karşı değer yitireceği. Doların Euro'ya karşı değer yitirmesi gelişmekte olan ülkelerin paralarının genelde değer yitirmesini önlemez. Bu ülkelerin paralarının değer yitirmesi önlenmek isteniyorsa, her ülke kendi parasını müdafaa etmek zorunda. Çünkü, her ülke kendi parasını basıyor. Hemen hepsinin de döviz rezervlerinin düzeyi gayet iyi.

DÜN NEREDEYDİLER?
Döviz piyasası ne zaman karışsa, ortaya birtakım insanlar çıkıp size milyarlarca dolar getirebiliriz derler. Bazen bu para 100 milyar doları bulur. Bazen bu teklif 50 yıl vadeli, on yıl ana para ödemesiz devlete borç şeklindedir. Bazen, TIR'lara doldurulmuş nakit dolar ya da başka bir paradır. Bazen, bir fon milyarlarca dolar getirmeyi taahhüt eder. 1980'li yılların başında Türkiye bu çeşit teklifleri çok alırdı. 1994 krizi'nde benzer teklifler yenilendi. 2001 krizi aynı simaların yeniden Türkiye'ye gelmesine neden oldu. Anlaşıldığı kadarıyla, şimdi geçmiştekine benzer teklifler yine geliyor.
Tekliflerin bazıları gerçekten çok inandırıcı oluyor. Bazen paraların çok itibarlı bankalardan geleceği söylenir. Dünya çapında çok itibarlı kuruluş ve kişilerin adı ortaya atılıp paraların bunlardan toplandığı söylenir. Bu çeşit teklifler yalnızca devlete değil, itibarlı Türk şirketlerine de gelir. Ucuz para bulmayı umut eden kuruluşlarımız bazen bu tekliflere sıcak bakabilirler. İş anlaşma yapma evresine gelince, nedense işler bozulur. Karşı taraf bazı güvenceler isteyince, adamlar ortadan kaybolur.
Eğer Türkiye'ye 30 milyar dolar getirmek isteyen var idiyse, dün neredeydiler? Neden bugün? Neden Türkiye? Bu insanların Türkiye aşkı yok. Vergi barışı bahane olabilir. Türkiye dikkatli olmak zorunda. Aksi takdirde, maliyeti çok yüksek olur.

DAYANIŞMA NE GETİRİR?
Doların değerine müdahale edeceği söylenen 5-6 ülke var. Bunlardan biri Çin. En büyük rezervler de Çin'de. Ama, Çin'in parasını dolara karşı daha değerli yapmak gibi bir hedefi yok. Dolayısıyla, böyle bir koalisyona parasını daha değerli yapmak için girmesi söz konusu olamaz. Çin, parasını dolara karşı zaten manipüle ediyor. Çin'in tek derdi, kendi parasının değeri dolara karşı aynı kalıp rekabet ettiği ülkelerin paralarının dolara karşı değer kaybetmesi nedeniyle uluslararası piyasalarda rekabetçi avantajını başka ülkelere kaptırması. Bunu önlemek için Çin, diğer ülkelere dolar borç verip borçlandıkları dolarları satarak ülkelerin kendi paralarını müdafaa etmelerini isteyebilir. Ama, bu ülkelerin çoğunun zaten döviz rezervleri oldukça yüksek. Çin'den niye borçlansınlar ki?
Güçlerini bir araya getirdiklerinde ne yapacaklar? Her ülkenin piyasadan kendi parasını çekip piyasaya dolar vermesi lazım. Brezilya ve Hindistan gibi ülkeler kendi paralarını piyasadan çekmek zorunda. Türkiye de aynı şekilde. Kendi parasını çekmek için bu ülkelerin başkasına ihtiyacı yok. Dayanışma bütün ülkelerin aynı anda kendi paralarına müdahale etmesiyse, dayanışmanın tek faydası, birbirlerine olan paritenin değişmeyip göreli rekabetçi konumlarının aynı kalması. Ama bugünkü sorun rekabetçi konumu korumak değil, uluslararası sermayenin yön değiştirmesi. Beklentiler değişmedikçe, bunu terse çevirecek bir mekanizma da yok.