Advertisement

Yıla ekonomik büyüme konusunda belirsizliklerle girdik. En büyük ticaret ortağımız Avrupa ekonomileri teklemeye devam ediyordu. Ekonomik büyüme 2012 yılında yüzde 2.2'ye kadar düşmüştü. Buna karşılık, 2012 yılı başında yıllık bazda yüzde 10.6'ye kadar çıkan enflasyon yıl sonunda yüzde 6.2'e kadar gerilemişti. Yılsonu için belirlenen enflasyon hedefine bu yıl ulaşılmasının olasılığı oldukça yüksekti.
Yıl içindeki gelişmeler beklentilerin tam tersi oldu. 2012 yılının son üç ayında 1.4'e kadar düşen ekonomik büyüme bu yıl hızlandı. İlk üç ayda yüzde 3, ikinci üç ayda yüzde 4.5, üçüncü üç ayda yüzde 4.4 oldu. Yılın tamamında yüzde 4 civarında bir büyümenin gerçekleşmesi söz konusu.
Enflasyonda ise ters yönlü bir sürprizle karşılaştık. Özellikle mayıs ayı sonundan itibaren küresel likiditenin sıkılaşacağı endişesiyle bozulan uluslararası sermaye hareketleri döviz kurları üzerinde baskı yarattı. Kur hareketlerine büyük ölçüde seyirci kalındı. Hatta, durağanlaşan ihracat performansını düzeltir beklentisiyle TL'nin değer kaybı başlarda memnuniyetle karşılandı.
Döviz kurlarındaki çıkışı frenlemek yerine, Merkez Bankası döviz rezervlerini artırmayı tercih etti. Geçen yıl sonunda aylık ortalamalar bazında 2.048 olan sepet kur, haziran ayında 2.06'ya, eylül ayında 2.127'ye tırmandıktan sonra bu yılı 2.5 düzeyinde bitirebiliriz. Bir yıl içinde yaklaşık yüzde 20'yi aşan TL'nin nominal değer kaybı doğal olarak enflasyona da yansıdı, yansımaya da devam edecek gibi görünüyor. Temmuz ayında yüzde 8.9'a kadar tırmanan enflasyon yıl sonunda büyük bir olasılıkla yüzde 7.4 civarında olacak.
Bu yılın en başarılı performansı bütçe oldu. İhracat tekledi. Toplam ithalat, altın ithalatının da katkısıyla, artmaya devam etti. Özellikle özel kesim yatırımları durgundu. Hatta, reel olarak geriledi. Tüm belirsizliklere rağmen, yabancı kaynak girişinde bir sorun yaşanmadı. Cari işlemler açığı (milli gelirin bir oranı olarak) geçen yıla göre arttı. Ayrıntılar tabloda gösteriliyor.