Advertisement

Merkez Bankası "döviz fiyatlarındaki sağlıksız oluşum" nedeniyle piyasaya dün doğrudan döviz sattı. Geç kalınmış bir müdahaleydi. Keşke, böyle bir müdahale dolar kuru 1.95 ile 2.00 TL arasındayken yapılsaydı. Döviz piyasasında bugünlerde gözlediğimiz yüksek tansiyonu belki hiç yaşamayabilirdik. Yine de, dünkü müdahale hiç yapılmamasından daha iyi oldu.
Döviz piyasasında oluşan olumsuz hava artık yalnızca Merkez Bankası nın doğrudan döviz satmasıyla hemen yok olabilecek bir mecradan çıktı. Döviz satışlarının yaratacağı TL likidite talebi başta Hazine bonoları olmak üzere TL varlıklarının getirilerini tedricen yükseltecektir. Ama, yetmez. Doğrudan döviz satışları ile beraber, Merkez Bankası politika faizini de ciddi bir biçimde artırmak zorunda. Aksi takdirde, işler sarpa sardığında Merkez Bankası nın artık doğrudan döviz satabildiğini de gören piyasa sıkça Merkez Bankası'nı piyasaya davet etmek isteyebilir. Bu davete icabet edilmediği takdirde, "döviz fiyatlarındaki sağlıksız oluşum" sıkça görülmeye başlayabilir.
"Döviz fiyatlarındaki sağlıksız oluşum" döviz piyasasında kriz var demektir. Kriz çift taraflı müdahale ile durdurulup piyasa sakinleştirilebilir: Merkez Bankası'nın doğrudan döviz satımı ve TL borç verme faizinde "şok" artırım. Faiz artırımında direnildiği takdirde, ya bu kriz uzun sürer ya da Merkez Bankası'nın döviz rezervi kaybı azami boyutlara (gereğinden fazla olur) ulaşır. İkisi de kötü. Şimdi piyasa müdahalenin ikinci ayağı gelene kadar yoklama yapabilir. "Seçimlere kadar faiz artırımı olmaz" beklentisi devam ettiği takdirde, Merkez Bankası'nın işi zor olmaya devam eder.