Advertisement

2013 yılındaki ödemeler dengesi gelişmelerini irdelemek biraz zor. Geçen yıla kadar yılda yaklaşık 2-3 milyar dolarlık net altın ithalatçısı olan Türkiye 2012 yılında 5.7 milyar dolarlık net altın ihracatçısı oldu. 2013 yılındaki net altın ithalatı ise 11.8 milyar dolara vardı. Altının dolar yerine İran’dan yapılan ithalatta kullanıldığı biliniyor. İran’dan yapılan mal ithalatı 2004 yılından bu yana artarak devam ediyordu. 2004 yılında 2 milyar dolara yaklaşan İran’dan ithalat 2009 yılında 3.4 milyar dolara geldikten sonra büyük bir sıçrama yaparak 2011 yılında 12.5 milyar dolar oldu. 2013 yılında bu ülkeden yapılan ithalat 10.4 milyar dolardı.

İran’dan ithalatın arttığı biliniyor. İthalatın önemli bir bölümünün altın karşılığı yapıldığından altın ithalatının da arttığı düşünülüyor. Ama 2013 yılında 3.3 milyar dolarda kalan altın ihracatı bu durumu açıklamıyor. Halbuki 2012 yılında altın ihracatı 13.3 milyar dolar olmuştu. Altın ithalatı resmi, ihracatı gayri resmi bir durum çıkıyor ortaya.

AÇIKTAKİ AZALIŞ “GİZLİ”

Cari işlemler açığı 2013 yılında 65 milyar dolar oldu. Resmi rakamlara göre, altın ticareti hariç cari işlemler açığı 53 milyar dolar. Geçen yıl bu rakam 54 milyar olmuştu. Altın hariç cari işlemler açığı düştü. Türkiye ekonomisinin reel olarak büyüdüğü bir dönemde cari işlemler açığının düşmesi şaşırtıcı. Altın hariç dış ticaret açığı daha da hızlı düştü. Altın hariç dış ticaret açığı 2012 yılında 71 milyar dolarken, 2013 yılında 68 milyar dolar oldu.

Büyüyen Türkiye ekonomisinde dış ticaret açığı neden düştü? Bu soruya doyurucu bir yanıt bulmak zor. Petrol, doğalgaz ve elektrik ithalatlarının toplam faturası değişmedi. Bu üç kalemdeki ithalatımız 2012 ve 2013 yıllarında yaklaşık 19 milyar dolar oldu. “Gizli veri” denilen bir kalem 60 milyar dolardan 56 milyar dolara geriledi. Galiba, altın hariç dış ticaret açığının geçen yıl düşmüş olması “gizli” sınıfında!

2013 yılının ilk dokuz ayında gerçekleşen yüzde 4 reel büyüme iç talep katkısıyla gerçekleşmişti. İç talep katkısının da yüzde 42’si kamu sektöründen kaynaklanmıştı. Her ne kadar merkezi bütçe böyle bir katkı konusunda fazla bir fikir vermese de, kamu sektörünün katkısının önemli olduğu bir büyümenin dış ticarete yönelik sonuçları olmayabilir. Ama, kamu sektörünün toplam talep içindeki boyutu (yüzde 14) düşünülürse, bu açıklama da çok tatminkâr olmuyor.

FİNANSMAN

2013 yılı ödemeler dengesi finansmanı açısından rahat bir yıl oldu denebilir. Toplam 65 milyar dolar cari işlemler açığına karşı ülkeye giren net dış finansman 72 milyar doları geçti. Kaynağı bilinmeyen girişlerle (4 milyar dolara yakın) beraber bu dönemde Merkez Bankası döviz rezervlerini 11 milyar dolara yakın artırdı. Üstelik, bu dönemde Merkez Bankası 2 milyar dolar kadar dış borcunu net bazda geri ödedi.

2012 yılı ile karşılaştırıldığında, 2013 yılının dış finansmanı daha çok doğrudan dış borçlanmaya dayandı. Bir önceki yıla göre, portföy yatırımları yoluyla giren dış kaynak azalırken (40.8’den 23.7 milyar dolara), doğrudan dış borçlanma 20.4 milyar dolardan 38.7 milyar dolara çıktı. 2013 yılında doğrudan dış borçlanmanın 30.5 milyar doları bankalar yoluyla yapıldı. Bankalar bu yıl da Merkez Bankası’na çalıştı. Bir önceki yıl bankaların dış borçlanmaları 17.2 milyar dolardı.