Advertisement

Avrupa'da deflasyon riski var mı, yok mu? Avrupa Merkez Bankası (ECB) henüz karar veremedi. Bazen yok diyor. Bazen böyle bir riskin çok düşük olduğundan söz ediyor. Bazen de deflasyon riski karşısında hazır olduklarını ifade ediyor. Galiba, ECB'nin para politikası konusundaki karar organı bölünmüş durumda.
Piyasalara sorarsanız, başta Almanya olmak üzere Euro Bölgesi'nde deflasyon riski var ve giderek de artıyor. Bu beklentiyle, ECB "Deflasyon riski yok ya da çok düşük" dedikçe Euro değer kazanıyor. ECB'nin son para politikası toplantısında piyasa deflasyon riskine karşı para politikasının çeşitli araçlarla daha da gevşetileceği beklentisindeydi. Bu beklentiye ECB'den cevap gelmedi. Euro değer kazanmaya başladı. Çok yakında Euro'nun dolar fiyatının 1.40'ı geçmesi hiç şaşırtıcı olmaz.

AVRUPA ALMANYA DEĞİL
Geçen hafta sonu çıkan yazılarımda da söz ettiğim gibi, Almanya iki gelişmeden hiç korkmuyor: Enflasyonun uzun süre sıfıra yakın ya da çok düşük olmasından ve parasının değer kazanmasından. Dünyanın en fazla ihracat yapan ülkelerinden biri olan Almanya parası değer kazandıkça mutlu oluyor, güçlendiğini düşünüyor. Parasının değer kazanmasından kaynaklanan rekabetçi konumundaki kayıpları teknolojik gelişme ve verimlilik artışlarıyla telafi edebiliyor. Parasının değer kazanmasıyla çok korktukları enflasyon riskini de dengeleyebilmiş oluyor.
Avrupa'da her yer Almanya değil. Almanya dışındaki neredeyse tüm Euro Bölgesi, Euro'nun değer kazanmasından birçok açıdan şikâyetçi. Teknolojik gelişmede diğer Euro ekonomileri Almanya kadar başarılı değil. Verimlilik artışları çok sınırlı. Geçmişten gelen rekabetçi konumlarındaki erozyon nedeniyle Almanya dışındaki ekonomilerin rekabetçi konumlarını artırması makro dengeler açısından çok daha önemli. Bütün bunların üzerine, değer kazanan Euro'nun fiyatlar üzerine baskı yaparak enflasyonu sıfıra yaklaştırması diğer Euro ülkelerinde enflasyonun daha da düşük olmasını gerektiriyor. Diğer ülkelerde enflasyon Almanya'dan daha düşük olsun ki, Almanya'da göreli olarak daha fazla artan fiyatlar üzerinden diğer ülkeler Almanya'ya daha kolay mal satabilsin.

PARASAL GENİŞLEME YOLDA
2013 yılı sonu itibarıyla tüketici fiyatları enflasyonu Euro Bölgesi'nde ortalama yüzde 0.9 (şubat ayında yüzde 0.8) oldu. Almanya'da ise aynı endeksteki artış yüzde 1.2 idi. Birçok Euro ülkesinde, özellikle başı hâlâ belada olan ekonomilerde yıllık enflasyon Almanya enflasyonunun altında. Bu olumlu bir resim. Sorun, Almanya'da enflasyonun düşme eğiliminde olması. Demek ki, aynı paralelde diğer ülkelerde enflasyon daha da düşmeli. Çok düşük enflasyon üretimin de tüketimin de ertelenmesi riskini getiriyor. Almanya açısından farklı bir açmaz var: Euro içindeki en yüksek enflasyona sahip ülkelerden biri olmak Almanya'ya dokunuyor.
ECB arada kaldı. Bocalıyor. Almanya enflasyon riskini öne çıkararak daha fazla parasal genişlemeye muhalefet ederken, diğer Euro ülkeleri deflasyon riskine vurgu yaparak daha fazla parasal genişlemenin gerekliliğini savunuyor. ECB hareketsiz kaldıkça para piyasalarında Euro değer kazanıyor. Euro değer kazandıkça, enflasyon değil, deflasyon riski artıyor. ECB Başkanı Mario Draghi'nin son yaptığı konuşmalardan birinde Euro'nun değer kazanmasıyla deflasyon riski arasında bir bağ kurması para piyasalarının ECB üzerinde daha fazla parasal genişlemeye gitmesi yönünde kurduğu baskının başarılı olduğunun bir ifadesi. Eğer öyleyse, ECB Avrupa'da giderek deflasyonun riskinin arttığını kabul etmeye çok yaklaştı demektir. Yani, Avrupa'da yeni parasal genişleme yolda!