Advertisement

Dış piyasalarda uzunca bir süredir Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yeni bir parasal genişlemeye gidip gitmeyeceği tartışılıyor. Benzer bir tartışma Japonya Merkez Bankası (BoJ) için de söz konusu. Her iki merkez bankası geçmişte parasal genişlemeye gittiler. BoJ sınırsız parasal genişlemeye hazır olduğunu açıkladı. Bütün bunlara rağmen, her iki merkez bankası da umduğunu bulabilmiş değil.
Euro Bölgesi’nde ekonomik büyüme geçmişle karşılaştırıldığında çok daha iyi. Enflasyon değil, deflasyon tehlikesi konuşuluyor. Yunanistan’ın geçenlerde ilk kez piyasalardan borçlanabilmesi ve borçlanma ihalesine şaşırtıcı düzeyde talep gelmesi moralleri düzeltti. Ama, büyüme hâlâ zayıf. Enflasyon sıfıra doğru yaklaşmakta. Avrupa’da finans sektörü kendinden beklenen aracılık işlevini görmekten uzak.
Japonya belki de tarihinin en güçlü ekonomiyi canlandırma paketini uygulamaya koydu. Devlet harcamalarını artırdı. Parasal genişlemeyi hızlandırdı. Ama, yıllık yüzde 2 olarak tespit ettikleri enflasyon hedefinden hâlâ çok uzaktalar. Devlet borçları milli gelirlerinin yüzde 200’ünü aştı. Geleneksel olarak dış ticaret dengesinde fazla veren Japonya açık vermeye başladı. Yine de, ekonomide arzulanan kıpırdanma yok. Japonya’da da finans sektörü kendinden beklenen aracılık işlevini görmekten uzak.

KUR YOLUYLA CANLANMA
Piyasalar ECB ve BoJ’dan yeni bir girişim bekliyor. Bu beklenti gerçekleşmedikçe Euro ve Japon Yeni değer kazanıyor. Bir anlamda, piyasalar ECB ve BoJ’u en zayıf yerinden vurmaya çalışıyor. İki merkez bankası da bastıkları paranın değerinin düşük olması yoluyla ekonomilerini canlandırma peşinde. İkisi de ekonomilerini daha rekabetçi bir konuma taşımak için paralarının değerinin düşük olmasını tercih ediyor. Uygulamaya çalıştıkları politikalar bu yönde. Ama, sonuç çok farklı.
ECB borç krizini aşabilmek için üye ülke devletlerin borçlanma senetlerini sınırsız bir şekilde almayı taahhüt ettiğinde, Euro/Dolar kuru 1.20 düzeylerine kadar inmişti. Borç krizinin atlatılacağı inancı daha güçlenmişti. ECB bu yola başvurmak durumunda kalmadı, ama Euro’nun değeri de o düzeylerde kalmadı. Son dönemde Euro/Dolar kuru 1.40’a yakın bir düzeyde salınıp duruyor.
Benzer bir biçimde, bir zamanlar Yen/Dolar kuru 80 civarına kadar inmişken, 100’e yaklaştı. Ardından, yeni hükümetin ve yeni BoJ Başkanı’nın genişlemeci politikaları uygulamaya koymasıyla Yen/Dolar kuru 105’i aşmıştı. Şimdi yeniden 100 düzeyine geldi. Kurlarda eski heyecan kalmadı.

KUR SAVAŞLARI
Adına “kur savaşları” da diyebileceğimiz kur yoluyla ekonomiyi canlandırma stratejisi şu sırada Euro Bölgesi’nde de Japonya’da da çalışmıyor. Piyasa bunu biliyor. Aynı araçla, kur yoluyla iki merkez bankasını da daha fazla para basmaya zorluyor. Her iki merkez bankası yetkilileri son dönemde paralarının değerinin bu düzeylerde olmasının kendilerini parasal genişlemeye zorladığı yönünde açıklamalar yapmaya başladı. Bu yöndeki açıklamalar finans piyasalarını daha da cesaretlendiriyor.
Bazı dönemlerde gelen arızi olumlu veriler, parasal genişleme olasılığını düşürüyor gerekçesiyle Euro’nun da, Yen’in de daha fazla değerlenmesine neden olabiliyor. Galiba, beklenen son değişmeyecek: ECB de BoJ de bu yıl bitmeden farklı araçlarla yeni bir parasal genişlemeyi gündeme getirmek zorunda kalacak.