Advertisement

Maliye politikaları irdelenirken “otomatik istikrar mekanizması” denen bir olgu kaşımıza çıkar. Maliye politikalarını vergi artışı/indirimi ile devlet harcamalarının artırılması/azaltılması olarak özetlersek, bu alanlarda hiç karar alınmadan da maliye politikalarının duruşu değişebilir. Bu nedenle devletin herhangi bir karar almasına ihtiyaç olmadan da maliye politikalarının duruşunun değişmesine “otomatik istikrar mekanizması” denir.
Ekonomik büyüme hızlandığında, devletin vergi gelirleri otomatik olarak artar. Büyüme ile beraber istihdam arttığından, devletin işsizlik sigortası ödemeleri gibi yapısal harcamaları azalır. Vergi gelirlerinin artması ve devlet harcamalarının azalması, maliye politikalarının sıkılaşması anlamına gelir. Ekonomik büyümenin daha da hızlanmasını bir ölçüde önler. Ekonomi resesyona girdiğinde, bu sistem tersine çalışır. Devletin vergi gelirleri azalırken, harcamaları otomatik olarak artma eğilimine girer. Yani, maliye politikası genişleyici yönde çalışmış olur.
Ekonomik istikrarı kollayan bir bakış açısından, ekonominin hızlandığı dönemlerde de, resesyona girdiği dönemlerde de otomatik istikrar mekanizmasının çalışmasına izin vermek önemlidir. Örneğin, resesyon dönemlerinde, maliye politikasının duruşu otomatik olarak genişleyici yönde olurken, devletin vergi oranlarını düşürüp harcamaları daha da artırmaya çalışması ekonomide başka sorunlar da yaratabilir.

OTOMATİK PARA POLİTİKASI DURUŞU
Maliye politikasına benzer otomatik bir mekanizma para politikasının duruşu konusunda da geçerlidir. Para otoritesi piyasaya verdiği parayı değiştirmediği halde, dışsal etkilerle para talebinin düşmesi ve/ veya ülke riskinin artması para politikasının otomatik olarak “gevşek” hale gelmesine yol açar. Dışsal etkenlerle bir ekonomide para talebinin artması ve/veya ülke riskinin düşmesi durumunda ise para otoritesi duruşunu değiştirmediği halde, para politikası duruşunu “sıkı” konumuna getirir. Para politikasının otomatik olarak sıkı ya da gevşek hale gelmesine para otoritesinin tepki verip vermemesi, para politikasının doğrudan etkilediği iki önemli fiyatın ne şekilde etkilendiğiyle yakından ilgilidir.
Geçen yılın sonlarına doğru başlayıp mart ayına kadar devam eden Türkiye ekonomisine yönelik risk priminin artması sürecinde, Merkez Bankası para politikasında resmi duruşunu değiştirmediği halde, para politikası otomatik olarak gevşek konuma gelmişti. Gevşeyen para politikası döviz kurlarındaki artışı hızlandırmıştı. Ocak ayı sonunda para politikasını sıkılaştırma yönünde atılan adımla denge sağlanmıştı. Mart ayından sonra Türkiye’ye yönelik risk priminin düşmesi, Merkez Bankası duruşunu değiştirmediği halde, doğal olarak para politikasının sıkılaşması yönünde bir rol oynadı.

VERİLECEK MESAJ
Cevap aranan soru, Merkez Bankası’nın otomatik olarak “sıkı” konumuna gelen para politikasının gevşetilmesi yönünde tepki vermesinin gerekip gerekmediği. Enflasyon beklentileri bozulmaya devam ediyor. Bu aydan sonra tepe noktasına ulaşacağı beklense de, gerçekleşen yıllık enflasyon hâlâ çıkış eğiliminde. Bu durumda, otomatik olarak sıkılaşan para politikasının gevşetilmesi yönünde atılacak adımın ekonomik birimlere vereceği mesaj önemli.
Para politikasında otomatik sıkılaşma Merkez Bankası’na para politikasını gevşetme yönünde bir alan sağlıyor mu? Başkanın bugüne kadar verdiği demeçler Merkez Bankası’nın para politikasını göreli olarak gevşetmesi için yerinin olduğu yönünde. Otomatik olarak para politikası gevşek konuma geldiğinde uzun süre kayıtsız kaldıktan sonra Para Politikası Kurulu’nun para politikasını gevşetme yönünde alacağı karar, otomatik sıkılaştırma mekanizmasının çalışmasına izin verilmediğinin göstergesi olacak.