Advertisement

Devletin öncülüğünde ve devletin denetiminde serbest piyasa mekanizmasının çalışmasına bir ölçüde izin verilen ekonomik modele “devlet kapitalizmi” diyebiliriz. Devlet kapitalizmine en iyi örnek olarak da bugünlerde Çin deneyimi gösteriliyor. Gerçekten de, özellikle son 10-15 yıldır Çin ekonomisinin performansı kıskanılacak düzeyde. Birçok fiyatın hâlâ devlet tarafından tespit edildiği, kaynak tahsisinin devletin öncülüğünde ve denetiminde yapıldığı Çin’de ekonomi bazı yıllar çift hanelerde büyüdü.

Çin’in belli başlı kentleri, gelişmiş ülke kentlerinden daha görkemli hale geldi. Çin şirketleri dünyada bilinir oldu. Bilinmekle kalmayıp dünyanın en büyük şirketleri içine girdiler. Geçenlerde New York Borsası’nda halka açılma kararı veren Alibaba şirketinin toplam satışları Amerika’da Amazon ve e-Bay şirketlerinin satışlarının toplamını geçti. Böyle bakıldığında, Çin’de devlet kapitalizmi başarılı gibi görünüyor. Çin ekonomisi birkaç yıl içinde Amerika’yı da geçip dünyanın en büyük ekonomisi konumuna gelecek. Ama ekonomi büyüdükçe, devlet kapitalizminin yumuşak karnı daha fazla ortaya çıkıp Çin ekonomisinin önünde engel olmaya başlayacak.

MERKEZİ OTORİTENİN BECEREMEDİĞİ
Ekonomide iyi bilinen teorilerden biri, ikinci en iyi (second-best) teoremidir. Buna göre, ekonomide sektörlerden biri verimli (efficient) çalışmadığında, hiçbir sektörün verimli çalışması mümkün değildir. Bu teoremi Çin’e uygularsak, özellikle finans sisteminde devletin kontrolünün egemen olması, Çin’de reel sektörün verimli çalışmasını engelleyen en önemli unsur olarak karşımıza çıkmakta. Devletin özellikle yatırımlardaki hâkim konumu da çalışmasına izin verilen özel sektörün yatırım ve tüketim kararlarını çarpıtıyor. Kısacası, Çin’de kaynakların dağılımının verimli olduğunu iddia etmek zor.

Çin ekonomisi daha bu hale gelmeden, ikinci en iyi teoremini iyi bilen Oskar Lange, devlet kapitalizminin başarılı olması için ilginç, ama uygulaması mümkün olmayan bir öneri geliştirdi. Oskar Lange, Polonyalı sosyalist bir iktisatçı. Önce 1930’lu yıllarda sosyalist ekonomi teorileri geliştirmiş. Daha sonra Amerikan üniversitelerinde kariyerini sürdürüp kapitalist ekonomik teorilerle sosyalist bakış açısını uyumlaştırmaya çalışan eserler vermiş. 1950’li yıllarda sosyalist ülkelerdeki merkezi planlama örgütünün kapitalist sistemde görünmez el tarafından gerçekleşen fiyatlama düzeyini tutturabildiği takdirde sosyalist ekonominin kapitalist ekonomik düzenden daha başarılı olacağı sonucuna varmış. Kapitalist sistemde fiyatlama, arz ve talep şartları içinde oluşur. Merkezi planlama örgütleri ise arzı kontrol edebildikleri halde, talep şartlarını bilemezler, ancak tahmin edebilirler. Tahmin daima hata içerir.

O nedenle de sosyalist ekonomik düzende mal ve hizmetlerin ya arz fazlası ya da talep fazlası söz konusudur. Çünkü, merkezi otorite tarafından tespit edilen fiyatlar daima yanlıştır.

SERBESTLEŞME ŞART

Çin, özel sektörün belli şartlar altında çalışmasına izin vererek Oskar Lange’nin kafasındaki modeli uygulayıp birçok fiyatın piyasada oluşmasına izin vererek merkezi planlama otoritesinin olası yanlışlarını asgaride tutmaya çalışıyor. O nedenle Çin’de eski Sovyetler Birliği’nde gördüğümüz arz fazlası ya da mal kuyrukları (talep fazlası) pek görünmüyor. Görünmemesi kaynakların verimli dağıldığı anlamına gelmiyor. Çin önümüzdeki dönemde ekonomik büyümesini sürdürebilmek için piyasa mekanizmasının tüm sektörlerde hâkim olmasına çalışmak zorunda. Aksi takdirde, bugüne kadar devlet kapitalizmi sayesinde sağlanan başarı, yine devlet kapitalizmi yüzünden başarısızlığa dönüşecek. Çin yönetimi de giderek bu tehlikeyi görmekte olduğu yönünde izlenim veriyor.