Advertisement

Yılın ilk üç ayında ekonomik büyüme geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 4.3 oldu. Beklentiler paralelinde, büyümeye katkının en büyük bölümü net dış talepten geldi. Yine de ilk üç aydaki büyüme benim tahminlerimin üzerinde. Özel kesimin iç talep büyümesi çok sınırlı kalırken, kamu sektörü toplam iç talep büyümesinde başı çekti.
Tahmindeki hataları şöyle sıralayabiliriz:
1. İlk üç aydaki döviz kuru gelişmeleri özel kesim tüketimini sınırlı bir biçimde etkilemiş. Asıl etki özel kesim yatırımlarında söz konusu.
2. Kuraklık tarım kesimini hiç etkilememiş gibi görünüyor.
3. Madencilik sektöründeki büyüme oldukça yüksek gerçekleşmiş.

ÖZEL KESİM TÜKETİM ARTIŞI ŞAŞIRTTI
Yüzde 4.3’lük dönemsel büyümenin yüzde 14’ü özel kesim talep artışından, yüzde 24’ü kamu kesimi talep artışından, yüzde 62’lik bölümü ise net dış talep artışından gelmiş. Geçen yılın aynı dönemine göre özel kesim tüketiminin ilk üç aydaki artışı reel olarak yüzde 2.9 olurken, yatırımları reel olarak yüzde 1.4 düşmüş. Bu dönemde toplam özel sektör talebindeki artış yüzde 0.7’de kalmış.
Şaşırtıcı olan özel kesim tüketiminin yüzde 3’e yakın artmış olması. Döviz kurlarının fırladığı bir dönemde, özel kesim iç talebi beklendiği kadar etkilenmemiş görünüyor. Dolayısıyla, iç talep gelişmelerinin fiyat artışlarını baskılayıcı rolü de düşünüldüğü kadar olmamış. Döviz kurlarından enflasyona geçişin göreli olarak yüksek ve uzun olması belki de bu nedenleydi. Öncü gösterge diye kabul edeceğimiz tüketim malları ithalatı bu dönemde yüzde 2.9 azalmıştı. Öyle anlaşılıyor ki, özel kesim ithal tüketim malları üzerindeki talebini kısarken, yerli malı tüketim mallarına yönelik talebinde küçümsenmeyecek bir artışa gitmiş. 2004 yılından bu yana, üçer aylık dönemler itibarıyla kamu kesimi talebinin toplam reel ekonomik büyümeye katkısı, iki çeyrek hariç, hep pozitif oldu. Bu yılın ilk üç ayında da kamu kesimi talebindeki artış 7.3 oldu. Kamu kesimi tüketimi reel olarak yüzde 8.6 artarken, kamu kesimi yatırımlarındaki reel artış yüzde 4.1 oldu. Sonuçta, toplam reel ekonomik büyümenin yaklaşık dörtte biri kamu kesimi talebindeki artıştan kaynaklanmış oldu.

TAHMİNLERDE YUKARI YÖNLÜ GÜNCELLEME
Son dört çeyrekte ortalama ekonomik büyüme reel olarak yüzde 4.4 oldu. Son dört çeyrektir Türkiye ekonomisi neredeyse sabit hızda büyüyor diyebiliriz. Döviz kurlarındaki göreli istikrar ve faizlerin düşeceği beklentisi özel kesim iç talebini kamçılayabilecek unsurlar. Dolayısıyla, tarım kesiminden olumsuz bir sürpriz gelmezse, içinde bulunduğumuz ve önümüzdeki dönemlerde reel ekonomik büyümenin yüzde 4.5’i aşması olasılığı giderek güçleniyor. Net dış talebin büyümeye katkısının göreli olarak azalacağı, ama iç talep büyümesinin ekonomik büyümeye katkısının giderek artacağı bir döneme girmiş gibi görünüyoruz. Yılın ilk üç ayı verileri bilinmeden önce bu yılın tümü için yapılan yüzde 4’ün altındaki büyüme tahminlerinin güncellenmesi doğru bir yaklaşım gibi görünüyor. Yüzde 5, hatta biraz daha yüksek bir ekonomik büyüme tahmini artık şaşırtıcı olmaktan çıktı. Buna karşılık, yılın geri kalan bölümünde altın ticaretini dışarıda bırakan cari işlemler dengesindeki iyileşme de tahminler kadar olmayabilecek.