Advertisement

Institutional Investor Dergisi’nin IMFDünya Bankası yıllık toplantıları nedeniyle her gün yayınladığı Emerging Markets Dergisi, toplantılardaki havayı yansıtan, gündem hakkında bilgi veren en iyi yayınlardan biri. Bu yılki toplantılar için yayınlanan ilk sayılarından birinde Çin ekonomisindeki büyümenin yavaşlamasına yer verilmiş. Ebola virüsünün küresel bir tehdit hale gelmesine vurgu yapılmış. BRIC ülkelerinin kurmaya çalıştığı Yeni Kalkınma Bankası fikrinin kolayca hayata geçirilemeyeceği konusu işlenmiş.

Dergide sözü edilen ülkeler arasında Türkiye de var. Yurtdışından Türkiye ekonomisine nasıl bakıldığı hakkında bu yazılardan ipucu elde edilebiliyor. Yabancıların Türkiye ekonomisine bakışları pek parlak değil. Kırılgan denildiğinde hep Türkiye ekonomisinden söz ediliyor. Türkiye ekonomisi kırılganların en kırılganı olarak tanımlanıyor.

MOODY’S GÖRÜŞÜ

Kırılganlık nitelemesinin arkasında cari işlemler açığının büyüklüğü var. Son zamanlarda buna kamu finansmanındaki açıklar da eklendi. Çift açıklarla Türkiye ekonomisinin giderek daha kırılgan hale geldiği nitelemesi yapılıyor. Enflasyonun yüksekliğine vurgu yapılıyor. Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) gelecek yıl içinde faiz artırımına gittiğinde en fazla tahribatı Türkiye ekonomisinin alacağı iddia ediliyor.

Türkiye ekonomisine olumsuz bakışın arkasında Türkiye’nin ekonominin zayıf taraflarını güçlendirecek adımları atmamasının da rolü var. Örneğin, Hindistan ve Endonezya gibi ülkelerde dış şoklara karşı direncin artırılması yolunda adımlar atıldığı, dış finansmana bağlılığın azaltılması için önlemler alındığı vurgulanırken, bu konularda Türkiye’de fazla bir şey yapılmadığı vurgulanıyor. Özelleştirmenin duraladığı söyleniyor.

Hafta ortasında açıklanan yeni Orta Vadeli Program (OVP) kaynak gösterilerek enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 9.4 olacağını hükümetin de kabul ettiği, gelecek yıl dahi yüzde 5 olan enflasyon hedefine ulaşılmasının beklenmediği belirtiliyor. “Enflasyon elden çıkar mı?” sorusu gündeme getirilip yüksek enflasyon yanında ekonomik büyümenin de düşük seyretmesi konu ediliyor. OVP’nin iyimser olduğu söyleniyor. Bu konuları dile getiren, Moody’s kredi derecelendirme kuruluşunun başekonomisti Lucio Mauro Vinhas de Souza. Bu kelimeler bir kredi derecelendirme kuruluşunun yetkilisinden gelince, kredi notumuzun yakında düşürüleceği izlenimi okuyucu gözünde güçleniyor.

JIM O’NEILL’İN GÖRÜŞÜ

BRIC kavramının mucidi Jim O’Neill, eskiden Goldman Sacks’ta çalışırdı. Şimdi Bruegel’de misafir araştırmacı ve IFC’ye danışman. Emerging Markets’ta yazdığı yazının başlığı “Sıkı para BRIC ve MINT ülkelerini zorlayacak”. Yazının içinde O’Neill, Türkiye ekonomisinden de söz ediyor. Türkiye, MINT ülkeleri içinde. MINT, Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye’nin baş harflerinden oluşuyor. BRIC ülkeleri içinde Hindistan ekonomisi konusunda O’Neill çok olumlu. O kadar ki, bu yılın ikinci yarısında Hindistan’da ekonomik büyümenin yüzde 7’nin üzerinde, Çin’den daha hızlı olabileceğini iddia ediyor.

Türkiye ekonomisine gelince, O’Neill de olabildiğince olumsuz. “Türkiye hakkında kaygı duyuyorum” diyor. Endonezya’nın, Hindistan gibi dış şoklara karşı zayıflıklarını azalttığını, ama Türkiye için aynı şeyi söyleyemeyeceğini yazıyor. FED’in faiz artırımlarıyla Türkiye’nin nasıl mücadele edeceği konusunda kaygılı olduğunu söylüyor. Bu kaygı herkeste var. Kaygının ardında galiba Merkez Bankası’nın faiz politikası konusunda elinin serbest olmadığı izlenimi de var.

Bu insanları ve Emerging Markets Dergisi’ni tüm yabancı yatırımcılar izliyor. Yabancı yatırımcılar da bunlarla aynı görüştelerse, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde işi zor demektir. Belli ki, bu halimizle beklentileri yönetmekte zorluklarımız olacak.