Advertisement

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) toplantılarında tartışılan önemli konulardan birisi de Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun bazı ülkelerinde iktidarların devrilmesi ve bunun petrol akışına ve fiyatlarına etkisi oldu. Neden bu ülkelerde iktidarlar devrildi ve devrilmeye de devam edebilir?

Sosyal bilimciler (iktisatçılar dahil) geriye dönük analizleri çok iyi yaparlar da, ileriye dönük tahminleri genellikle tutmaz. Bazı Müslüman ülkelerde iktidarların devrilmesi konusu da böyle oldu. İktidarların neden devrildiği konusunda birçok gösterge var. Bu göstergeler altı ay önce de biliniyordu. Ama, hiç kimse olanları tahmin edemedi. Aksine, “siyasi istikrar” endeksinde bu ülkeler hep en tepedeydi. Çünkü, iktidarların 40 yılda değişmemesi “siyasi istikrar” olarak kabul ediliyordu. Meğerse, istikrarsızlığın kaynağıymış.

GÖSTERGELER
Siyasi karmaşa içindeki ülkelerdeki bazı temel özellikleri özetleyelim: Kamu sektörü bu ülkelerde çok büyük. Girişimcilik yok denecek kadar az. Verimlilik çok düşük.

Kamu gelirlerinin büyük bir bölümü üretimden (vergiden) değil, rant gelirlerinden oluşuyor. Rant ve petrol satışından elde edilen gelirlerle tek kişilik yönetimler iktidarlarını sürdürüyor. İdare ve kurumsallaşma zayıf. İktidara bir gelen bir daha gitmiyor.

Libya’da toplam devlet gelirlerinin yalnızca yüzde 20’si vergilerden geliyor. Cezayir’de bu oran üçte bir. Mısır’da yüzde 40. Ürdün’de yarı yarıya. Tunus ve Fas’ta yüzde 80 civarında. Vergi vermeyen halk doğal olarak kendini idarenin bir parçası olarak görmüyor. Ama, idareden beklentileri çok yüksek.

Birçok ülkede işsizlik çok yüksek. Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre, dünyada ortalama işsizlik oranı yüzde 6’nın biraz üzerindeyken, Ortadoğu ülkelerinde bu oran yüzde 10’un üzerinde, Kuzey Afrika’da ise yüzde 10’a çok yakın. İşgücüne katılım oranı dünyada ortalama yüzde 65’in üzerindeyken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yüzde 50 civarında. Gençlerde işsizlik oranı dünyada ortalama yüzde 12.8 iken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yüzde 25’e dayanmış durumda.

Ekonomik büyüme bu bölgede 2002 yılından bu yana artmıştı. Ama, 19802002 arasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin ortalama yıllık büyümesi yüzde 0.2 civarında olmuştu. Bu bölgedeki petrol ihraç eden ülkelerin ekonomileri ise bu dönemde yıllık ortalama yüzde 0.5 küçülmüşlerdi. Son yıllardaki büyümenin toplumun her kesimini kalkındırdığı da iddia edilemez.

Bütün bu veriler biliniyordu. Ama, herkes iktidarda 42 yıl kalan Kaddafi’nin, 31 yıl kalan Mübarek’in, 24 yıl kalan Bin Ali’nin daha iktidarda kalabileceğini düşünüyordu. Buna da “siyasi istikrar” deniyordu. Şimdi bakıp da görülen, altı ay önce görülememişti.

SİYASETTEN EKONOMİYE
Şimdi resim değişti. Bu verilere yakın verileri ve parası olanlar halkın refahını artırıcı önlemler almaya başladılar. Bugünkü haliyle petrol piyasasının siyasi başkaldırılar nedeniyle olağanüstü etkilenmesi beklenmiyor. Ama, ileride ne olabileceği konusunda da hiç kimse bir tahmin vermek istemiyor.

Bu ülkelerde nasıl bir iktidar oluşacak? Bilinmiyor. Eskiyi aratacak bir durum dahi çıkabilir ortaya. Ama, birinci önceliğin ekonomik reformlardan çok, siyasi oluşuma verileceği kesin gibi görünüyor. Popülist ekonomi politikaların devreye girmesi kaçınılmaz. Nasıl bir iktidar olursa olsun, bu ülkelerde iktidarlar popülist politikalarla kendilerini sevdirmeye çalışacaklardır. Bu ülkelerde siyasi kriz bir gün bitecek, ama ekonomik krizler uzun süre gündemde olabilecek.