Advertisement

Piyasa ekonomilerinde ekonomi politikası yapıcıları piyasalara çeşitli yollarla sinyaller gönderirler. Ekonomik birimler bu sinyalleri veri alarak kendilerine göre en avantajlı seçimlerini yaparlar. Kontrollü ekonomilerde ise, ekonomi politika yapıcıları talimatlarını verirler.
Ekonomik birimler (hane halkı hariç) o talimatlara uyarlar.
Bu açıdan, piyasa ekonomilerinde ekonomik dengeleri politika yapıcılarının arzuları doğrultusunda oluşturmak daha zordur. Ama, piyasa ekonomilerinde oluşan dengeler, başlangıç noktası veri alındığında, tüm kesimlerin refahını azamiye çıkaran oluşumlardır. Piyasa ekonomilerinde mal ve hizmetlerin kıtlığı olmaz. Fiyatlar arz ve talep dengesi doğrultusunda oluşur.

PARA BOL
Geçen yılın kasım ayı ortalarında Merkez Bankası uygulamaya koyduğu bazı parasal önlemlerle piyasalara bir sinyal gönderdi. Gönderilen sinyal başlangıçta o denli net değildi. Sonradan anlaşıldığı kadarıyla, Merkez Bankası dış açıkların finansmanının daha uzun vadeli dış borçlanma yoluyla gerçekleşmesini isterken, aynı zamanda, uygulamadaki para politikasını "daraltıcı" olarak niteleyerek ekonomik büyümenin yavaşlamasını ve dış açıkların artışının dizginlenmesini hedefledi.
Dış açıkların finansmanının daha uzun vadeye kayıp kaymadığı tartışmasını bir kenara bırakalım. Ekonomik büyümenin yavaşlaması konusunda ne gibi gelişmeler olduğuna bakalım. Para politikasının "daraltıcı" olması her halde munzam karşılıkların iki kez artırılmasından kaynaklanıyor. Politika faizlerini düşürmek "genişletici" bir girişimdir.
Bu önlemler sonrasında gelişmeler şöyle:
Haftalık verilerin aylık ortalamaları bazında para tabanı (piyasada kaydi para yaratma gücü olan Merkez Bankası bilanço kalemlerinin toplamı), bir önceki yılın aynı ayına göre, geçen yılın aralık ayında yüzde 25.2 artarken, ocak ayında yüzde 36.8, şubat ayında yüzde 58.3 arttı. Yani, munzam karşılıklar arttı, ama Merkez Bankası kaydi para yaratma gücü olan bilanço kalemlerinin büyümesinde de gaza bastı.
Haftalık verilerin aylık ortalamaları bazında Merkez Bankası'nın açık piyasa işlemleri yoluyla piyasaya verdiği para geçen yılın kasım ayında 13.1 milyar lirayken, aralık ayında 17.6 milyar lira, ocak ayında 10.1 milyar lira, şubat ayında 21.3 milyar lira oldu. Mart ayının başında açık piyasa işlemlerinden piyasaya verilen para 28 milyar liraya kadar çıktı.
M1 olarak adlandırılan para arzı (dolaşımdaki para ve vadesiz mevduatlar toplamı) geçen yılın ikinci yarısından bu yana yıllık yüzde 30'un üzerinde artıyor. Son üç aydır M1'deki artışta kayda değer bir azalma gözlenmiyor. Aynı şekilde, M2 denen para arzı (M1 ve vadeli mevduatların toplamı) geçen yılın ortasından bu yana yüzde 20'nin üzerinde artıyor. Bu para arzının da artışında son aylarda bir yavaşlama gözlenmiyor.
Kısacası, para bol.

YANLIŞ YA DA YETERSİZ
Maliye politikaları da ekonomik büyümenin yavaşlamasına yardımcı olmuyor. Geçen yıl gerçekleşen 39.6 milyar liralık bütçe açığının 18 milyar lirasının yılın son üç ayında gerçekleştiği biliniyor. Aynı şekilde, Hazine'nin nakit açığının yüzde 40'ı yılın son üç ayında gerçekleşmişti.
Sinyaller böyle olunca, piyasanın tepkisi çok şaşırtıcı olmamalı. Mali kesim dışına verilen banka kredileri özel bankalarda kasım ayının son cuma günü ile aralık ayının son cuma günü arasında yüzde 3.2 artarken, aynı dönemde kamu bankalarındaki aynı krediler yüzde 4.6 arttı. Daha sonra kamu bankalarına kredide frene basmaları yönünde talimat verildi.
Ocak ayının ilk cuma gününden ocak ayının son cuma günü arasında özel banka kredileri yüzde 3 artarken, kamu bankaları kredileri yüzde 1.6 arttı. Ocak ayının son cuma günü ile şubat ayının son cuma günü arasında özel bankaların kredileri yüzde 6 arttı. Aynı dönemde kamu bankalarının kredileri yüzde 2.1 arttı.
Verilmek istenen sinyal belki daraltıcıydı, ama sinyal hem çok gürültülüydü hem de tüm diğer gelişmeler ekonomiyi azdırıcı oldu. İthalat patladı. Sanayi üretimi artışı hızlandı. Dış açıklar hızlanarak artmaya devam etti. Sinyal ya yeterli güçte olmadı ya da yanlıştı. Ama, piyasaların gelişmelere yanlış tepki verdiğini iddia etmek zor.