Advertisement

Japonya'da gerçekleşen doğal felaketin hem Japon ekonomisine hem de küresel ekonomiye çeşitli etkileri olacak. Felaketin boyutu çok büyük. Ama, Japon ekonomisi de çok büyük. Dolayısıyla, yaraların sarılması göreli olarak çabuk olabilir.
On binden fazla can kaybı elbette telafi edilemeyecek. Japonya'nın sermaye stokundaki kayıplar ise kısa sürede telafi edilebilir. Telafi edilirken, Japon ekonomisinin içinden geçeceği dengelerin küresel sonuçları da olacak.

GIDA VE ENERJİDE DIŞA BAĞIMLI
ClA'nın bilgi bankasına göre, Japon ekonomisi 5.4 trilyon dolar milli geliri ile Avrupa Birliği, Amerika ve Çin'den sonra dünyanın dördüncü büyük ekonomisi. Kişi başına yıllık milli geliri alım gücü ile düzeltilmiş haliyle 34.200 dolar. İşsizlik yüzde 5 civarında.
Japonya ihracata dayalı bir büyüme gösteriyor. Dünyanın en büyük beşinci ihracatçı ülkesi. Doğal felaket sonunda özellikle ihracata yönelik sektörlerde üretim kapasitesi kısa dönemde küçümsenmeyecek boyutta düşebilir. Dolayısıyla, kısa bir süre için Japonya dış ticaret açığı veren ülkelerden biri dahi olabilir. Ekonomisi en azından 2011 yılında ciddi boyutlarda reel olarak gerileyebilir.
Japonya aynı zamanda net doğrudan yabancı sermaye ihracatçısı. Yabancıların Japonya'daki doğrudan yatırımları 200 milyar dolarken, Japonya'nın yurtdışındaki toplam doğrudan yatırımları 700 milyar doların üzerinde. Doğal felaket sonucunda kaybedilen sermaye stokunun yerine konabilmesi için Japonya'nın yurtdışındaki doğrudan yatırımlarında akım bazında bir süre azalma eğilimi gözlenebilir.
Ekonomik büyüklüğü ile karşılaştırıldığında, enerji açısından Japonya zengin bir ülke değil. Doğal felaketin nükleer santrallarını da tahrip etmiş olması Japon ekonomisini kısa bir süre için dahi olsa enerji ithalatına daha fazla bağımlı kılacak gibi görünüyor. 2009 yılı verilerine göre, Japonya dünyanın en büyük üçüncü petrol ve doğal gaz ithalatçısı. Elektrik tüketiminde Amerika, Çin ve Avrupa Birliği'nden sonra dünyanın dördüncü büyük ülkesi durumunda. Nükleer santrallar tam olarak devreye girene kadar Japonya'da enerji açığının büyümesi doğal olacak.
Japonya bir tarım ülkesi değil. Milli gelirlerinin yüzde 2'sinden azı tarım sektöründen geliyor. Tarım sektöründe yaşayanlar nüfusun yüzde 3'ünden biraz fazla. Dolayısıyla, Japonya, enerji kadar, gıdada dışa bağımlı bir ülke. Var olan tarım sahalarının da bir bölümü tahrip oldu. Başta pirinç olmak üzere, Japonya'nın gıda ithalatı doğal olarak artma eğilimine girebilecek.

KÜRESEL SERMAYE AKIMLARINA KATKISI
Yüksek tasarruf oranı ile Japonya cari işlemler fazlası veren bir ülke. 1990'lı yılların başlarında başlayan ekonomik krizi atlatmaya yönelik artan bütçe açıklarına rağmen, özel kesimin tasarruf oranının daha da artmasıyla, Japonya cari işlemler fazlası vermeye devam ediyor. Ama, kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 200'ü geçti. Doğal felaketin neden olduğu yaraların sarılmasına yönelik olarak artacak bütçe açıkları kamu borcunu daha da artıracak. Dolayısıyla, geleneksel olarak finansal sermaye ihracatçısı olan Japonya'nın bu alandaki ihracatı da azalabilecek.
Özetlersek, 2011 yılında Japon ekonomisi daralabilir. Japon ekonomisinin küresel sermaye akımlarına katkısı önümüzdeki dönemde zayıflayabilir. Artan enerji açığı ile Japonya'nın enerjideki ek talebi enerji fiyatları üzerine yukarı yönde baskı oluşturabilir. Başta pirinç olmak üzere gıda fiyatları artma eğilimine girebilir. Asya ekonomilerinin lideri olması dolayısıyla, başta Çin olmak üzere Güneydoğu Asya ekonomileri daha fazla olumsuz etkilenebilir.