Advertisement

Tartışmalar üç yıl önce Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nden (AB) mali yardıma ihtiyacı olup olmadığı ile başladı. İki yıl kadar önce tarihin en büyük mali yardımı Yunanistan'a verildi. Ardından, Yunanistan'ın borçlarını yeniden yapılandırıp borç azaltmaya gitmeden krizden çıkıp çıkamayacağı tartışılmaya başlandı. Şimdi o noktaya da hızla yaklaşıyoruz.
Borçların yeniden yapılandırılıp borç azaltmaya gidilmesinin ihmal edilemeyecek yan etkileri var. Başta Yunan bankaları olmak üzere, Yunanistan'a borç vermiş birçok Avrupa ülkesi bankaları zor duruma düşebilecek. Ek sermayeye ihtiyacı olacak. Yani, bankaları kurtarmaya yönelik olarak AB elini yeniden cebine atmak zorunda kalacak.
Bir başka seçenek Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkması ve kendi parasını kullanması. İnkâr edilse de, böyle bir seçeneğin gizli yapılan AB Maliye Bakanları toplantısında ele alındığı anlaşılıyor. Bu seçeneğin de yan etkileri var. Euro'nun bir para olarak itibarının sürdürülmesinde önemli bir yara alınmış olacak.

ZAMAN KAZANILAMADI
Bugüne kadar AB borç krizi içine düşen ülkelerde zaman kazanmaya çalıştı. Financial Times yazarı Martin Wolf'un fıkrasında olduğu gibi, AB'nin stratejisi, idam kararının kaldırılması için kralın atını konuşturabileceğini iddia eden adamın stratejisine dönüştü. Bir yıl içinde belki adam kralın atını konuşturamayacaktı. Ama, bir yıl içinde adam ölebilirdi. Belki, kral ölebilirdi. Belki de, at konuşmaya başlardı.
Krizden çıkış için Yunanistan'ın uygulamaya koyduğu ekonomi politikaları bekleneni veremedi. Alınan kemer sıkma önlemleri, devalüasyon yapmadan, enflasyon yaratmadan Yunanistan ekonomisini beklenenin üzerinde küçülttü. Yunanistan'ın borçluluğu son bir yıl içinde azalmadı, aksine arttı, artmaya da devam ediyor.
Şimdi AB'nin Yunanistan'a ikinci bir mali yardım yapması konuşuluyor. İkincisinin büyüklüğü birincisinin yarısı kadar olacak. Yunanistan'ın borçları yaklaşık 350 milyar Euro civarında. İkinci mali yardım da verilirse, AB Yunanistan'a toplam borçlarının yarısı kadar mali yardım yapmış olacak. Durum düzelecek mi? Çok zor görünüyor.
Giderek, Yunanistan kendini AB'den maaşa bağlamış görünüyor. Sonuçta, Yunanistan'ın tüm borçları AB'ye borçlar haline gelebilir. AB, Yunanistan'ın borçlarını özel kesimden bire bir satın almış hale gelebilir. Yunanistan için en tercih edilir çözüm elbette bu. İleride de, borçlar silinecekse, AB'ye olan borçlar silinmiş olur. Tüm maliyeti AB ülkelerinde vergi verenler yüklenmiş olur. Hatta, olacağı buysa, zaman kaybettirilerek Yunanistan'ın son iki yıldır bunca acı çekmiş olması da eleştirilebilir.

ÇÖZÜM DE ÇÖZÜM OLMAYABİLİR
AB'nin bu yolda hızla ilerlediği görünüyor. Ama, bu yol AB'nin tercih edeceği bir yol olamaz. Bu yolda biraz uzun kalındığında, sıradaki diğer ülkelere yönelik çok maliyetli bir örnek yaratılmış olacak. Aynı muamelenin Portekiz ve İrlanda'ya da yapılması talep edilecek. Daha da vahimi, piyasalar başka ülkelerin de sıraya girebileceği yönündeki beklentilerini abartmaya başlayacaklar. Şimdiden İtalya'nın AB ve IMF fonlarına ihtiyaç duyabileceği konuşulmaya başlandı.
AB açısından bu aşamada en uygun çözüm Yunanistan'ın borçlarını yeniden yapılandırması ve borç azaltmaya gitmesi gibi görünüyor. Bu stratejinin bankalar üzerinde yaratacağı olumsuzluğu çözmek daha tercih edilir bir seçenek haline geliyor. Bu da çalışmazsa, Yunanistan'ın Euro'dan çıkması daha gerçekçi bir seçenek olmaya başlar. Borçların yeniden yapılandırılması ve borç azaltma stratejisi de, dozu düşük tutulduğunda, çözüm olmayabilir.