Advertisement

Avrupa Birliği'nin (AB) yetkilileri dahil, konuyu irdeleyen birçok kişi Yunanistan'ın borçlarını yeniden yapılandırıp borç azaltmasına gitmeden ekonomisini düzeltemeyeceğini düşünüyor. Yani, Yunanistan'ın borçlarını yeniden yapılandırıp azaltması kaçınılmaz. Buna karşılık, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yunanistan'ın borçlarını yapılandırması ve azaltmaya gitmesinin bir felaket olacağını iddia ediyor. O halde, felaket kaçınılmaz oluyor.
"Borçlarını yeniden yapılandırsın mı yapılandırmasın mı?" tartışması sürerken, Yunanistan Hazinesi yeni para bulamazlarsa, temmuz ayında ödemelerini yapamayacağını açıkladı. AB ve IMF desteğinin bir parçası olarak temmuz ayında para bulabilirler. Eylül ayında ne yapacaklar?
Galiba, borç yapılandırma projesi, Yunanistan, AB ya da ECB'nin kararı olmaktan çıkıyor. "Force majeur" haline geliyor.

ECB'NİN KONUMU
ECB'nin Yunanistan'ın borçlarının yapılandırmasına karşı çıkmasının birkaç nedeni var:
1. ECB'nin elinde piyasalardan aldığı 50 milyar Euro'ya yakın Yunan tahvilleri var. Borçların yarısı silinse, ECB 25 milyar Euro kadar zarar edecek. Sermaye artırımına gerek duyacak. Bir merkez bankası açısından anlatması zor bir durum.
2. Yunan bankalarının gerek duyduğu tüm likidite Yunanistan'ın kefaleti ile ECB tarafından karşılanıyor. Borçların yeniden yapılandırılması durumunda, ECB'nin elindeki teminatlar verdiği borçları karşılamayacak. Teminatların kalitesi düşecek.
3. Yunan tahvillerini elinde bulunduran Avrupa'daki ticari bankalar zor duruma düşecek. Kurtarmak ECB'ye düşecek.
ECB'nin tüm yetkilileri hep bir ağızdan Yunanistan'ın borçlarını yeniden yapılandırmasına karşı. O kadar ki, borçları yeniden yapılandırılırsa, ECB, Yunan bankalarına verdiği likiditeyi durduracağı tehdidini savurdu. Bunu yapıp yapamayacağını kestirmek zor. Ama, yaparsa, Avrupa'da dört dörtlük bir bankacılık krizi çıkar.
Bu tehdidi Almanya şimdilik ciddiye almış görünüyor ve ECB'nin görüşünü destekliyor. Önümüzdeki aylarda Almanya'nın görüşünü değiştirmesi uzak bir olasılık değil. Çünkü, Yunanistan ekonomisinin yüzdürülmesine yönelik alınacak önlemler Avrupa'nın diğer borç krizi içindeki ülkeleri için de bir örnek teşkil edecek. Bu aşamada, borç yeniden yapılandırmadan kaçınmak için Yunanistan'ın piyasaya olan tüm borçlarını AB'ye olan borçlar haline dönüştürmek, krizdeki ülkeler hariç, hiçbir AB ülkesinin işine gelmez.
ECB bir başka seçeneği gündeme getirmek istiyor olabilir: Borçların yeniden yapılandırılması ve borç azaltma yapılacaksa, Yunanistan önce Euro'dan çıkar, sonra borçlarını yeniden yapılandırır. Bu seçenek de Avrupa'nın Yunanistan'a desteğini sürdürmesini gerektiriyor. Ama, bu seçenekte ECB devreden çıkar. AB ve IMF sorunları çözmeye çalışır. Kurtarma operasyonu para politikasının değil, AB maliye politikalarının bir parçası olur. Euro'nun itibarı en az zararla korunmuş olur.

TESTİN ZAMANI GELDİ
Kasım ayında ECB Başkanı değişiyor. Özellikle son aylarda Yunanistan konusunda kamuoyu önünde mesafeli duran İtalya Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ECB Başkanı olacak. Başkanın değişmesinin ECB'nin tutumunu değiştireceğini beklemek çok doğru olmaz. Aksine, Draghi de ECB'de devamlılığın olduğunu ispata çalışacak. Aksi bir tutum Euro'nun itibarını daha da zedeler.
ECB Bundesbank mı, değil mi? Piyasalar bir gün bunu test edecekti. Testin zamanı geldi gibi görünüyor. ECB Bundesbank ise Avrupa Birliği'nde siyaset farklı bir platforma oturacak demektir. ECB Bundesbank değilse, Euro'nun işi çok zor.