Advertisement

Ekonominin ısınmasının tanımı yorumcudan yorumcuya değişiyor. Genelde, ekonomide ısınma, gerçekleşen ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğinin tehlikeye girmesi olarak tanımlanır. Ekonomi politikası yapıcıları ise ekonomik ısınmayı kapasite kullanımı ile ölçüyorlar. Onlara göre, Türkiye ekonomisinde aşırı bir ısınma yok. Buna karşılık, yıllık bazda cari işlemler açığı 68 milyar doları aşmış durumda. Cari işlemler açığının finansmanının kalitesi giderek düşüyor. Bu boyuttaki bir açık ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor.
Bu gözlemlerden yola çıkarak şöyle bir sonuca varabiliriz: ekonomide aşırı bir ısınma yok, ama cari işlemler dengesi giderek ısınıyor!

AÇIĞIN BOYUTU
Ekonomik faaliyetlerin bugünkü düzeyinde aylık ithalat fob bazında 20 milyar dolar civarında, ihracat ise aynı bazda 12 milyar dolar civarında göreli bir istikrara kavuşmuş görünüyor. Yani, fob bazında aylık dış ticaret açığımız 8 milyar dolar civarında. Hizmetler sektörü ve cari gelir-gider hesapları toplam dengesi turizm nedeniyle mevsimsellik gösteren bir yapıda. Yaz aylarında (ekim ayına kadar) bu kalemlerde verilen fazla artacak. Cari işlemler açığı yaz aylarında aylık 5-6 milyar dolar düzeyine inebilir. Yılın son üç ayında yeniden 8 milyar dolar düzeyine tırmanabilir.
Rakamları alt alta koyduğumuzda, yıl sonunda cari işlemler açığının yıllık 80 milyar dolar civarında olacağı anlaşılıyor. Cari işlemler açığındaki bu büyüklük tahmini milli gelirimizin yüzde 10'u civarında. Göreli olarak da, mutlak olarak da cari işlemler açığında tarihi bir rekor söz konusu. Bu hesaplarda ekonominin yüzde 7-8 büyüyebileceği olasılığı yok.
Ekonomi ısınmamış olsa da, cari işlemler dengesinin aşırı ısındığını iddia edebiliriz. Gerçekten ekonomide aşırı bir ısınma yoksa, cari işlemler açığının ekonomiden önce aşırı ısınmaya geçmiş olması bir başka talihsizlik. Çünkü, aşırı ısınmamış bir ekonomide gerçekleşen ekonomik büyüme cari işlemler dengesinin aşırı ısınması dolayısıyla sürdürülemez hale gelebilir. Isınmanın tanımı ne olursa olsun, riskli bir durum söz konusu.

FİNANSMAN KALEMLERİ
Son bir yılda cari işlemler açığı 68 milyar dolar olurken, net dış finansman 73 milyar dolar kadar oldu. Yani, son bir yılda cari işlemler açığından 5 milyar dolar daha fazla net finansman elde edildi. Buna rağmen, Merkez Bankası rezervleri yaklaşık 17 milyar dolar arttı. Çünkü, aynı dönemde 12 milyar dolar yakın kaynağı bilinmeyen bir döviz girişi (net hata ve noksan) söz konusu oldu. Yalnız bu yılın mayıs ayındaki net hata ve noksan kalemi 4.5 milyar dolar civarındaydı.
Cari işlemler açığının finansmanındaki kalite düşüklüğünün en önemli göstergelerinden biri net hata ve noksan kaleminin büyüklüğüdür. Çünkü, bu kalemin sürdürülebilirliği ve yönü konusunda hiç kimsenin bir beklentisi olamaz.
Mutlak büyüklük olarak değil de, düşük kalite açısından ikinci önemli kalem portföy yatırımları yoluyla sağlanan dış finansmandır. Son bir yılda bu kalemden 23 milyar dolar net finansman sağlanmış. Portföy yatırımları yurtdışındaki yatırımcıların risk iştahına göre çok oynaklık gösteren bir finansman yolu. Üçüncü kalem banka borçlanmalarından oluşuyor. Bankaların ve banka dışı özel kesimin net dış borçlanması son bir yılda 38 milyar dolar olmuş. En sağlıklı finansman yolu olan net doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının büyüklüğü bu dönemde 11.5 milyar dolar civarında gerçekleşmiş.
Nereden bakarsanız bakın, riskli bir yolda olduğumuz çok açık. Yükseldikçe, düşüşün vereceği acı daha fazla olacak.
ÖZÜR: Yazarımız Ercan Kumcu'nun dünkü yazısı yerine teknik nedenlerle daha önce çıkmış bir yazısı yayımlandı. Özür dileyerek dünkü yazısını bugün yayımlıyoruz.