Advertisement

Türkiye ekonomisinde cari işlemler açığı arttıkça, küresel ekonomik görünüm Türkiye riski açısından daha da önemli hale geliyor. Cari işlemler açığındaki artışı bir nebze dizginleyebilmek için ihracatımızı artırabilmek önemli. Dolayısıyla, ihracat yaptığımız ülkelerde ekonomik büyümenin gerçekleşmesi gerekiyor. Avrupa'nın şu sıralardaki ekonomik performansı bu anlamda bize yardımcı değil.
Artan cari işlemler açığının finansmanı için daha fazla borçlanabilme olanaklarına sahip olmamız önemli. Dolayısıyla, uluslararası finans sisteminin kesintisiz işlemesi gerekiyor. Uluslararası yatırımcıların risk iştahının azalmaması, hatta artması Türkiye ekonomisindeki bugünkü dengelerin devamı için hayati önemde. Avrupa ve Amerika'daki gelişmeler de bu açıdan bize pek yardımcı olmuyor.
Son aylarda Türkiye ekonomisine yönelik riskler arttı. Risk artışında yurtdışındaki gelişmeler kadar yurtiçinde cari işlemler açığının dizginlenmesine yönelik önlemelerin bir sonuç vermemesi de etkili oldu. Dokuz aydır önlem alınıyor, ama elle tutulur bir sonuç gözlenmiyor. Yurtdışındaki olumsuzluklarla "görünürde önlemlere cevap vermeyen cari işlemler açığındaki artış eğilimi" birleşince, Türkiye ekonomisine yönelik riskler artıyor.

DIŞ RİSKLER
İhracatımızın yaklaşık yarısını gerçekleştirdiğimiz Avrupa ekonomileri bir türlü toparlanamıyor. Aksine, Avrupa'da işler daha da kötüye gidiyor. Büyüme çok düşük. Ekonomik daralma şimdilik "borç krizi" içindeki ülkelerle sınırlı. Ama, kriz derinleştikçe, zaten kötü durumdaki Avrupa bankalarının kredi verebilme kabiliyeti daha da kısıtlanacak. Sonunda, şimdiye kadar ortanın üzerinde performans göstermiş olan Almanya gibi ekonomiler de dahil olmak üzere, Avrupa ekonomileri çok ciddi bir daralma sürecine girebilir. İhracatımız açısından bu küçümsenmeyecek bir risk.
Amerikan ekonomisi iki ileri bir geri gidiyor. Toparlanıyor derken, Amerikan ekonomisine yönelik gelen son veriler çok iç açıcı değil. İstihdam yaratmakta zorlanılıyor. İşsizlik oranı düşmüyor, hatta bazı dönemlerde artıyor. Konut piyasası toparlanamıyor. Bütçe üzerindeki siyasi gerginlik de ek bir belirsizlik yaratıyor. Amerikan Merkez Bankası (FED) ekonomik büyümenin yılın sonlarına doğru yeniden hızlanacağını bekliyor. Şu sıralardaki durgunluğun geçici olduğunu düşünüyor. Beklentiler doğru çıkarsa, Amerikan ekonomisinde parasal sıkılaştırma gündeme gelebilir. Amerika'daki parasal sıkılaştırma Türkiye ekonomisi için bir risktir.
FED'in beklentisi doğru çıkmayıp Amerikan ekonomisi yılın ikinci yarısında tatmin edici bir büyüme sürecine girmezse, eylül ayı civarında Amerika'da yeni bir parasal genişleme gündeme gelebilir. Dolar likiditesinin artması, hatta bunun beklentisi dahi, uluslararası sermaye hareketlerini hareketlendirmeye yetebilir. Lafı bile iyimserliği artırdı. Kısa dönem için böyle bir gelişme Türkiye ekonomisinin artan cari işlemler açığının finansmanındaki zorlukları hafifletebilir. Şikâyet etsek de, FED'in parasal genişlemeye gitmesi sonucu döviz kurları düşebilir, ama özellikle portföy yatırımları yoluyla gelecek ek dış kaynak Türkiye'deki dengelerin bozulmasını engeller.

BAŞARI RİSKİ AZALTMAKTIR
Çin ekonomisi beklentilerin üzerinde büyüyor. Çin'in durumu bizim için olumlu bir gelişme. Gelişmekte olan ülkeler gelişmişler devrede olmadan da büyüyebildiklerini gösteriyor. Türkiye de bu grupta. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülkeler grubunda büyüme sorunun olmaması uluslararası sermayenin gelişmiş ülkelere daha sıcak bakmasını sağlıyor. Bu da Türkiye ekonomisindeki dengelerin bozulmadan devam ettirebilme şansını artırıyor.
Çözümü zor ekonomik sorunların üzerine gidilebilecek en uygun zaman ekonominin büyüme dönemleridir. Türkiye de bu fırsatı kullanabilmeli. Şimdiki "görünürde önlemlere cevap vermeyen cari işlemler açığındaki artış eğilimi" konumundan "önlemelere az da olsa cevap veren cari işlemler açığı" konumuna gidebilmeliyiz. Başardığımızda, Türkiye ekonomisine yönelik riskler, Avrupa ekonomileri daha kötü duruma gelseler dahi, yok olmaz, ama azalabilir.