Advertisement

Anketler yoluyla beklentileri ölçmek moda oldu. Birçok yerli ve yabancı kuruluş, Merkez Bankası da dahil olmak üzere, beklenti anketleri yapıyorlar. Anketler yoluyla mali piyasalardaki profesyonellerin ve iktisatçıların yıl sonuna ve 12 ay sonrasına yönelik tahminleri öğreniliyor. Alınan cevapların bir şekilde ortalaması alınarak bulunan sonuçlara piyasa beklentisi deniyor. Anketlere cevap verenler cevaplarını nasıl hazırlıyorlar? “Olsa olsa” yöntemiyle kafadan atanlar da olabilir. Çok karmaşık makro ekonomik modelleme yoluyla bulunan tahminler de anketlere yansıyabilir. Kullanılan metot ne olursa olsun, anketler yoluyla bulunan sonuçların hiçbir ekonomik anlamı olmuyor.

BEKLENTİYİ ÖLÇMÜYOR
Ekonomik birimlerin gerçek beklentileri, verdikleri ekonomik kararlarda kullandıkları beklentilerdir. Yani, gerçek beklentiler, anketler yoluyla değil, verilen kararların oluşturduğu dengelerin ima ettiği beklentilerdir. Örneğin, cari işlemler açığının hızlanarak artması sonucunda oluşacak bir kriz beklentisiyle, döviz kurlarının fırlayacağını bekleyebilir ve bu beklentiyle ileride yapacağınız ithalatı öne çekebilirsiniz. Buna karşılık, önünüze bir anket geldiğinde, felaket tellallığı yapmamak için cari işlemler açığının artmayacağını beklediğinizi söyleyebilirsiniz. Enflasyon beklentilerine yönelik anket sonuçları da anketi yapanı yanıltmaya odaklanabilir. Bir piyasa profesyoneli ya da iktisatçısı olarak enflasyonun hızla yükseleceğini bekleyebilirsiniz. Ama, enflasyon beklentisi yükseldi diye Merkez Bankası’nın politika faizlerini artırabileceğini düşünerek gerçek enflasyon beklentinizi ankete yansıtmayabilirsiniz.

FAYDASI MALİYETİ KARŞILAMIYOR
Uzun zamandır Merkez Bankası’nın yayınladığı beklenti anketi sonuçları bu açıdan güvenilir olmaktan çok uzak görünüyor. Temmuz ayında ankete katılanlar yıl sonunda cari işlemler açığının 68 milyar dolar olarak beklediklerini söylüyorlar. Halbuki, mayıs ayı itibarıyla son on iki aylık cari işlemler açığı zaten 68 milyar doları geçmişti. Haziran ayında büyük bir olasılıkla 73 milyar dolar olacak. Demek ki, piyasa bundan sonra cari işlemler açığının yıllık bazda artmayacağını, hatta azalacağını bekliyor! Ama, bu arada ekonominin de bu yıl yüzde 6 büyüyeceğini bekleyebiliyorlar. Piyasa profesyonelleri ve iktisatçılar bu denli gerçeklerden uzak olamazlar. Açıkça dalga geçiyorlar. Benzer olgu enflasyon beklentilerinde de görünüyor. Nedense, enflasyon beklentileri hep Merkez Bankası’nın açıkladığı tahminler civarında çıkıyor.

Yani, Merkez Bankası’na “biz de senin gibi düşünüyoruz, bize bakarak farklı bir konum alma“ deniyor. Bugünlerde Merkez Bankası’nın hesaplarına paralel yıl sonu enflasyon beklentisi ortalaması yüzde 7.33’e çıktı. Ekonomik büyüme beklentileri de diğerlerinden daha az komik değil. 2010 yılının başında büyüme anketlerden çıkan beklentileri resmi büyüme hedefi civarındaydı. Hükümet üyeleri verdikleri demeçlerle büyüme beklentilerini artırdığında, piyasa da anketler de büyüme beklentilerini artırdı. Ama, uzun süre piyasanın 2010 yılı büyüme beklentisi yüzde 4-5 civarında kaldı. Anketlerle ölçülen beklentiler zaten güvenilir değildir. Ama, ülkemizdeki anketler hiç güvenilir değil. Hiçbir ekonomik kurum anketlerden çıkan cevaplara bakarak konumunu belirleyecek kadar miyop olamaz. Hatta, biraz daha ileri giderek, şimdiki haliyle, bu anketlerden elde edilen bilgilerin faydası, anketleri yapmak için yüklenilen maliyetin çok altında kaldı diyebiliriz.