Advertisement

Avrupa borç sorununa kalıcı bir çözüm bulmakta zorlanıyor. Zorlandıkça, sorun daha da ağırlaşıyor. Çözüm diye düşünülen önlemler yetersiz kalıyor. Uygulamadan kaçındıkları önlemleri zorunlu olarak almak durumuna giderek daha yaklaşıyor.

Kısacası, Avrupa sorunların önünden değil, arkasından koşuyor. İki yılı aşkın süredir Yunanistan ekonomisi yüzdürülmeye çalışılıyor. Bu dönemde Yunanistan demokrasi ile idare edilen ülkelerde pek görülmeyen küçümsenmeyecek önlemler aldı. Durum düzelmedi, daha da bozuldu. Milli gelirlerinin yüzde 135’i civarında olan borçları şimdi yüzde 150’ye tırmanıyor. Kaba hesaplar Yunanistan’ın borçlarının milli gelire oranının her yıl 20 puan artabileceğini gösteriyor. Bu arada, piyasadan kısa vadeli borçlanma faizleri yüzde 70’i aşıyor.

ÇIKMAZ YOLA GELİNDİ
Sorun Yunanistan ile sınırlı değil. Borç sorunu diğer ülkeleri de tehdit ediyor. Borcu zaten yüksek ülkeler borçlanma piyasasından kovulurken, sorunu olmadığı düşünülen ülkelerin bankacılık sistemi güven kaybı nedeniyle çatırdamaya başlıyor. Bu şartlarda artık Yunanistan’ın bir biçimde iflas etmesi dahi bir seçenek olmaktan çıktı. Avrupa Birliği’nin genelinde güven tesis edilemediği bir ortamda Yunanistan ekonomisinde güven tesis etmek elbette olanaksız. Bu nedenle Yunanistan’ın aldığı kemer sıkma politikaları ileriye dönük güveni pekiştirmek yerine ekonomik daralmayı daha da derinleştiriyor. Son verilere göre, Yunanistan ekonomisi reel olarak yıllık yüzde 5’in üzerinde daralıyor. Buna karşılık, bütçe açığı milli gelirlerinin yüzde 10’unun altına indirilemiyor. Bütçede azaltılamayan faiz dışı açık söz konusu. Giderleri kısma yoluyla elde edilen kaynak tasarrufundan daha fazlası ekonominin daralması nedeniyle oluşan vergi kaybına gidiyor. Yunanistan ekonomisinin bugünkü durumu bilinen kemer sıkma önlemleriyle düzelebilecek aşamayı geçmiş görünüyor. Dolayısıyla, ekonomik açıdan bir çıkmaz yol söz konusu.

ÇARKLAR TERS DÖNÜYOR
Yunanistan sorunu masadan kalkmadan Avrupa’nın diğer borç sorunu içindeki ülkelere yönelik çözüm geliştirebilmesi çok zor. Yunanistan’a yönelik çözüm geciktikçe Avrupa bankalarına olan güven eridikçe, sorun, borç sorunu olmaktan çıkıp önce Avrupa’dan başlayan küresel düzeyde bir finansal krize dönüşebilecek. Artık tek seçenek kaldı: Yunanistan’ın borçlarının belli bir ıskonto ile bir biçimde Avrupa’nın ortak borcu haline dönüştürülmesi (Avrupa Bonosu çıkarılması). Bu çözüm de Yunanistan ekonomisini kurtarmayacak. Yunanistan’ı ekonomik açıdan çok zorlu geçecek yıllar bekliyor. Ama, bu çözüm Avrupa’yı kurtarabilecek. Bugüne kadar maliye (fiskal) birliği olmadan Avrupa Bonosu çıkarılmasının yanlış olacağı savunuldu.

Genelde bu yaklaşım doğruydu da. Ama, gelinen noktada, “Avrupa Bonosu çıkar, maliye birliği arkadan gelir“ yaklaşımı daha doğru hale geldi. Kaldı ki, Avrupa’nın bu aşamada sağlayabileceği maliye birliği sınırlı kalmak zorunda. Tam siyasi birlik olmadan maliye birliğinin sağlanabilmesinin olanaksız olduğunu herkes biliyor. Almanya “Avrupa Bonosu” çıkarma fikrine şimdilik soğuk bakıyor. “Önce maliye birliği ardından Avrupa Bonosu olabilir“ diyor. Bugüne kadar başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa sorunların arkasından koştu. Şimdi, sorunların önünden koşabilmek için altyapının sonradan oluşmasına göz yummak durumunda. Eğer Yunanistan ve benzerleri Euro içinde kalıp Euro’nun bugünkü haliyle bütünlüğü korunacaksa, Avrupa’nın seçeneği kalmadı. Bu dinamiklerle Yunanistan’ın Euro içinde kemer sıkma politikalarıyla kendine çekidüzen vermesinin de olanağı yok. Çarklar artık ters dönüyor.