Advertisement

Cari işlemler açığının finansman yapısı önümüzdeki dönemde giderek daha önemli hale gelecek. Bir şekilde dış finansman bulabildiğimiz ölçüde cari işlemler açığı artmaya devam edebilecek ve ekonomik büyüme devam edecek. Büyümenin dozu çok büyük ölçüde yurtdışına endeksli.
Küresel kriz öncesinde cari işlemler açığının finansmanında doğrudan yabancı yatırımlar giderek önem kazanmıştı. O dönemin bir diğer önemli dış finansman kalemi Merkez Bankası, Genel Hükümet ve Bankaların dışında kalan kesimin (çoğunlukla özel sektör şirketleri) doğrudan dış borçlanmasıydı. Küresel krizin derinleşmesiyle bu yapı değişti. Doğrudan yabancı yatırımlar azaldı. Özel kesim, net borçlanan değil, kriz döneminde net dış borç ödeyicisi durumuna geldi.
2010 yılında, Türkiye ekonomisinin kriz sonrası toparlanma döneminin başında, dış finansman ihtiyacı büyük ölçüde bankaların dış borçlanmaları yoluyla sağlandı. Tablodan da görüldüğü gibi, 2010 yılında bankalar 40 milyar doların üzerinde net dış borç aldılar. Özel kesim 10 milyar dolara yakın net dış borç ödedi. Bir anlamda, Türkiye ekonomisinin krizden çıkışının kaynağı bankalardı.

DIŞ FİNANSMANIN ÖNEMLİ KALEMLERİ
Geçen yılın son aylarında ekonomiyi biraz soğutmak istediklerini beyan edip sözle de olsa ekonomi politikası yapıcılarının banka kredilerindeki artışı sınırlamak istemeleri banka kredilerini yurtdışına taşıdı. Bankalar kendi kaynaklarıyla müşterilerine kredi vereceklerine, verdikleri teminat mektupları yoluyla müşterilerinin yurtdışından doğrudan borçlanmalarını sağladılar. Bu yılın ilk yedi ayında özel kesimin net dış borçlanması 17.2 milyar dolara ulaştı. Türkiye ekonomisinin bu dönemde sağladığı net dış kaynağın üçte birinden fazlası bu yolla sağlanmış oldu. Bir önceki yılın tümünde 40 milyar doların üzerinde borçlanan bankalar ise bu yılın ilk yedi ayında yalnızca 5.4 milyar dolar net dış borçlanma yaptılar.
Küresel krizle beraber dış finansmanda kaynağı bilinmeyen döviz girişleri önem kazandı. 2007 yılına kadar çok fazla önemi olmayan bu kalem son dönemde bir anlamda Türkiye ekonomisinin kurtarıcısı oldu. Özel kesim dış borçlarının önemli bir bölümünü yurtdışındaki kendi paralarıyla ödediler. Ödemeler dengesi istatistikleri sınırlı da olsa bu hareketleri dikkate aldığı halde, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında her yıl yaklaşık 5 milyar dolar (kaynağı bilinmeyen döviz girişleri) net hata ve noksan kalemi oluştu. Bu yılın ilk yedi ayında kaynağı bilinmeyen net döviz girişleri 10 milyar doları aştı. Bu rakamın içinde yerleşiklerin yurtdışı bankalardaki hesap hareketleri henüz hesaba katılmadı. Bu dönemde yerleşiklerin yurtdışı bankalarındaki hesapları arttıysa, aslında net hata ve noksan kalemi daha da büyük olabilir.
Kriz sonrasını, kriz ve kriz öncesinde ayıran en büyük özelliklerinden biri de portföy yatırımlarından gelen kaynağın toplam dış finansman içindeki öneminin artmış olması. Portföy yatırımları geçen yıldan bu yana en önemli dış finansman kaynağı haline geldi. Bu kalemden geçen yıl 16 milyar dolar, bu yılın ilk yedi ayında 19 milyar doların üzerinde dış kaynak girişi oldu. Bu kalemlerden girişlerin devamı doğal olarak yabancı yatırımcıların risk iştahı ile Türkiye'de sermaye piyasalarının çekiciliğine bağlı.