Advertisement

Merkez Bankası'nın kasım ayı I. Beklenti Anketi'ne göre enflasyon beklentileri yıl sonu için bir önceki anketteki % 8'lik orandan % 9'a yükselmiş.12 ay sonu için % 6.9 seviyesinde kalırken, 24 ay sonu için de % 6.3'ken % 6.4 olmuş.
Bu sonuçlar bize şunları anlatıyor:
■ Ekim ayında yüksek çıkan enflasyon kısa dönemdeki bekleyişleri olumsuz etkilemiş. Yıl sonuna az bir süre kalmasına karşın yüzde 9 düzeyinde bir beklenti bu gelişmenin bir sonucu.
■ Önümüzdeki bir yıllık döneme ilişkin beklentilerde bir değişiklik yok. Bu iyi bir haber.
■ İki yıllık beklentiler ise yüzde 6.5 civarında seyrediyor.
Bu üç sonuç bize enflasyonist bekleyişlerde halen bir bozulmanın olmadığını işaretliyor.
Aslında bu durum bizim için bir şans. Bu şansı iyi kullanmamız gerekiyor. Bundan sonra atılacak yanlış adımlar ve para politikasındaki yanlışlıklar bize bu fırsatı vermeyebilir.
Dolayısıyla;
■ İçki ve tütün gibi kamu tarafından idare edilen malların fiyatlarını dogmatik nedenlerle artırmamak,
■ Merkez Bankası'nı fiyat istikrarını sağlama hedefine tekrar odaklamak,
■ TL'nin gereğinden fazla değer kaybına ve oynaklığına mani olmak,
■ Faiz dahil iç talebi artıracak eylemlerden kaçınmak şeklinde özetlenecek politika eylemlerinin enflasyonist beklentilerin yüzde 6 ile 7 arasında bir düzeyde tutulmasına yardım edecek araçlar olduğu kanısındayım.
Aksi takdirde ipin ucu kaçarsa toparlamak güçleşir. Cari işlemler açığı yanına bir de enflasyon sorununu ekleriz.

***

Avrupa krizine yeni bir çözüm önerisi

Yumurta kapıya dayanınca işler kızıştı. Avrupa krizinin ne kadar ciddi sorunlar yaratacağı düşüncesi herkesi harekete geçirdi.
Son olarak Alman Ekonomi Uzmanları Konseyi, uygulanabilir ve gerçekçi bir çözüm yolu öneriyor.
Buna göre Euro Bölgesi'ndeki ülkelerin kamu borcu/milli gelir oranının yüzde 60'ını aşan kısımları bir fonda toplanacak. Fon tüm ülkelerin garantisinde çıkarılacak "mavi bonolar" yardımıyla eski borçları yenileriyle değiştirecek. İlgili ülkeler ise 20 ila 25 yıllık bir süre içinde fona devrettikleri borçlarını geri ödeyecekler.
Kurulacak bu fona aktarılacak tutarın 2.3 trilyon Euro tutarında olacağı hesaplanıyor.
Böyle bir sistemde yüzde 60 oranından daha fazla kamu borcu yüküyle karşılaşmayacak Euro Bölgesi ülkeleri kendilerine çekidüzen verecekler.
Kanımca ayağı yere basan bir çözüm yolu. Bir taraftan Alman Anayasa Mahkemesi'nin engellerini aşıyor ve vergi mükelleflerine ek yük getirmiyor, öte yandan ülkelere 20-25 yıllık bir nefes alma süresi tanıyor.
Umarım bu öneri politik engelleri de aşar ve uygulamaya konulur.